Seçim havasında bayram heyecanı
İkram Kali
Bayram sürprizini BDP’li Van Belediye Başkanı Bekir Kaya yaptı. Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adayı olacak-olmayacak değerlendirmelerine Kaya BDP İl Başkanlığı’na bugün (13.102013 Pazari) bizzat giderek yazılı aday adaylığı müracaatıyla son noktayı koydu.
BDP Büyükşehir başkan adayı yüzde 99 Kaya gibi.
Çözüm sürecinin sağladığı barış, huzur, kardeşlik ile birlikte ülkemizde 8 aydır silahlar patlamıyor, gençlerimiz kara toprağa gömülmüyor, anneler gözyaşı dökmüyor. “Kara Bayram” yaşanmıyor. Yarına dönük olumlu düşünceler, beklentiler ise bir hayli fazla.
Mısır, Suriye, Irak, Sudan, Afganistan, Pakistan ve diğer ülkelerde yaşanan toplu katliamlar, bombalamalar, Müslümanların kendi aralarında yaşadıkları vahşi insan kıyımları ülkemizdeki barışı huzuru çok daha anlamlı kılıyor. Böyle bir dönemde Kurban Bayramı’nı sevdiklerimizle, dostlarımızla ruhuna uygun idrak etmeye çalışacağız.
Arife günü önce yakınlarımızı, sevdiklerimizin mezarlarını ziyaret ederek bir anlamada bayrama girmiş olduk.
Seçim süreci de fiilen başlamıştır.
Yerel seçimlere 6 ay gibi kısa bir süre kalınca bayram sohbetlerinin konusu yerel seçimler, çözüm süreci, demokratikleşme paketi olacak. Adaylara yönelik merak edilen sorulara ziyaret ve sohbet aralarında cevap aranacak. Bayram boyunca seçimlerin nabzı tutulacak. Çünkü bayramda herkes bir arada bulunacak. Ziyaret sebebi bayram olunca ev sakinlerinin kapıları da, gönülleri de gelene sonuna kadar açılacak. Yapılan konuşmalar, tahminler, eleştiriler, öneriler partiler aday adayları için uyarı ve anket niteliği taşıyacak. Siyasi partiler ve aday adayları bayram havasını, ortamını iyi değerlendirecekler. Adeta bayram süresince kampanya yürütecekler. AK Parti ilçe belediye başkan aday adayları Ankara’da parti genel merkezl ve adaylıklarında etkili olacaklarını düşündükleri adresleri ve özellikle milletvekillerini ziyaret ettiler, zemin yokladılar. Şimdi bayramlaşmada da boy gösterecekler.
Bu bayram, demokratik olgunluk, tartışma ve eleştiri kültürü ve yakınlaşmanın sağladığı seçim heyecanı altında geçecek.
Bu havayı bu memleket çok özlemişti.
Bize ait bütün bayramların heyecanı, keyfi, tadı bir başkadır. Bizim bayramlarımız Batı kültüründen alınan anneler gününe, sevgililer gününe, babalar gününe hiç benzemez. Bayramlarımız şekilci, dışlayıcı değil sahicidir. Zengin, fakir herkesi içtenlikle kapsar çünkü özünde inanç ve sosyal olgu vardır. Bayramlarımızın şekeri, neşesi çocuklar, anlamı ve rengi de kucaklaşmalar, barışmalar, paylaşmalar, yakınlaşmalardır.
Bayram denilince;
Van’da çocukluğumuzda bayrama birkaç gün kala kireç ile duvarlarını badanaladığımız beyaza bürünen Çavuşbaşı Mahallemizdeki şirin kerpiç evimizi, sökülerek yıkanan yatak yorgan, yastıkları, minderleri, sedir örtülerini, fırçalanarak yıkanan kilimleri, halıları, tahta fırçası ile silinen odaların tahta tabanından yayılan nem kokusunu, berberde sıra bekleyişimizi, telaşlı bayram alışverişlerini, çarşının bayram kalabalığını, çocukça bayram beklentilerimizi, sarma, üzüm aşı, ğelbir tatlısı, kadayıf veya baklava hazırlığını, fırına pişirmeye götürdüğümüz baklava tepsilerini, fındıkların içinden bayram gecesi özenle seçerek üzerine çeltik açtığımız elmıyarlık fındıkları, sabah erken saatte babamızla ağabeyimizle bayram namazına gidişimizi, eski büyük camiden kınan bayram namazını ve pencereden süzülen güneş ışıklarını, Akköprü mezarlığını ziyaretimizi, mezarların başında onuna dualar ile dökülen özlem gözyaşlarını, rahmetli anamın günlerdir sürdürüldüğü temizliğin bayram sabahı sokağa kadar uzanan avlu temizliğin toprak kokusu ile son bulan finalini, bizim o zamanlar pekte kavrayamadığımız büyüklerimizin yanaklarından süzülen gözyaşlarını, hazırlanan sabah kahvaltısını, her bayram sabahı kavatlısını ailesinden önce bizimle birilikte yapan emekli Başçavuş Cengiz eniştemizi, kahvaltı sonrası giydiğimiz yeni elbiselerimizi, parlayan ayakkabımızı, büyüklerimizin ellerini öpüşümüzü, sarılmaları, yakışıklı-güzel övgüleri, verilen bayram harçlıklarını, ‘üstünüzü kirletmeyin ve uzaklara gitmeyin’ uyarılarını, mahallemizin büyülerinin ayrım yapmadan toplu komşu gezmelerini, kalabalık akrabaların ani baskınlarını, kapıda bayramlaşmaları, arife günü hazırladığımız milav da (yere açılan küçük çukur, bu çukura 3 metreden atılan fındıkların milav-çukur dışında kalanlara tek mi, çift mi denilerek bahis tutularak oynan oyun) fındık oynamayı, verilen harçlıkların akşam yaptığımız muhasebesini, paralarımızı annemize emanet edişimizi, yeni ve sayıca çok olan paranın daha fazla olduğu o çocuksu sevinci, bayramlık harçlığımız ile Emek ve Şehir sinemalarına giderek film izlediğimizi, bir paket Birinci sigarası alarak büyüklere özentimizi, her bayram Kerkük lisanıyla “ gelin balalarım” diyerek sevgiyle çocukları bağrına basan ve bütün çocuklara yeleğinin cebinden taşıdığı harçlıktan veren Mecit Hoca dayımızı, mahallemizin bazı bahçelerinde oyun kağıdı ile kumar oynayan gençlere polisin baskın yaptığı ve göz altına aldığı haberini, Cemil Of’un kardeşi Adnan ile parasına fındık oynayan diğer gençler arasında kavga çıktığı birinin de ayağıyla milavı yıktığı flaş haberi, küs olan komşuların barıştırıldığını, penceşir (kanser) olan komşunun bayramına gidildiğini ancak durumunun çok ağır olduğunu kardeşinin başından ayrılmadığını, çocuklarının ağladığını, bayramdan sonra filanın kızını falana isteyeceklerine dair yapılan sohbeti ve bayram kültürümüzü hatırlarım.
Bayramınızı en içten duygularla kutlar, sağlık ve esenlikler dilerim.