İkram Kali

Rektör Battal'dan haklı tepki

İkram Kali

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Rektörü Prof Dr. Peyami Battal geçtiğimiz gün tepki göstererek eleştirilerde bulundu.

 

Rektör Battal, Van Balığı ile ilgili bazı belediyelerce düzenlenen etkinliklerde ve bazı kişilerce yapılan açıklamalarda üniversiteye haksızlık yapıldığını belirterek, "Van'ın değerleriyle ilgili üniversitemizin yaptığı çalışmalar görmezden geliniyor" dedi.

 

Battal Hoca, Van balığının neslinin korunması için yıllardır proje üreten, destek fonları çıkaran, çalışmaları destekleyen Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin arka planda tutulduğuna dikkat çekti. Van balığının varlığını sürdürmesinin sadece avlanmaya bağlı olmadığının altını çizen Battal, "Van balığı için Van YYÜ Bilimsel Araştırmalar Projeleri fonlarımızda yaklaşık 400 bin TL destek vermek suretiyle çok değişik alanlarda araştırma yaptık. Kirliliğe karşı, gen yapısında meydana gelen değişiklerden tutun, suyun kalitesine ve yetiştiriciliğine bağlı detaylı çalışmalar yapılmıştır. Van balığımızla ilgili yaklaşık 150'nin üzerinde araştırma ve çalışmada bulunduk. Bu çalışmalar Üniversitemizin 1992 yılından itibaren kurmuş olduğu su ürünleri bölümü ile başladı ve bugün de kurduğumuz Su Ürünleri Fakültesi bünyesinde çalışmalar devam etmektedir. Yapılan 150 çalışmanın büyük bir çoğunluğu Van YYÜ öğretim üyeleri tarafından yapılmıştır… Van YYÜ burada bölüm kurmaya başladıktan sonra Van balığı odak noktası haline geldi.  Birilerinin üniversitemizin yapmış olduğu çalışmaların üstüne gelip oturma ve algı oluşturma gibi bir şansı olmamalıdır. Bu noktada yanlış yapanları kınıyoruz. Üniversitemizde bir öğretim üyesinin yapmış olduğu çalışmayı doğru değerlendirmek gerekiyor. Arkadaşımız bu çalışmayı Van YYÜ'nün gücünü, imkanlarını arkasında htiği için yapıyor. Bu da Van YYÜ'nün Van bağlının neslinin korunmasında birinci aktör olduğunu göstermektedir. Van balığı ile ilgili bütün çalışmaların üniversitemiz kontrolünde yürüdüğüne özellikle dikkat çekmek istiyorum" şeklinde konuştu.

Rektörü Battal'ın haklı eleştirilerinin muhatapları bellidir.

 

Eleştiriler üniversitenin kurumsal çabalarını, akademik emeklerini, sağladığı kaynakları "ben" egosuyla ifade etmeyenlere, üstünü örtenlere ve görmezden gelenleredir.

 

Rektör Battal'ın tepkisi bu nedenle yerindedir.

 

Hangi kurumda kuruluşta görev yaparsanız yapın, bağlı olduğunuz kurumun üstünde olamazsınız. Bu tür yaklaşımlar etik de değil. Yaparsanız buna istismar, uyanıklık ve rol çalma derler.  Bağlı bulunduğunuz üniversitenin sağladığı imkanları sonuna kadar kullanacaksınız, bir yerlere gelerek adınızı duyuracaksınız ama kurumunuzu yok sayarak bilimsel çalışmayı ekranlarda kişisel şova dönüştüreceksiniz. Yok böyle bir şey. Bu yaklaşımı kimse kabul etmez. Kişiler geçici kurumlar kalıcıdır. Destek aldığınız kurumunuz varsa siz varsınız.

 

Van balığının neslinin korunmasına yönelik kurumların, kuruluşların şahısların çabalarını hepimiz biliyoruz. Yeri geldiğinde de teşekkür ediyoruz. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde lisans eğitimi sonrası 1992 yılında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başlayan Mustafa Sarı, üniversitenin sağladığı desteklerler sonucu Van Balığı üzerine çalışmalar yaptı.  Üniversite kendisine bölüm açtı, yetmedi Su Ürünleri Fakültesi açtı, yetmedi Dekan yaptı. Sarı, akademik çalışmalarının karşılığında Van YYÜ'den profesör kadrosu aldı. Yani çabaları karşılıksız kalmadı. Üniversite ve Van balığı sayesinde Dünya da ve Türkiye'de popülaritesini yükseltti. Van'dan bu birikimle Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi'ne giden Sarı, orada Denizcilik Fakültesi Dekanı oldu.

 

Mustafa Sarı'nın sazan ailesinden olan Van balığını kişisel tercihi doğrultusunda zorlama ve ısrarla "İnci kefali" olarak dayatması ise artık geride kaldı. Zira Vanlılar nezdinde karşılık görmeyen isim uydurması günümüzde Avrupa'da büyük önem kazanan coğrafi işaretleme yerel markalaşma sistemiyle çelişen, Van'ın kültürel hafızasını zayıflatan yaklaşımdır.

 

Van Balığı neslinin korunmasında, toplumda farkındalık yaratılmasında öncü kurum Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'dir. Üniversitesinin hak ve hukukuna sahip çıkan Rektör Peyami Batal tepkisinde ve eleştirilerinde haklıdır.

 

 

Van Balığına Yeni Göç Alanları

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkuş, Van Gölü'ne dökülen 111 dere olduğunu, Van balığının bu derelere üremek için göç gerçekleştirdiğini anlatarak derelerin korunması gerektiğini söyledi. Söz konusu derelerin korunamaması durumunda Van balığının derelere göç ederek başarılı bir şekilde üremesini gerçekleştiremeyeceğini kaydeden Akkuş, balık neslinin de devamlılığında ciddi sorunlar yaşayacağına dikkat çekti.

 

Van balığı Erciş Deli Çay'a ve farklı akarsulara yumurtalarını bırakmak üzere tersine akın ediyor. Van balıkları Deli Çay'da kaya engellerden dolayı ilerleyemedikleri için yükseklere fırlayarak görsel şov oluşturuyorlar. Dünyaca ilgi çeken muhteşem doğa olayı budur.

Van bölgesinde Bendimahi Çayı, Karasu Çayı, Değirmendere Çayı, Akköprü ve Engil Çayı gibi Van Gölü'ne dökülen çok sayıda akarsu var. Van balıkları üremelerini göçlerini bu sularda da gerçekleştiriyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi,  Tarım İl Müdürlüğü, Belediyeler ve Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) işbirliğiyle derelerde yapılacak peyzaj (doğal engeller) ile şehir merkezine yakın akarsu ağızlarında Van balığı göç alanları oluşturulabilir. Van'a gelen yerli yabancı turistler Van balığının görsel şovunu buralarda rahatlıkla izleyebilir. İlk adımı bu yıl 'Muradiye Bendimahi Balık Göçü Festivali' düzenleyen, Muradiye Kaymakamlığı ve Belediyesi attı.

 

Gelin Engil ve Akköprü deresinden başlayarak hem dereleri hem Van balıklarını koruyalım hem de Van balığı için yeni göç alanları oluşturarak turizme katkı sağlayalım.

 

 

Uşkun Festivali

Elin adamı hiçbir özelliği olmayan ota, domatese, yumurtaya festival düzenleyerek ülkesine, memleketine daha fazla turist çekmek için çaba gösteriyor. Öte taraftan insanlarda doğayla buluşmak yeni yerler gezip görmek istiyor.

 

Doğa ve tarih harikası bir şehrimiz var. Denizin, kedinin, balığın, kuşların, dağların, yaylaların, çiçeklerin, akarsuların ve tarihin bir arada olduğu benzersiz muhteşem toraklarda yaşıyoruz. Ama her mevsim ayrı bir güzelliğe bürünen zenginliklerimizi turizme kazandırmıyoruz.

 

 Van, kültür ve doğa turizmi kapsamında festivaller, şenlikler kenti olabilir.

Mesela, Van Peyniri Festivali,  Norduz Koyun Kırpma Festivali, Van Kedisi Festivali, Doğa Yürüyüşü Festivali, Doğal Çiçek Festivali, Erek Dağı Kar İle Buluşma Festivali, Uşkun Festivali gibi  daha birçok festival düzenlenebilir.

 

Soyularak yenilen otkuzukulağıgiller familyasından olan 1000 - 4000 m yüksekliklerde yetişen, mayıs-haziran aylarında sarımsı beyaz çiçek açan, 40-150 cm boyunda, çok yıllık, otsu bir ravent tür olan Uşkun, Işgın Yayla muzu ya da Işkın'ın Van'ın yemeği, reçeli yapıldığı gibi kökü ve kendisi çeşitli hastalıkların tedavisi için önerilmektedir.

 

Van'da doğayla buluşmak isteyenler,  uşkun yemek isteyenler, uşkunu merak edenler Van Uşkun Festivali ile şehrimize davet edilebilir. Festival günü Erek Dağı'na çıkılarak uşkun toplanır, uşkun yarışmaları ve yemekleri yapılabilir. Halaylar çekilir,  oyunlar oynanır, uçurtma uçurulur.

 

 Yayla muzu uşkundan  ilgi gören turizm  hareketliliği yaratabiliriz.

Yazarın Diğer Yazıları