İkram Kali

Oyuna gelmeyin

İkram Kali

Herhangi bir ülkede, herhangi bir kentimizde…

Bir caddede, meydanda…

Bombalar patladığında…

Dilini, dinini, ırkını, mesleğini bilmediğimiz insanlar hayatlarını kaybettiğinde…

Deprem, sel, kasırga gibi doğal felaketler meydana geldiğinde.

Can pazarı yaşandığında…

Kazalar, yangınlar, heyelan olduğunda…

Toplu ölümler meydana geldiğinde…

İnsan olan, 'bugün sana yarın  bana'  diyen herkes üzülüyor.

Vicdanı olan hiç kimse nedeni ne olursa olsun  felaketlere, ölümlere, acılara " oh olsun"  demiyor, diyemez.  Diyenin  insanlığından şüphe edilir.

Ama doğal felaket  ve toplumsal olaylarda provokatörlerin  anında ortaya çıkarak sosyal medyadan, televizyon ekranlarından, gazete köşelerinden, ayaklı gazeteler aracılığıyla bölücü, ayrıştırıcı, kin, nefret söylemleri paylaşarak toplumu kışkırtıp gerginlik yarattıklarını da biliyoruz.

Provokatörler kin nefret içeren yalan, yanlış söz ve eylemleriyle duygusal süreçten geçen toplumun değerleri, kimlikleri üzerinden sinir uçlarına dokunarak kaos, çatışma ortamının yaşanmasına çalışırlar.  Amaçları toplumu tahrik edip ortalığı karıştırmaktır. Bunu da çoğu zaman başarırlar maalesef.

2011 Van depremlerinin en zorlu günlerinde kendini bilmez bazı hasta ruhlu kışkırtıcıların depremzede Vanlıları nasıl  üzdüğünü gördük. Ama erdemli Van halkı dünyanın ve ülkemizin dört bir yanından yardıma koşan, dualarını eksik etmeyen, gözyaşı döken, harçlıklarını paylaşan güzel yürekli insanlar varken birkaç provokatörün ötekileştirici, kışkırtıcı, incitici, bölücü sözünü ciddiye almayarak  güruhları yok saydı.

Önceki gece İran- Irak sınırında Van'da da şiddeti hissedilen son açıklamalara göre 530 kişinin yaşamını yitirdiği, 8 bin kişinin yaralandığı 7.3 şiddetinde büyük bir deprem meydana geldi.  Hayatını kaybedenlere, yıkımlara hepimiz üzüldük endişelendik. Deprem anından itibaren sosyal medyada yardımlaşma paylaşımları yapıldı.  Deprem felaketi karşısında ortak amaç insanca tavır sergilemekti.

Öyle de oldu.

Ama kışkırtıcı birkaç kişi her doğal felaket ve toplumsal olayda olduğu gibi  anında sahneye çıktı. Van depreminde, terör saldırılarında, bombaların patladığı ve onlarca insanın hayatını kaybettiği zamanlardaki gibi sosyal medya üzerinden bölücü, ötekileştirici, kışkırtıcı, tahrik edici alçakça çirkin paylaşımlar yaptılar. Bu kişilerin sayısının bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az olduğunu da belirtelim. Ancak sinek bir şey değil mide bulandırır cinsinden ortamı bulandırdılar. Böylesi kışkırtma girişimleri olduğunda "bizde bir şeyler" diyelim havasında pusuda bekleyen karşıtları da boş durmadı. Onlarda harekete geçerek  yangına adeta benzin dökmeye çalıştılar. Hakaretlerin, küfürlerin ardı arkası kesilmedi. 

Kritik, hassas zamanlarda ortaya çıkan kötü niyetli provokatörleri anlıyorum.

Onların amacı belli.

Ancak aklı başında bazı insanların duygusallaşarak oyuna gelmelerini, kışkırtıcılara alet olmalarına bir anlam veremedim. Siz provokatörler gibi davranırsanız, onların üslubunu kullanırsanız onlardan ne farkınız kalır.

Provokatörlerin reklamını bilerek veya bilmeyerek yapanlar, sanal ortamda polemiğe girenler en az onlar kadar tehlikeli, ayrıştırıcı ve kışkırtıcı ifadeler kullanarak toplumu tahrik etmeye çalıştılar.

Milyonlarca insanın, onlarca kuruluşun kardeşlik, insanlık mesajlarını, yardım çabalarını görmezden gelerek birkaç güruhun söylediklerine yoğunlaşmak provokatörlerin değirmenine su taşımaktır.

Unutmayın!

Sosyal medya sahte hesaplardan geçilmiyor.

Bir fotoğraf bir isim yeterlidir.

Kışkırtma yapanların kimlikleri, adresleri farklı olsa da amaçları aynıdır.

Adı sanı bilinen veya bilinmeyen bazı kişilerin toplumda fitne çıkarmasına sağduyulu davranılarak izin verilmemelidir. Tahriklere, kışkırtmalara karşı herkesin duyarlı davranarak dikkat etmesi gerekir.

İnsan olarak hepimize düşen görev şudur: Elimizle, dilimizle, gönlümüzle insanların acılarını insanca paylaşmak, imkânımız ölçüsünde mağdurların yardımına koşmaktır.

Yazarın Diğer Yazıları