İkram Kali

Onları da unutmayalım

İkram Kali

Eskiden müstakil bahçeli evlerimizin sofralarında önce ev halkı beslenir karnını doyururdu. Daha sonrada sofradan çıkan ekmek kırıntıları, yemek atıkları kuş, kedi köpek ve kümes hayvanları ile paylaşılırdı. Bütün aileler bu sorumlulukla hareket ederek özelikle kışın hayvanların açlıktan ölmesine izin vermez doğal yaşamı korurlardı.

Günümüzde yaşam koşullar diğer canlılar için daha güçleşti. Beton evlerin çevresinde kuş,  kedi, köpek gibi hayvanlar görünmüyor. Zira sofralardan hayvanlara eskisi gibi pay çıkmıyor. Yiyecek atıkları poşetlere, poşetlerde sıkıca bağlanarak çöpe atılıyor.

Bu yıl kış mevsimine yoğun kar yağışıyla girdik. Kar doğayı beyaz bir örtüyle örttü.   Çetin kış şartları yağan kar ve dondurucu soğuklar insanlar gibi yaşama mücadelesi veren hayvanları da olumsuz etkiliyor. Yiyecek bulmadığı için aç kalan hayvanlar maalesef telef oluyor.

Bütün hayvanların yaşama hakkı var. Çevremizde bulunan kuşlardan, kedilerden, sokak hayvanlarından hepimiz sorumluyuz. Kar ve soğuk hava nedeniyle yiyecek sıkıntısı çeken kuş, kedi, köpek ve diğer yaban hayvanlarını gözetmeliyiz. Osmanlı döneminde kışın karlı soğuk havalarında hayvanları korumak yaşatmak amacıyla özel vakıflar dahi kurulmuş.  Bizler belki vakıf kuramayabiliriz ama doğanın dengesini sağlayan, insanların yakın dostları hayvanların yaşamlarına devam edebilmeleri için bir şeyler yapabiliriz.

Unutmayalım.

Köpekler 9 gün. Kediler ise 18 gün boyunca aç yaşayabiliyor. Kuşlar ise türlerine göre yaşam süreleri değişiklik gösteriyor. Körpe kuşlar daha kısa sürede açlıktan ölebiliyor.

Onlar için neler yapabiliriz.

Kuşlar için apartmanlarda balkon, cam kenarları, bahçeli evlerde ise bahçeye ekmek kırıntıları, artan pirinç ve bulgurları, kedi ve köpek gibi sokak hayvanları için sokağı çevreyi kirletmeyecek şekilde yemek atıkları koyabiliriz.

Kuşlar ve diğer hayvanlar kışın yiyecek kadar su sıkıntısı da çekerler. Onlar için içebilecekleri kaplara su bırakılabiliriz.

Ağaç dallarına kuşlar için ekmek parçaları asabiliriz. Evden çıkarken yanımıza aldığımız ekmek ve diğer yiyecekleri yol kenarlarında uygun yerlere bırakabiliriz. Ekmek alırken bir ekmekte hayvanlar için alarak parçalayarak yiyebilecekleri yerlere atabiliriz. Bütün buları çocuklarla yaparak bir bilince dönüştürebiliriz.

Pencere kanarına tutunan minik bir serçenin, sığınacak yer bulmak için gezinen bir kedinin açlıktan ölmesine müsaade etmemeliyiz.

Çevreye duyarlı, doğaya saygılı kültürlü toplum ve medeni kent olabilmek için bunlar gereklidir.

 

İsyan ediyorum

Önce sosyal medyada paylaştık. Merhametli yanlarına belki denk gelir sorunları çözerler umuduyla bugünde burada dile getiriyoruz.

Halkı aldatmaya, yalana dolana, ranta dayalı sorumluluktan kaçan siyasi anlayışa ve sorumluların sorumsuzluğuna isyan ediyorum.

Van'da insanlarımız çok şey istemiyor. İnsanımız doğru dürüst adam gibi medenice hizmet bekliyor.

Edremit TOKİ konutlarında oturan insanların çilesi bitmedi, bitmiyor. İnsanlar sanki cezalandırılıyor.

Kar yağınca şapka düştü kel göründü.

Edremit TOKİ'de kadın, yaşlı, çocuk ve hasta insanlar olmayan sözde duraklarda yol kenarlarında kar buz üstünde dondurucu soğukta dakikalarca minibüslerin teşrif etmesini bekliyorlar. Kendilerine göre ayarladıkları sürede lütfen hareket eden minibüsler dolu kalktığı için sonradan binebilmek mümkün değil.  Otobüsler belli  bir süre içinde geçiyor. Minibüs sayısı 3 yıl önce 65 adet artırıldı, otobüsler geldi lakin ulaşım sorunu  hala çözülmedi. Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı isyan ettiren minibüs yani toplu ulaşım çilesini nedense çözemiyor. Oysa çözüm bellidir. Önce  insana yakışan  beleme durakları yap.  Otobüsleri artır, güzergahları düzenle, minibüslerin kalkış sürelerini 10 dakikaya indir, kalkış noktalarını yolcu yoğunluğuna ve saatine göre  ayarla, birde  gereği gibi denetle bakalım nasıl çözülüyor. Ama rantın gücü buna müsaade etmez.

TOKİ konut alanında binalara girip çıkmak, etap aralarında kar ve buzdan dolayı yürümekte mümkün değil. Araba kullanmak başlı başına sorun. Zira her yer kar, buz. Araçların ne gidecek yolu, nede park edecek yeri var. Acil hastası olan, periyodik tedavi gerektiren hastalara, kimsesi olmayan yaşlılara Allah yardım etsin. 

Görevini yapmayan, sorumluluğunun bilincinde olmayan kurumlara, kuruluşlara, ilgililere işte bu nedenle isyan ediyorum.

Site yönetimi ise site yönetimi.  Değilse sorumlu olan her kimse görevini yapsın artık.

Tanık olduğum insan manzaraları karşısında üzülüyorum, insanlığımdan utanıyorum. Nedir bu insanların suçu günahı. Depremde bile insanlar  bu kadar sorun yaşanmadı.  Esir kampı bile böyle değil.

Vicdanı olan Edremit, Kalecik, Bostaniçi ve diğer TOKİ konutlarında yaşanan disiplinsizlikten kaynaklı zulme, sahipsizliğe boş vermişliğe tepki gösterir. Yetkili olanlarda gereğini yapar.

Ayıptır, yazıktır günahtır.

Şikayetlerden, eleştirilerden rahatsızlık duymak yerine gereğinin yapılmasını bekliyoruz. Veya yazılanların gerçek dışı olduğu belirtilerek tekzip edilsin.  Bizde  "meğerse her şey güllük gülistanlık imiş, insanların şikâyeti yokmuş,  yanlış görmüş yalan yazmışız" diyerek herkesten özür dileriz.

Vatandaşı üzmekten yıpratmaktan vazgeçin. Yeter artık.

 

Çevre bilinci kalemlerde yeşeriyor

Gaziantep insanının yenilikçi, girişimci ruhuna hayran olmamak elde değil.

Adamlar siyasette, girişimcilikte, ticaret, sanayi ve üretimde son derece başarılıdırlar. Disiplinli, çalışkan dürüst sorumluluk sahibi insanların neden başarılı olduklarını anlatmaya gerek yok.

Türkiye'nin Çin’i olduğuna inandığım Gaziantep üretiyor herkes kullanıyor.

Gaziantepli girişimci Berkay Mamatoğlu bunlardan biridir. Mamatoğlu ABD'de gördüklerinden esinlenerek memleketi Gaziantep'te çevreci yeşeren kalemler üretmiş. Suda erime özelliği bulunan kapsüllerle yeşeren kurşun kalem tükenme noktasına geldiğinde toprağa saksıya gömülüyor.  Dikilen küçük kalem parçası 14 ile 28 gün arasında içeriğindeki tohuma göre çiçek açıyor veya sebze olarak yeşeriyor.  Düşünsenize yanı başınızdaki saksıya diktiğiniz küçük kalem bir süre sonra çiçek olarak açıyor.

İlgi çekici hoş bir buluş.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi çevre bilinci oluşturmak amacıyla Dünya Çevre Günü'nde öğrencilere 10 bin adet geri dönüşümlü yeşeren kalem dağıtmış. Muğla Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ile Muğla genelinde her öğrenciye bir ´Yeşeren Kalem´ vermiş. Aynı şekilde Bursa Final Anadolu ve Fen Lisesi öğrencileri; çevre bilincini geliştirmek amacıyla bitki tohumlu "yeşeren kalemler" kullanıyor.

Van'da firmalar, kurum kuruluşlar, eğitim kurumları işe yaramayan bir süre sonra kenara atılan saçma sapan eşantiyonlar ile kaynak israfı yerine çevre bilincinin oluşmasına katkı sağlamak amacıyla 'Yeşeren Kalemler´  tercih edebilirler. 

 

Putin'den şüpheleniyorum

Vanlı hemşehrimiz Saim Şenli  kardeşimiz diyor ki; "Arkadaşlar ben 55 yaşındayım, bu güne kadar Van'da böyle soğuk görmedim. Aralık ayının 20 sinde çille başlıyor şimdi zemheriden 5 kat daha fazla soğuk var. Ben şahsen Putin'den şüpheleniyorum, herhalde doğalgaz borusundan, doğalgaz yerine Sibirya'nın soğuğunu Van'a gönderiyor"

 

Günün Sözü

Atın önüne et, itin önüne ot koymuşlar.

Ne at eti yemiş ne de it otu yemiş. İkisi de aç kalmış

Yazarın Diğer Yazıları