Olan Van'a oluyor!

Sınır kenti olmak farklı kültürler ve zenginliklerle tanımada, ekonomide, alışverişte, sosyal-kültürel ilişkilerin geliştirilmesinde önemli avantajlar sağlar. Tabi ki bu durum sınır olduğunuz komşu ülkenin ve şehirlerin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmişlik düzeyine bağlıdır. İsviçre, Almanya ile sınır kenti olmakla Suriye, İran, Irak ile sınır kenti olmak aynı değildir. 

İnsan kaçakçılığı, silah kaçakçılığı, uyuşurcu kaçakçılığı,  yasa dışı yollardan elde edilen ve menşei belli olmayan mal ve ürün kaçakçılığı, terörist oluşumlar Van gibi sınır şehirlerinin kötü kaderdir. Dünya uyuşturucu ticaretinde Afganistan-İran-Yüksekova'nın geçiş güzergâhı üzerinde bulunuyorsanız sınır şehri olmak sizin için avantaj değil aksine dezavantajdır.

Uyuşturucudan ve kaçakçılıktan elde edilen büyük kara paraların gücü zaman içinde hayatın her alanına nüfuz ederek şehrin demografik, ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasal yapısını tahrip etmektedir. Terör örgütlerinin, karanlık güçlerin en önemli finans kaynağı kaçakçılık ve özellikle uyuşturucu ticaretinden elde edilen büyük gelirlerdir. Bu konuda geçmişte Lice günümüzde Yüksekova, Mersin dikkat çekmektedir.

Doğa ve tarihi güzellikleriyle bezeli kültür ve medeniyet şehri olan Van, sınır kenti olmasından dolayı kötü imaj yaratan bu tür yasa dışı işlerden dünde bugünde kurtulamamıştır. Bu tarihin her döneminde böyle olmuştur. Birinci Dünya Savaşı sırasında 1915'te Van'da terör olayları gerçekleştiren, II. Van isyanının altyapısını hazırlayan Ermeni Taşnak, Hınçak çeteleri İran'dan Van'a kaçak yollardan girerek vur-kaç taktiğiyle yakıp yıkma, adam öldürme, tehdit, isyan örgütlenmesi, silah kaçakçılığı, adam kaçırma gibi terörist faaliyetler gerçekleştirip sınır yollarından İran tarafına geri dönmüşlerdir. Sözünü ettiğimiz 1914-15 dönemlerinde yaşanan bu olaylar Van'ın 1915'te Ruslar tarafından işgali ve II. Van İsyanı'nı, yakılıp yıkılmasını anlatan tarih kitaplarının birçoğunda yer almaktadır.

Afganistan-İran-Yüksekova güzergâhından Van'a Van'dan da dünyanın çeşitli ülkelerine sevk edilen uyuşturucu, silah, insan, mal ve ürün alınan sıkı güvenlik önlemlerine ve  operasyonlara rağmen devam etmektedir.

Ramazan günü bu konu nerden çıktı diyeceksiniz.

Geçtiğimiz hafta Van Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerinin hurma paketleri arasında eroin ele geçirmesinden çıktı. Ekipler Erciş karayolunda şüphe üzerine durdurdukları TIR'da Narkotik köpeği  "Şila"nın da kullanıldığı aramalarda, hurma paketlerine gizlenmiş 265 pakette 138 kilo 370 gram eroin ele geçirdiler. İftar soflarında tüketimi rekor seviyelere ulaşan hurma paketleri arasında uyuşturucu ele geçirilince bizde sınırları zorlayan ilginç uyuşturucu kaçakçılığı yöntemlerini ve Van'ı zan altında bırakan ön yargıları anımsayarak sınır kenti olmanın çetin zorluklarını ve uyuşturucu ticaretini kenarından köşesinden yazmamız gerektiğini düşündük.

Cezası belli olmasına, yüzlerce insanın uyuşturucu ticareti nedeniyle cezaevlerinde tutuklu bulunmasına ve nerdeyse her gün birkaç uyuşturucu tacirinin daha yakalanarak adli makamlara sevk edilmesine rağmen kısa yoldan kara parayla zengin olmak isteyen kişiler, terör örgütleri yuvaları yıkan, hayatları söndüren, binlerce kişinin genç yaşata ölümüne neden olan uyuşturucu ticareti yapmaya devam etmektedirler. Uzmanların ifadesine göre  Van'da uyuşturucu kullanma yaşı ne acıdır ki 12, Türkiye'de 10  yaşına kadar düşerek tehlikeli boyutlara varmıştır. Bu da çok acı bir gerçeğimizdir.

Uyuşturucu madde ticareti suçu, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imali, ithali, ihracı, ülke içinde satılması, satışa arz edilmesi, başkalarına verilmesi (temin etme), sevk edilmesi, nakledilmesi, depolanması veya ticaret amacıyla satın alınması, kabul edilmesi suçtur.  

Uyuşturucu operasyonlarında büyük miktarlarda eroin maddesi ele geçirilmiş, olaylarla ilgisi olanlar yakalanarak haklarında "Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapmak/Uyuşturucu Madde Nakletmek" suçundan adli makamlarca yasal işlem yapılmıştır. Van Emniyet Müdürlüğü ve Jandarma ekiplerinin son dönemlerde gerçekleştirdikleri uyuşturucu operasyonlarında ele geçirdikleri uyuşturucu miktarı kadar ortaya çıkarılan yöntemler de dikkat çekicidir.

Narkotik köpeklerinin yardımıyla gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonlarında  tespit edilen yöntemlerden bazıları:

* Kadın kuryeler namahrem yerlerine ve bedenlerine sararak,

* Spor çantaları, valiz içerisinde, giysiler arasında,

* Araçların ön göğüs kısmına, arka koltuk altındaki kasasına, koltuklarına, taban kısmına ve farklı yerlerine yapılan gizli bölme olarak tanımlanan zulalarda,

* İçinde farklı ürün bulunan çuvallar içerisine gizlenerek,

* Araçların arka teker kısmında, yedek lastiğin içinde,

* Tır aracının ön cam üzeri ile kapı camları üzerine yapılan zulalarda,

* Araçta taşınan çuvallar arasında,

* Minibüs tavanına yapılan zulalarda,

* Araç farlarının arasında,

* Otobüslerin kapı döşemeleri, tavan, koltuk, bagaj kısmında yapılan zulalarda,

Uyuşturucu ticaretinde kullanılan yöntemler bunlarla sınırlı değil.

Neler var,  neler…

İçi boşaltılan karpuzların içerisinde, dondurma dağıtım kamyonunda dondurma kutularının içerisinde, peynir bidonları içerisinde, resmi ambülans içinde, yakacak olarak kullanılan tezekler arasında uyuşturucu kaçakçılığı çarpıcı yöntemlerden bazılarıdır.

Ulusal televizyon ve yazlı basında yer alan ancak kentimizin imajına, kimliğine zarar veren uyuşturucu kaçakçılığı haberleri can sıkmaktadır. Uyuşturucu haberleri üzerinden Van ve Vanlılar hakkında çeşitli çevrelerce yaratılan "bir kilo toz bir otobüs"  ifadeleri, ön yargılar kabul edilemez haksız ve üzücü yaklaşımdır. Vanlılar olarak bunları kabul etmiyoruz.

Terör örgütleri ve birileri yasa dışı yollardan gelir elde ederken olan Van'a oluyor.