İkram Kali

Okullara ad verilmesi

İkram Kali

Tokat’ta bir okula verilen ad tepkiler üzerine değiştirildi. Tartışmalar devam ediyor.

Benzeri sorun  başka  yerlerde de var.

Neye göre,  kime göre ad veriliyor?

Okullara ad verilmesi kentlerin ve öğrencilerin geleceğini yakından ilgilendiren bir konu olduğu unutuluyor.

Doğduğumuz şehir,  ikamet ettiğimiz mahalle, yürüdüğümüz sokak, eğitim gördüğümüz okullar hayatımızda, anılarımızda çok özel bir yere sahiptirler. Kentimizin tarihi, anılarımız, arkadaşlıklarımız,  dostluklarımız bu yerlerde şekillenerek anlam kazanır. Kendimizi bu mekânlarla birlikte tanımlarız.

Okullara, eğitim kurumlarına ad verilmesinde, adlarının değiştirilmesinde özen gösterilmesi tarihe ve topluma saygıdır.  Tartışmalı, şaibeli kimliğe, kişiliğe sahip şahsıların, kentle ilgisi olmayan kişilerin adlarının okullara verilmesi ise yanlıştır.

Okullara, eğitim kurumlarına ad verilmesi birilerinin siyasi, kişisel tercihlerine bırakılacak kadar sıradan basit bir iş değil.

 Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı her derece ve türdeki örgün ile yaygın eğitim kurumları, öğretmen akademileri ve pansiyonlara ilişkin ad verilmesi yönetmelikle belirlenmiştir.

 

Okullara ad vermek, okulların adının değiştirilmesi il millî eğitim komisyonu kararına dayalı olarak valilikçe,  bazı kurumlarda valilik teklifi üzerine Bakanlık onayıyla veriliyor. Belirleyici, yönlendirici olan ise komisyondur. O nedenle komisyon üyelerinin yeterliği ve kimlerden oluştuğu önemlidir.

Yetkisi ne olursa olsun, canı isteyen istediği adı istediği okula veremez, beğenmiyorum diyerek eski adını da değiştiremez.

Peki, okullara, eğitim kurumlarına kimlerin adı verilebilir?

Kurumun bulunduğu yerleşim biriminin adı  (   Van Gölü İlkokulu,  Zeve İlkokulu vb.) ,  Atatürk’e ait ad ve unvanlar ile tarihe mâl olmuş şahıs (Ali Paşa, Ferit Melen vb.), yer, tarih ve olay adları ( İki Nisan, 100. Yıl vb. ), Şehitlik ve gazilik unvanlarına sahip olanların adları, bilim ve teknoloji, kültür, eğitim, sanat, spor ve benzeri alanlarda önemli başarılar kazanmış kişilerin  (Vankulu, Vani ,  Akşit Göktürk vb.) adları verilebilir.

Ayrıca…

Kurumların bina ve tesislerinin tamamını yaptıran, arsasını bağışlayan (Niyazi Türkmenoğlu, Fevzi Şengül,  Hilmi Irak, Yusuf Gökçenay, Ahmet Yurtsever vb.)  veya yapımına aynî veya nakdî olarak bina yapım maliyetinin en az yarısı kadar bağışta bulunduğuna il millî eğitim komisyonunca karar verilenlerin, ek derslik, kütüphane, laboratuvar, işlik, atölye ve benzeri bölümlerin yapımını veya donanımını sağlayanların adı ya da önerdiği adlarda  kurumlara verilebilir. 

Değiştirilemez…

Siz bakmayın birilerinin keyfi davranışına. Yönetmelik diyor ki,  “Tarihi kimliğe kavuşmuş, kurum kültürü ve hafızası (Cumhuriyet İlköğretim Okulu,   İki Nisan İlkokulu vb.)  oluşmuş, çevresinde adıyla tanınmış kurumların adları değiştirilemez.”

 Ama bal gibi değiştiriliyor.

Verilemez!

Eğitim kurumlarına, bina ve tesislerinin yapılmasında görevinin gereği olarak hizmet eden ve hâlen görevine devam eden kişilerin adları verilemez.  Van’da kurumlara verilen bazı adlara biz bu nedenle karşı çıkıyoruz.

Bitmedi, devamı var.

Kurumların bina ve tesislerine; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlardan, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlardan, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edinim ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık ve benzeri suçlardan mahkûm olanların adları verilemez, bu kapsamdakilerin daha önce verilmiş olan adları ise ad veren makam tarafından aynı usulle iptal edilir.

Yönetmeliğe aykırı davranmak suçtur. Suç işlemenin bir karşılığı vardır.

Suç işleyen var mı?  Var.

Nerden biliyoruz?

Okullara verilen bazı adlardan, eski okulların adlarının değiştirilmesinden. 

 

 

Geç gelen müze

Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü yaklaşık bir yıl önce 81  ilde bulunan tarihi liselerin bünyesinde “Eğitim Tarihi Müzeleri" kurulmasına yönelik bir   çalışması başlattı.

Müzelerde geçmiş yıllara ait ders kitapları ve eğitim materyalleri, tarihi doküman, yayın, kitap, dergi, rehber, broşür, katalog, fotoğraf ve video filmlerin yer alacak.

 Müze kurulmasında çok geç kalındı.  Okullarda bulunan çok değerli materyaller, araç gereçler korunmayarak yok edildi. Ama müze kurulması yararlı, güzel bir düşünce. 

Van Eğitim Tarihi Müzesi'nin  hazırlıkları tamamlanmak üzere.

Müze, Van halkının mücadelesi, çabaları sonucu 1948 yılında “ Lise” adıyla açılarak eğitime başlayan, daha sonra Van’ın hamisi Atatürk’ün adını alan, deprem sonrası yıkılarak  İskele Caddesi üzerindeki eski yerinde mimari estetikten uzak,  kopyala uygula projesiyle yeniden yapılan  Atatürk Anadolu Lisesi’nde  açılacak.

Müzede yer alacak eşyaları şimdiden merak ediyorum.

Atatürk Lisesi’nin  gramofonu, kitapları,  müzik aletleri, laboratuar malzemeleri, plakları ve diğer materyalleri acaba müzede sergilenecek mi?

Halk Eğitim Merkezi ve Eğitim Araçları Merkezi’nin eğitim materyalleri, belgeleri, araç gereçleri müzede yer alacak mı?

Yoksa  2011 depremi sonrası Van’da kurumlarda moda olan “eşyalarımız, belgeler, dosyalar depremde binanın altında kaldı, su bastı vb.”  gerekçesi ileri sürülerek “ yok” olduğu mu söylenecek!

 İnsan ister istemez merak ediyor.

 

İhtiyaç var

2016 Mayıs ayında Van Adliyesi üzerine yüksek lisans tezi çalışması yapan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden bir öğrenci gazeteye geldi. Van Adliyesi  tarihçesi ile ilgili bilgi ve belge istedi. Bildiklerimizi anlatıp, elimizdeki belgeleri paylaşarak, daha fazla bilgi alabileceği kişilerin adını ve adreslerini de vererek kendisine yardımcı olmaya çalıştık. Ama yeterince bilgi, belge elde ettiğini sanmıyorum. Çünkü canlı tanıklar ve yazılı kaynaklar neredeyse yok denilecek düzeyde.

Birkaç hafta sonra…

Haziran 2016 tarihinde Van'a atanan Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Karişit, adliyelerde medya iletişim bürolarının kurulmasıyla ilgili olarak yerel ve ulusal basın temsilcileriyle bir araya geldi.  Toplantıda Savcı Karişit’e Van’ın tarihini özetle anlattıktan sonra Van Adliye Sarayı bünyesinde çeşitli belge, araç -gereçlerin yer aldığı Adliye Müzesi kurulması önerisinde bulunarak, kentimizin çöken hafızasının böylesi bir müzeye ihtiyacı olduğunu söyledim. Savcı Karişit önerimizi dinleyerek ilgileneceğini söyledi.  Ancak kısa bir süre sonra  Yargıtay Başsavcılığı görevine  atandı.

Van’da sivil müzelere ihtiyaç olduğunu söylemeye çalışıyorum.

Kentimizde Sanayi Müzesi, Ticaret Müzesi, Hayvancılık ve Tarım Müzesi, Esnaf Müzesi gibi müzeler rahatlıkla kurulabilir.  Her yaştaki insan için verimli öğrenme ortamı sağlayan, kültürümüze, turizme hizmet edecek olan bu müzeler zamanla zenginleşerek kentimizin hafızasına katkı da sağlar.

Van’ın gelişmiş kültür kenti olabilmesi için bilgiye, kültüre, sanata  daha çok yatırım yapılması gerekiyor.

 

 

Arşiv ve müze

İddia ediyorum.

Belediyelerde, kurumlarda, kuruluşlarda geçmişe ait  araç gereç, belge çok zor bulabilirsiniz.  Çünkü arşiv geleneği, disiplini yoktur.

Denemesi  kolay.

Gidin bir belde sorun; Ya yakılmış, ya çöpe atılmış, ya satılmış, ya da çalınmıştır.

Arşivi, müzesi olmayan kentin hafızası olur mu?

 

 

Herkül

Cep Herkülü’nün halter başında derin nefes alışı ve anlına dökülen saçını savuran nefes verişi... Kaldırdığı kiloların ardından çok şey ifade eden zafer yumrukları hafızamda yerini  hep koruyacak. Hepimize sevinç gözyaşları döktüren,  başarılarıyla bizleri gururlandıran efsane halterci Naim Süleymanoğlu çok büyük sporcuydu.

Mekânı cennet olsun.

Yazarın Diğer Yazıları