İkram Kali

Öğretmenler neyi, nasıl kutlayacak?

İkram Kali

 

Buruk bir gün.  

Sorunlar, haksızlıklar, yanlışlar varken bugün öğretmenler neyi, nasıl kutlayacak?

Öğretmenlik mesleği son yıllarda çok yıpratıldı. Ayrımcılık, adamcılık öğretmenliğe, eğitime gölge düşürdü.  Öğretmenler buruk ve üzgün. Öğretmenlerin tadı, tuzu, heyecanı ve aralarında birliktelikleri eskisi gibi yok. Eğitim ve öğretmen kalitesi düştükçe genç nesillerin sosyal sorunları katlanarak artıyor. Öğretmenlerle sürekli oynanırsa, eğitimde sistem her hükmet ve bakan değiştiğinde yaza boz tahtasına dönerse olacağı budur. Öğretmenlerimize sahip çıkmak, öğretmenlere saygı evlatlarımıza, çocuklarımızın nihayet ülkemizin geleceğine sahip çıkmaktır.

Öğretmen denilince İlkokul da Mevlit Okayer,  Ferit Taş, Taciser Doğru’yu… Ortaokul da Ali Nazif Bayramoğlu, Remzi İnanlı,  Mürvet Erdem’i… Lise’de Mizbah İlhan, Cengiz Gedik ve diğer bütün öğretmenlerimizi anımsıyorum. Hayatta olanlara sağlık,  vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyorum.

Bugün mesleğinin onurunu her koşulda koruyan öğretmenlerimizi arama-anma-anlama günüdür. Bütün öğretmenlerin Öğretmenler Günü kutlu olsun.  

Diyene bak

Şehir işi bir kültürdür. Bunun parametreleri var diyen Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Yırca’da termik santral yapımı için Kolin İnşaat tarafından 6 bin zeytin ağacının bir gecede kesilmesine sert tepki göstererek, “Nasıl kıydın ona ya... Yaptığı tarifi zor bir şey” demiş. Edremit'te bakanlık eliyle betonlaşma istemeyen ve buna karşı çıkan Ak Parti Van milletvekillerini dahi ciddiye alamayan, dinlemeyen bir kentin duyarlılığına değer vermeyerek Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nü 25 kilometre mesafede yeşil Edremit'e dikme inadından vazgeçmeyen aylar sonra makamına kabul eden sen değilmliydin?

 

Yazıklar Olsun

Ermenek’teki maden ocağında 23 gün sonra cansız bedenine ulaşılan işçilerden Tezcan Gökçe’nin 75 yaşındaki annesi Ayşe Gökçe, madenci oğlunu toprağa verirken yine bütün Türkiye’yi ağlattı. Daha önce yapılan bir haberde “Oğlum yüzme bilmezdi” diyerek maden faciasının sembolü haline gelen Ayşe nine  kuzusu oğlunu “Okşadım, yolladım cenazesini”  diyerek toprağa gömdü. Ayşe nine gözyaşı dökerken madencinin babası Recep Tezcan oğlunun tabutunun başında cenaze namazı kılarken ayağındaki yırtık lastik ayakkabılar Van deyimiyle boğabaşları zeki gazetecilerin objektifine takılmıştı. Recep Amcanın yırtık, delik lastik ayakkabıları ile yüzündeki yılların hayat çizgileri, bükülen beli dik ve onurlu duruşu herkesi derinden etkiledi. Kendi adıma kızdım, utandım, üzüldüm. 

Görüntüler televizyon ve gazetelere yansıyınca Karaman Valiliği Ermenek Kaymakamlığı'na 'giydirin' talimatı veriyor!  Kaymakamlık amcaya yeni bir boğabaş alıyor. Mızrak çuvala sığmıyor.  Lastik ayakkabı sorumluların ayıbını  örtmüyor. Demek ki oğlunun cenazesini madenden çıkmasını bekleyen Recep Tezcan madeninin üstünde hiç aranmamış, hiç sorulmamış. Ayağındaki yırtık lastiği gören olmamış. Bu aymazlığa, vicdansızlığa, sorumsuzluğa verecek cevabınız olamaz. Recep Amca’nın ayağındaki lastik onun gerçeği, yırtık ve delikler ise sizin ayıbınızdır.  Ermenek’te kömür de, insanlık ta, yüzler de, vicdanlarda kap kara. 

 Bir daha Hazreti Ömer’in adaletini ağzınıza almayın bari. 

Şunu da belirteyim; Ermenek’te yaşanan bu olay bizim bölgemizde olsaydı Dünya ayağa kalkardı. Olayın rengi, şekli, sonucu değişirdi.

 

AĞAÇ DÜŞMANLARI

Türkiye’de son yıllarda ağaç ve doğa katliamı her tarafı sardı.   Yeşili yok etmek için herkes bir bahane, uyduruyor. Aç gözlülük,  çok para kazanma,  betonlaşma hırsı aldı başını gidiyor. Birileri ağaca ve doğaya adeta düşman muamelesi yapıyor.  Van’da bundan nasibini almaya devam ediyor. İlimizde ağaç katliamı en son Muradiye’de yaşandı.  Muradiye'nin Açıkyol Mahallesi’nde, Hamza Bulut adlı çiftçi 2009 yılında emekli parası ile 40 dönüm arazi üzerine oluşturduğu 600 ağaçtan oluşan meyve bahçesi, kimliği belirsiz kişi veya kişilerce kesici aletlerle talan edildi. Atalarımız  ne demiş; Yaş kesen baş keser. 

Yanlış muhalefet

Tuşba Belediye Başkanı Fevzi Özgökçe 9.7 ile en iyi faizi veren Halk Bankası ile 12 milyon TL karşılığında anlaşma sağlayarak belediyenin parasını bu bankaya yatırmış.   Yapılan bu faiz anlaşması Ekim ayı meclis toplantısında Belediye Mali Hizmetler Müdürü tarafından gündeme getirilmiş.  Demokratik Bölgeler Partisi Tuşba Belediye Meclis Üyesi İsmet Tan’da Özgökçe’nin belediyenin 12 milyon TL’sini faize yatırarak; 900 bin TL faiz geliri beklemesine ver yansın ederek,  “ Bir yandan Cuma namazlarına gideceksin, faiz haramdır vaizleri dinleyeceksin,  Ramazan ayında her akşam bir köyde teravih namazı kılarak kendini dindar göstereceksin,  bir yandan da bankalarla faiz anlaşması yapacaksın. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” diyerek tepki göstermiş. 

 Muhalefet meclis üyelerinin halk adına belediyelerde denetim görevi yapması, yanlışları araştırması, eleştirmesi ve bunu da halkla paylaşması kadar doğal, doğru bir şey olamaz.  Ancak Tan’ın sanırım bilmediği bir şey var.  Kamu yöneticileri aynı zamanda ita amiri (harcama yetkilisi) kamunun nakdini kişisel tercihlerine göre harcayamaz, bunlar üzerinde yasa dışı tasarrufta bulunamaz. Nakitlerinin tamamını kasada tutamaz. Kasa mevcudunun belirlenen tutarı aşması halinde aşan kısım bankaya yatırılmak zorundadır.  Bu muhasebe mevzuatı gereğidir. Belediyenin nakdinin nerede nasıl tutulacağı, nasıl harcanacağı yasalarla, mevzuatlarla ve bütçe ilkeleri sınırlarına göre belirtilmiştir.   Başkan benim dini inancıma göre faiz haramdır o nedenle de ben belediyenin parasını bankaya yatırmıyorum deme gibi bir hakkı, yetkisi yoktur. Yöneticiler kurumlarının menfaatini azami gözetmek zorundadır. Dolaysıyla belediyenin parsını faizle bankada bulundurması doğrudur. Tan sırf siyasi muhalefet olsun bilmeden, araştırmadan konuşmuştur.  

SOKRAT VE BİLEYTAŞI

Talebelerden biri Sokrat’a sormuş:
-Herkese güzel konuşma dersleri verdiğin ve onlara hitabet sanatını öğrettiğin halde, niçin sen de çıkıp bir konuşma yapmıyorsun?
-Evlat, demiş Sokrat. Bileytaşı keskin değildir amma, en sert demiri bile keskin eder…

Yazarın Diğer Yazıları