İkram Kali

Küresünnililerden tarihi çıkış

İkram Kali

Geçen hafta ilimizde önemsenmesi, dikkate alınması,  tarihe not düşülmesi gereken bir gelişmeye tanık olduk.  Van’ın  insanrenk armonisi,  toplumsal yapısı içinde ötekileştirilmeye çalışılan,  kimlik dayatmalarına maruz kalan, kendilerini ifade etmekte zorlanan nüfusları 50 -100 bin arasına ifade edilen Küresünnililer  “ bizde varız” diyerek  “Küresünniler Tarih ve Kültür Araştırma Derneği” kurdular.  Dernek Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Oktay Aslantaş, Başkan Yardımcılığına Mehmet Biçer, Genel Sekreterliğe Ferhat Atacan, Saymanlığa Turgut Güleşçe, üyeliklere ise Selçuk Yürektürk, Bilal Yücebaş ve Mehmet Özaltun’un getirildi. Dernek kurucuları genelde üçüncü jenerasyondan oluşuyor.

 

1921 yılında İran’dan Van’a göç eden Sünni mezhebine mensup Küresünnililerin Van’da Türk, Kürt ailelerle akrabalıkları, dostlukları, komşulukları bulunmaktadır.  Küresünnililerin sendika, parti, dernek, meslek odası ve diğer kuruluşların yanı sıra siyaset sahasında DYP’den Mustafa Kaçamaz, Ak Parti’den Halil Kaya’nın milletvekili seçilmesiyle başlayan çıkışları 30 Mart seçimlerinde Tuşba Belediye Başkanlığı seçimlerinde Servet Yenitürk’ün Ak Parti’de aday adaylığı adımı ile ivme kazandı.  Kitlesel çıkıştan sonra genç kuşak Küresünnililer bir araya gelerek tarihilerinde ilk defa kurdukları dernekle kendilerini ifaden eden kurumsal bir yapı ve kimliğe sahip oldular.

Dernek kuruluşunun öncülüğü yapanlardan Oktay Aslantaş ve arkadaşları derneğin yanı sıra www.kuresunniler.com adıyla birde internet sitesi kurmuşlar. Fotoğraf ve belgelerle desteklenen site Van’da alanında eni iyi, işlevsel sitelerinden biri olduğunu söyleyebilirim.  Küresünnililer yakında dergi çıkarmaya hazırlanıyorlar.

Dernek Başkanı Aslantaş, amaçlarının Van ve çevresi ile Türkiye’nin bir çok iline dağılmış, Azerbaycan ile İran’da halen varlıklarını sürdüren Küresünnileri bir araya getirerek, tarih ve yok olmaya yüz tutan kültürlerini yaşatmak olduğunu belirterek Küresünnilerin, tarih boyunca savaştan değil barıştan, huzurdan, kardeşlikten, eşitlikten ve özgürlükten yana tavır sergilediğini sözlerine ekleyen Aslantaş,” Amacımız siyasal bir hareket başlatmak değil, Küresünnililerin unutulmaya yüz tutan tarih ve kültürlerini araştırarak, bunların yok olmasının önüne geçmektir. Bu sebeple zorla göç edilişimizin üzerinden geçen 100. yılımızda birliğimizi oluşturmak, tarih ve kültürümüzü yaşatarak bunu 100 yıllarıdır birlikte yaşadığımız topluluklara göstermektir. Artık ötekileştirilen, hakaretlere maruz bırakılan bir halk olmak istemiyoruz. Derneğimiz bünyesinde kurulan hukuk büromuz, Küresünnilerle ilgili olarak küçültücü, hakaret edici ve ötekileştirici yazı, röportaj, değerlendirmeleri ele alarak, kuruluş, kurum, basılı yayın ve kişilerle ilgili yasal işlem başlatacaktır” diyor.

 Dernek kültürel çalışmaları kapsamında Aşklılık geleneğinin güçlendirilirken Kafkas halk oyunları ekibi kurulmaya hazırlanılıyor. Küresünnili köylerinde, düğünlerinde, eğlencelerinde Van yöresi halk oyunlarının yanı sıra Kafkas halk danslarının gösterilerini izleyip, ezgilerini de dinleyeceğiz.

 Türkiye’yi dolaysıyla yerleştikleri Van’ı 100 yıldır vatan bilen o duygularla Van’a sarılan, Van’da doğan büyüyen,  Van’ı seven, koruyan Vanlı Küresünnili kardeşlerimizin yasal bir dernek çatısı altında toplanmaları kültürel zenginliklerine sahip çıkmaları, kendilerini doğru ifade etmeleri, birlik, beraberlik dayanışma sağlama düşünceleri ülkemize ve Van’a sadece yarar sağlar. Dernek çatısı altında sergileyecekleri kültürel ve sosyal etkinlikler Van için kazanımdır.  Hayırlı olsun.

Derneğin kalıcı, alkışlanacak hizmetler yapacağına, faaliyetlerinde kuruluş amacının dışına çıkılmasına izin verilmeyeceğine, dernekte önce Van düşüncesinin hakim olacağına inanıyorum.

Van’da yaşayan Türk, Kürt, Çerkez, Afgan, Azeri ve kendisini nasıl ifade ediyorsa etsin, herkesin kimliğine, kültürüne, inancına saygı duyulmalı. Kimse kimseyi ötekileştirme,  yok sayma, baskı altına alma hakkına sahip değildir. Ayrıca ırkçı, faşist düşünceler, hareketler, söz ve yazılar hukuken nefret suçu, dinen günah,  ahlaken de ayıptır.  

 Van’da yaşayan dili, dini, ırkı, mesleği, statüsü ne olursa olsun hepimizin üst kimliği VANLI olmaktır.  Van’da yaşayan Van’ı seven, koruyan, Van’a hizmet eden herkes bu anlamda VANLI’dır. Üst kimliğimizle güzel ketimizin başta kültürel, tarihi değerlerine sahip çıkarak yozlaştırılmasına izin vermememleyiz. Kentte yaşayan herkesi ön koşulsuz kucaklamalıyız. Farklılıklarımızı zenginlik olarak görmeli, yaratılanı yardandan ötürü sevmeliyiz.

 Van’ın yerli ailelerinden rahmetli Fevzi Levendoğlu’nun YYÜ Edebiyat Fakültesi Antropoloji Anabilim dalı Araştırma Görevlisi olan oğlu, Mehmet Fuat Levendoğlu’nun 2006 yılında hazırladığı  “Küresünnililer Örneğinde Kültürel Kimlik” Yüksek Lisans Tezi Küresünliler ile ilgi önemli v ayrıntılı bilgiler içeriyor.  Tezin bir yerinde İran’daki ağır yaşam koşulları ve Anadolu’ya göç olayına tanıklık eden Küresinnililer’den Timurlenk Bozkurt’un babası, hazır cevap özelliği ile ün salan şair merhum Molla Bozo, bir şiirinde yaşadığı o günlere şöyle değiniyor:

 

Felek sana neylemişdim

Bağrım başını kan eyledin

Bir yandan evim dağıttın

Bir yandan yardan eyledin

 

Sineme çekmişsin dağı

Bülbülsüz neyliyim bağı

Ömrümüzün bu son çağı

Gözyaşım umman eyledin

 

Dağıtdı mülkü malımı

Gurbete saldın yolumu

Gocatdın bükdün belimi

Haksız bir divan eyledin

 

Dağıtdın malı devleti

İskanım kıldın gurbeti

Çekmedim senden minneti

Katlime ferman eyledin

 

Gah kaldırıp indirirsin

Dost düşmana güldürürsün

Zindanlara saldırırsın

Yusuf’u Kenan eyledin

 

Şükür olsun sana Tanrım

Atdım gırığ geldi zarım

Gapımdaki hızmetkarım

Başımda sultan eyledin

 

Gazze’de ağlıyor kan

Felek yine oldu düşman

Keşki dönseydi bu zaman

Möhtaci bir nâr eyledi

 

Gazze kan ağlıyor

 

Molla Bozo yukarıdaki şiiri muhtemelen 40 yıl önce yazmış.  Usta şair şirinin sonundaki dizlerinde o gün Gazze’de yaşanan drama, acıya dikkat çekmiş. Bugün İsrail kan dökmeye aynı şekilde devam ediyor. Geçen sürede hiç bir şey değişmemiş.  

Yaklaşık 6 milyon Yahudi Naziler tarafından sistemli bir şekilde öldürülerek soykırıma maruz kaldı. Göç eden Yahudilerden oluşan İsrail devletinin müslümanlara yönelik uyguladığı vahşi katliamı insanın mantığı almıyor. Zülüm gören nasıl, neden bu kadar zalim olur?

İslam adına ortaya çıkan IŞİD kasapları İsrail’den hiç de geri kalmıyorlar. IŞİD kelle kesiyor, cami bombalıyor,  Şii, Kürt, Türkmen demeden zalimce öldürüyor, yakıp yıkıyor.  Yanı başımız yine cehenneme dönüyor. İftar sofrasında boğazımız düğümleniyor.  300 milyon Arap’ın düştüğü aciz duruma insan akıl erdiremiyor. Öte taraftan ”Kahrolsun İsrail” diyerek meydanlar dökülenler IŞİD’in vahşi katliamlarına sesiz kalıyorlar? 

Yazarın Diğer Yazıları