İkram Kali

Korkutan sessizlik

İkram Kali

Şehrin kalbini dinlemek, şehrin gerçek gündemini ve sorunlarını öğrenmek, yaşamın temposuna tanık olmak istiyorsanız esnafa, tüccara, iş adamına ve toplumdan yükselen sese kulak vereceksiniz. Anlayacağınız hayatın içinde olacaksınız. Çevrenizde olup bitenleri göreceksiniz, bakmayacaksınız.  Görmek için de duygu ve düşüncelerinizi birleştirerek doğru gözlemde bulunacaksınız.  Ön yargıdan sıyrılarak duygudaşlık yapacaksınız. 

Derdiniz üzüm yemekse bunu yapmak çok basit.

Gidin bir esnafa, tüccara,  iş adamına, işinin erbabına selam verin.  Öğlene denk gelmişseniz kuzunun bel etinden özenle yapılan,  kara fırının koltuk kısmında kısık ateşte pişen Van’a has, hafif acılı ve lezzetli Van tavasından birkaç lokma alın. Sonrasında yeni demlenmiş çay içerken   dostlarla sohbet edin.

Dün öyle yaptım.

İşçinin, emekçinin ter döktüğü Oto Sanayi Sitesi’ne gittim.

Sadettin Çabuker ve oğlu Emre Çabuker’e uğradım. Elli nasırlı, ekmeği helal, sözü net dostlarımızın yemeklerini yedim,  çaylarını içtim. Emre, sürekli okuyan, dili ve vizyonu olan, Dünya ve Türkiye’yi yakından takip eden, Ankara Üniversitesi diplomasını rafa kaldırarak babasıyla omuz omuza ticaret yapan, genç kuşak idealist Vanlı esnaflardandır.  Emre’nin iş yerine her yaştan usta, çırak gelip gidiyor.  İş yerinde yapılan sohbetlerden ilginç analizler çıkıyor.

Sanayi sitesinde düşündüren bir sessizlik vardı.  Ara yollardan tek tük araç geçiyor,  makine, çekiç, anahtar sesi gelmiyordu.  Yüzlerde tebessüm yerini endişeye bırakmıştı sanki.  

Sanayide uyaran sessizlik var!

Sanayi sitesi depremden en ağır zarar gören ve etkilenen esnafların bulundu toplu iş alanlarının başında gelir.  Sanayi sitesinde tanık olduğum sessizlik ürperticiydi. Gün yarılanmasına rağmen esnafın çoğu siftah dahi etmemişti.  İş bekleyen esnaflar kapı önlerinde sohbet ederek günü güne eklemeye çalışıyorlardı. 

Sanayi sitesinde dikkatte değer sessizlik var!

Emre’ye yaşanan sessizlik nedir diye sordum.

 “ Gerçekleri gizlemenin,  yok saymanın, üstünü örtmenin kimseye yararı yoktur. Hastayı zamanında tedavi etmek gerekir. Aksi takdirde ölüm kaçınılmaz olur. Sanayide, iş hayatında ciddi sıkıntı, daralma, küçülme var. Para akışı, geri ödemeler yok. Sanki ıssız bir çöldeyiz.  Dönmesi gereken makinelerden çıt çıkmıyor. Van’da gerçek anlamda üretim olmadığı için sanayi esnafı diğer sektörlere bağlı hareket ediyor. Van sanayisinin kendi kendisini götürecek bir yapısı,  gücü yoktur. Van’da ekonominin çarklarını döndürecek iki ana sektör var.   Bunlar inşaat ve ticarettir. Sınır ticareti durmuş, inşaat sektörü deprem sonrası yıkıldığı yerden hala kalkamamış.  Bu duyarsızlıkla zor kalkar. Sanayi sitesinde ortaya çıkan sesiz fotoğraf Van esnafının,  tüccarının hatta ekonominin durumunu yansıtan gerçek görüntüdür.  Bir iki araç tamiriyle sanayi yürümez. İnsanlar artık küçük borçlarını dahi ödüyemiyorlar.  Sıkıntıya dayanamayan esnaflardan işini bırakan, küçülen, Van dışına gidenler var. Böyle giderse daha fazla esnaf darba indirerek işini bırakır. Ekonomide en büyük tehlike iş yerlerinin kapanmasıdır. Çünkü iş yerlerinin kapanması beraberinde ekmek, aş, iş ve sosyal sorunları doğurur.  İlimizde inşaat sektörünün, sınır ticaretinin,  acilen canlanması gerekiyor.  Bunun yanında ekonominin içinde yer alan bütün kesimlere bir şekilde sosyal destek sağlanmalıdır”  diye dert yanarak sessizliği özetledi.

Vanlı bir büyüğümüz demişti ki,  “ Bir memlekette esnafın sesi gür, başı kalabalık, yüzü de gülüyorsa orada işler iyidir”

***

Van semaveri imal edemeyen kafa

Çay içmeyi çok seven Vanlılar için semaver vazgeçilmezdir.  Her evin semaveri bulunur. Semaver ve bir mangal yaz aylarında hafta sonunu mutlu geçirmeye yetiyor Vanlı bir aile için.  Van’da galvanizli sacdan demkeşi,  borusu olan semaverleri yıllar boyu Vanlı tenekeci ustaları yapıyordu. Yapıyordu dedim. Çünkü ustalarımız artık Van semaveri yapmıyorlar.  Ya ne yapıyorlar?  Erzurum’da makinelerde imal edilen, üzerinde Erzurum damgası bulunan krom sac semaverleri getirerek iş yerlerinde satıyorlar. 

Bunlardan birine “  Siz başarılı ustasınız. Basit bir işçiliği olan bu semaveri neden kendiniz imal etmiyorsunuz?  Erzurum damgalı semaveri iş yerinizde satmak size dokunmuyor mu? ” diye sordum.

Kalıptan, makineden, krediden söz etti.

DAKA, KOSGEB kredilerinden yararlanın, sizde arkadaşlarınızla birleşin gerekli makineleri alarak imalata geçin. Yaptığınız Van damgalı krom semaveri de başka illerde pazarlayın dedim. 

Ustamız “Bilemiyorum” dedi. 

Anlayacağınız kem küm.

Sanatını bir kenara bırakarak Erzurum’dan semaver getirip Van semaveri diyerek satan anlayış imalat, üretim falan yapamaz, küçük bir kazançla aracılık yapar. Ve yerinde sayar.  

 

Yazarın Diğer Yazıları