İkram Kali

Konuşalım mı?

İkram Kali

Can sıkıcı ve yüz kızartan bir utançla, suçla, ayıpla, ahlaksızlıkla  yüz yüzeyiz.

Ülkemizde insanların bir şekilde kendi aralarında varlığını kabullenerek konuştuğu, acı sonuçları mahkemelere yansıyan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın ilgili birimlerince mağdurlarına sahip çıkılan, bazı sivil toplum kuruluşlarınca üzerinde  araştırma yapılarak gündeme getirilen, ama genelde üstü örtülerek halının altına süpürülen ensest sorunu var. Var olan toplumsal bir sorunu  gizlemek ortadan kaldırmamak ihanettir.

Önce  sorunun/suçunun kısa bir tanımını  yapalım.

Ensest;

Dini, ahlaki ve etik değerler olarak da yasaklanmış birinci derece kan bağı bulunan akraba olan anne, baba ve kardeşler arası ilişkiler ensest olarak kabul edilmektedir. İkinci derece akraba olan kardeş çocuğu, teyze, hala, dayı, amca, anneanne, babaanne ve dede ile olan ilişkiler de ensest olarak kabul ediliyor.

Toplumda ensest de var, aile içi taciz de.

Kapalı toplumlarda, cahil topluluklarda rastlanılan bir olgu değil ensest ilişki... Her toplumda rastlanan bir olgudur ensest. Geri kalmış toplumlarda rızaya dayalı olmayan, baskı, taciz, tecavüz yoluyla yaşanan ensest ilişkiler maalesef çok daha yaygın. Ülkemize gelince. Uzmanlar ensest ilişkisinin ülkemizde üstü örtülü şekilde yaşandığını belirtiyorlar.

“Bizim toplumumuzda bu tür ahlaksızlıklar yaşanmaz” gibi peşin hükümlü yaklaşımların ne denli geçersiz olduğunu ensest ile ilgili araştırmalar ve mahkemelere yansıyan davalar, gazetelere ve televizyonlara yansıyan haberler açık şekilde ortaya koyuyor.

Bundan on yıl öncesine gidersek; Batman’ da kadın intiharlarını çok sık duyar, okur olmuştuk.

Hatta Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Hasret Daşlı cinayeti için açıkladığı gerekçeli kararda, tecavüz için ‘ensest ilişki’yorumunda bulunmuştu.  Ülkemizde sıkça rastlanan ama örtbas edilen bu ilişkiler cinayetler ve ya intiharlarla son bulmaktaydı.

Gelişmiş, modern toplumlarda da azımsamayacak oranda ensest sorunu yaşanmaktadır.

2008 yılı Nisan ayında ortaya çıkan ve kanımızı donduran bir olayı hepiniz hatırlayacaksınız.

Avusturya’da Joseph Fritzl isimli sapık baba, 1984 yılında öz kızı Elizabeth’i bayıltarak bodruma kilitledi ve zorla “Evden kaçtım. Beni aramayın” diyen bir mektup yazdırdı. Böylece annesi de bir şeyden şüphelenmedi ama sapık baba, 24 yıl boyunca bodrumdaki kızına tecavüz etti

Baba-kızın yedi çocuğu oldu. Biri öldü, üçü Elizabeth’le gün ışığı görmeden bodrumda büyüdü. Joseph diğer üç çocuğunu ise kızının kapıya bıraktığını söyledi. Her şeyden habersiz olan karısı da çocukları eve alıp büyüttü. Olay bodrumdaki bir çocuk çok hastalanınca ortaya çıktı.

Ensest ve aile içi cinsel taciz mağdurlarının daha fazla artmaması ve çocukların korunması için bu sorunun Van gibi eğitim seviyesi düşük kapalı toplumlarda daha çok araştırılması, konuşulması gerekir.  Zira toplumu aydınlatmadan bireyleri koruyamazsınız.

 

Ünlü bir televizyon sunucusunun öz yeğeni (ağabeyinin kızı)  olan genç bir kızla uzun yıllardan bu yana süren cinsel ilişkisi ortaya çıkınca ensest sorunu toplumda tartışılmaya başlandı.  Tartışılmaya başlandı diyorum. Çünkü bu konu herkesçe bilindiği halde sırf tabu olarak görüldüğü  için ciddi anlamda konuşulmuyor. Toplumun bazı kesimleri, yazarlar, gazeteciler ensest ilişki sanki ilk defa yaşanıyormuş gibi ensest olayına çok büyük bir tepki gösterdi. Kimileri de ensest ilişkinin açık şekilde konuşulmaması gerektiğini ileri sürdü.

Ünlü sunucunun ensest ilişkisi toplumda magazin yönüyle ilgi çekerken Melis Alphan’nın Hürriyet gazetesinde ‘mide bulandırıcı’ ensestle ilgili soruna  köşe yazısı hem ilgi çekti hem de büyük tartışma yarattı. Alphan, ensest sorununu uzmanların görüşleri  ışığında toplumun önüne çıkararak doğru dürüst konuşulmasını sağladı.

Alphan, 2009’da Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu'nun (TKDF)  yaptığı ‘Türkiye’de Ensest Sorununu Anlamak’ araştırmasına göre ensest vakalarında mağdurların genellikle kız çocukları, saldırganın ise aile içinden bir erkek olduğunu, aynı evde birden fazla çocuğun istismar edilebildiğini ve mağdur çocukların büyüdükçe saldırıyı küçük çocuğa yönelttiğini dile getirdi.

Türkiye Ensest Atlası’nın bir yanılgıyı da düzelttiğine işaret eden Alphan, “ Uzunca bir zaman ensest, yoksul ailelere ilişkin bir sorun olarak görülmüş ve bu tip olaylara ekonomik durumu iyi ailelerde pek rastlanmadığı vurgulanmıştı. Ancak artık biliniyor ki, ensest her tür sosyoekonomik ve kültürel çevrede yaşanıyor. Yani, ‘gündelik hayatlarına devam etmelerini engelleyen psikolojik sorunları olmayan, doğru ile yanlışı ayırt edebilen, alkolik ya da devamlı işsiz olmayan, eğitim seviyesi yüksek kişiler de ensest faili olabiliyor.’ Üst sosyokültürel çevrede ensest yokmuş gibi görünmesinin sebebi ise bu çevrede ensestin daha iyi saklanması” diye  belirtti.

Ensest ile ilgili vahim tespitler!

TKDF  56 ilde ensest ile ilgili araştırma yapmış.  Ama araştırmanın sonuçlarını, rakamları açıklayamamış. Ancak sorunun boyutunu görmek açısından tablonun yeterli olduğunu Alphan’a  aktaran TKDF Başkanı Canan Güllü “Türkiye’de ensest oranı yüzde 40. Yani her 10 kişiden 4’ünde ensest var!” diyor.

Sorunun vahametine dikkat çeken Güllü, kimi yerlerde yargıya yansımış ensest olaylarında, avukatlar mağdurların yaşını büyüttüğü için dosyaların kapatıldığını tespit ettiklerinden söz ederek şöyle diyor:

“Öyle bir il geldi ki karşımıza, ensest ilde gelenek, hatta geçmişten beri gelenek. Şimdi hangi il olduğunu söylesek kıyamet kopar” 

Ensest ilişki ve  aile içi tacizin az veya çok  kentimizde de bir  örtülü bir  sorun olduğunu varsayarak çalışma  başlatılmalıdır.

“Van’da böyle bir şey yaşanmaz. Kim söylüyor? Yalan söylüyor” gibi inkarcı işe yaramayan ifadelerle kendimizi kandırmanın sorunu görmezden gelerek yok saymanın kimseye yararı yoktur.

Ensest  sorunu  uzmanlarınca kentimizde de araştırılarak varsa çözülmeli. Yoksa yaşanmaması için zamanında önlem alınmalıdır.

Okullarda, camilerde de ensest, aile içi taciz ve şiddeti önlemeye yönelik uyarıcı ve konuşmalar, bilgilendirici etkinlikler yapılmalıdır. Toplum bu tür suçlara karşı aydınlatılarak ailelerin de gerekli önlem almaları teşvik edilmelidir.

Sonuç olarak aile kavramının bu kadar kutsal olduğu  ülkemizde ensest suçu/sorunu ve aile içi cinsel istismar insani ve hukuksal açıdan konuşularak sorunla  mutlaka yüzleşilmelidir.

Öte taraftan sağlıklı, mutlu, ahlaklı nesiller  yetistirilmek isteniyorsa  devletçe bu tür  soruların önüne geçilmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları