İkram Kali

Japonya gerçeği bu değil mi?

İkram Kali

23 Ekim 2011'de 7,2 ile Erciş ilçemiz yıkılırken,
Van sarsıldı.
7.2'de Erciş ve Van'da ölenlere yandık,  gözyaşı döktük.
Ardından durmak bilmeyen binlerce artçı depremler ruhumuzu dünyamız ha bire salladı. Bastığımız topraklar ayağımızın altından kayıyor,  oturduğumuz yer durmadan sallanıyor sanki.
Dayanma,  direnme gücümüzü kaybediyoruz.
İnsan zaafı, psikolojik travma ile bir an  "  Ne olacaksa olsun" diyoruz. 
Korkuyoruz,  ağlıyoruz;  sadece dua edip bir birimize destek olmaya çalışıyoruz.
Van'dan gidenlerde,  dönenlerde, Van'da kalanlarda, bilim adamları da hep birlikte,
Umutlanarak "Toparlandık, atlattık, geçti"  derken,
9 Kasım 2011'de 5,6 depremi ile doğanın beklenmeyen ikinci ağır kroşesini yiyoruz.    
Ve 9 Kasım günü resmen yıkılıyoruz.  
Hayat  ringinde  abandone  oluyoruz. 
Deprem sadece Türkiye'nin değil dünyanın karşı karşıya kaldığı doğal afetlerden biri ve insanların korunmak amacıyla yaptığı binaların en büyük düşmanı. Van depremleriyle yeniden gündeme gelen deprem konusuyla birlikte uzmanlar böylesine büyük bir felaket yaşayan insanların psikolojik olarak normale dönmesinin çok kolay olmadığını belirtiyor.
      Vanlıları durumu buydu. 
Psikolog ve psikiyatrların söylediğine göre aradan geçen yıllara rağmen insanlar depremin etkilerini üzerlerinden atamamaktalar. Örneğin; Hala 6-7  katı asansör kullanmak yerine yürüyerek çıkmayı tercih edenler,  her  sarsıntıyı   yıkım sananalar, sırf üst katlarda oturuyor diye arkadaşlarını ziyarete gidemeyen depremzedeler gözleniyor.
Çevrenize bakın bu durumda olan ne kadar çok  insan var. 
Anlayacağınız Van'da yaşadığımız deprem kaynaklı korkularımız hala devam ediyor. 
Minimum sayıda can ve mal kaybı yaşayarak depremleri atlatmak mümkünümdür? 
Evet:  Mümkündür.
Van depremlerinde neden sınıfta kaldık? Sorusunun cevabını bulabilirsek,
Van depremlerinden gerekli dersleri artık  alırsak,
Öz eleştiride bulunma erdemini gösterebilirsek,
Hatalarımız, yanlışlarımız, yalanlarımızı tekrar etmesek,
Her felaketi kişisel fırsata, siyasete alet etmesek,
Çalmasak-çırpmasak
Yasları ihlal ve ihmal etmeden her yerde, herkese uygularsak,
Aç gözlülük yapmasak,
Bilme inanıp saygı duyarsak,
İşleri, makamları liyakat ve ehliyet sahibine,
Yetkileri sorumluluk sahibine verirsek.
Yandaşlarımızın, eş, dost, akrabalarımızın basit kişisel çıkarlarını toplum çıkarlarından önde tutmaz isek,
Deprem yönetmenliği ve imar planına uyarsak,
Kendimize, ailemize, ülkemize,  insanlığa saygı duyarsak,
Allah'tan korkup kuldan utanırsak, 
Depremler yıkar, sarsar ama öldürmez.
Japonya gerçeği bu değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları