İkram Kali

İnsanlığınız batsın

İkram Kali

İnsan hakkı; insan olmamızdan, insan onurumuzdan doğan bir haktır. Ayrım gözetmeyen evrensel barışçıl gücüdür insan hakkı. Renk, dil, din, ırk, statü ayrımı yapmaz.

 

İnsan hakkı; tüm insanların ortak koruyucusudur. Duygularımız gibi soyuttur. Doğa gibidir ortadan kaldırılamaz. İnsanın olduğu her yerde her devirde her zaman geçerlidir.

 

İnsan hakkı saygıyı esas alır. İnsan olarak saygı beklemek kadar insanlara saygı gösterme sorumluluğunu gerektirir. İnsan hakları din, dil, yaşama, düşünme, müteşebbis özgürlüğünün koruyucusudur.

 

Ama…

 

Günümüzde insan hakları yerlerde sürünüyor.

 

İnsan haklarına saygı olsaydı Arapların dostu ABD, Tel Aviv'deki büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararı almazdı.

 

İnsan hakkı olsaydı Nazi zulmüne uğrayan Yahudi yönetimi komşuları olan masum Filistinlileri Gazze'de soykırıma tabi tutarcasına, zalimce ve gaddarca katletmezdi.

 

İnsan hakkı olsaydı, soykırıma uğrayan bir milletin devleti olan İsrail geçmişte yaşadıkları olayları unutarak yaşlı, genç, kadın, çocuk masum insanlara karşı acımasız ve saldırgan olmazdı.

 

Bırakın Filistinli, şu, bu olmayı.

 

İnsan hakkı olsaydı dünya Gazze'de yaşanan acımasızlığa engel olurdu.

 

İsrail hiç mi duygudaşlık yapmaz, hiç mi soykırım tarihine yüzünü dönmez. Nedir bu gaddarlık, nedir bu vicdansızlık.

 

Arap ülkeleri insan hakkına, dini tanımla kul hakkına birazcık duyarlı olmuş olsalardı Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren emperyalist ABD'nin politikalarının bir parçası, gizli finansörü olmazlardı.

 

Hani insan hakkı?

 

Nerede kul hakkı?

 

ABD-İsrail vahşeti ekranlardan film izler gibi izleniyor.

 

ABD Başkanı Trump geçen yıl Aralık ayında Dünyadaki 3 büyük dinin kutsal mekânı, 1.7 milyar Müslüman'ın ilk, 2.1 milyar Hıristiyan'ın şimdiki kıblesi Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığını ve ABD büyükelçiliğini Kudüs'e taşıyacağını meydan okuyarak dünyaya duyurdu. ABD bekle gör politikasıyla Müslüman ülkelerin tepkisini bekledi. Aradan 6 ay geçti. Bu süreçte ABD'den aldığı güç ve destekle İsrail saldırgan tutumunu daha da arttırdı.

 

Türkiye ciddi anlamda tepki gösterdi, mücadele başlattı.

 

Gözler petrol zengini safahat içinde yaşayan Arap ülkelerine döndü.

 

Peki, ne yaptılar?

 

Hiçbir şey…

 

Pardon, yaptılar.

 

ABD'nin Kudüs kararından 4 ay sonra 2018'in Mart ayında Suudi Arabistan ABD'den üç kalemde toplam 1 milyar 76 milyon 800 bin dolar, toplamda 12,5 milyar dolarlık silah alımı yaparak ABD'yi ve İsral'i ödüllendirdi. Satışlar dünyanın gözü önünde Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın ABD'yi ziyareti sırasında onaylandı. Bunların yanı sıra Suudi Arabistan ABD'den 20 milyar dolara yakın silah siparişinde daha bulundu. Bitmedi. Birde ABD ve Suudi Arabistan'ın eş başkanı olduğu 'Terör Finansmanı Hedefleme Merkezi' (TFTC) var.

 

Başka.

 

BAE, Arabistan, Mısır ve Bahreyn de karara sessiz kalmayarak Filistinlilere aba altından sopa göstererek "İsrail ve ABD ne diyorsa ona razı geleceksiniz" mesajı verdi.

 

ABD büyükelçiliğini Kudüs'e taşırken İsrail'de 60 Filistinliyi Gazze'de katledip, 3 bine yakın insanı tabi ki yaralar.

 

Şimdi soruyorum; Kim kahrolsun?

 

Birde göstermelik İslam İşbirliği Teşkilat var.

 

Teşkilatın toplanması bekleniyor.

 

Teşkilatın ne işe yardığını bilen var mı Allah aşkına. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın ne bir yaptırım gücü, nede caydırıcı gücü var. Kudüs için toplansa ne olur toplanmasa ne olur. Teşkilatın sözü BAE'ye, Arabistan'a, Mısır'a ve Bahreyn'e geçiyor mu? Hayır.

 

Geçin bunları.

 

Filistinliler katledilirken sözde insan hakları savunucusu Batı ülkeleri neredeler?

 

Onlar da akacak kana, elde edilecek kazanıma bakıyorlar.

 

Batı ülkelerini yıllar önce Bosna'da da gördük.

 

11 Temmuz 1995 günü Avrupa'nın göbeğinde Srebrenitsa'da Sırp lider Radovan Karaciç öncülüğünde Bosna'da soy ve inanç ayrımı yapılarak toplu katliam gerçekleştirildi. 8 binden fazla Müslüman Bosnalı kadın, çocuk, yaşlı, genç, erkek Sırplar tarafından alçakça öldürüldü. Avrupalı ülkeler katliamı resmen seyrettiler.

 

II. Dünya Savaşından sonra Avrupa'da yapılan en büyük insan katliamı ve etnik soykırım olarak Dünya tarihine geçen Srebrenitsa katliamına bugün Gazze'de olduğu gibi ne Birleşmiş Milletler ne de Batı ülkeleri mani oldu.

 

İnsanlık yerlerde sürünüyor, Türkiye tek başına çırpınıyor.

 

Diyecek çok şey var ama neyse…

Yazarın Diğer Yazıları