İkram Kali

İnsanları incitiyorsunuz

İkram Kali

Gezi olayları ile başlayan süreç önceki  gün on beş yaşında bir çocuğun cenazesinde yüz binleri sokağa döktü. Bu kitleler genelde bindirilmiş, kurgulanmış, örgütlenmiş, siyasallaşmış kitleler değildi. Kalabalıklar huzursuzluk yaşayan, “ yeter artık”  diyen bu ülkenin insanlarıydı. Berkin’in o küçücük narin bedeni önceki gün devleşen yüreğe ve bedene döndü.   

Yürüyen, haykıran insanlar toplumsal hüznü, acıyı paylaştılar. Kitleler Berkin Elvan’ın annesinin evlat acısıyla yanan yüreğinde, dökülen gözyaşlarında bütün acılara, bütün adaletsizliklere, haksızlıklara, aşağılanmalara, kırılmalara karşı ortak tepki gösterdiler. Ben incindim diyen meydana koştu.

Elinizle yapıyorsunuz

Dilinizle incitiyorsunuz,

Sözünüzle kırıyorsunuz

Ayağınızla yıkıyorsunuz.

Sonrada dönüp hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsunuz. Herkes kötü, herkes hain, herkes bilmem ne. Sadece siz mi iyisiniz, sadece siz mi doğrusunuz? Beyler çok geriyorsunuz, çok kırıyorsunuz. Yunus Emre, Mevlana, Şemsi Tebriz dili, üslubu  nerede?

Ağzınızdan zehir akıyor. Konuştuklarınızı akşam ailenizle, çocuklarınızla birlikte dinleyin. Sonra da siyasal kimliğinizden, çıkarlarınızdan, korkularınızdan sıyrılarak sadece insan kimliğinizle bir an düşünün, muhasebe yapın. Bu gerilim neden oluyor? Bu insanlar neden sokaklara dökülüyor diye kendinize sorun.

Korku, baskı zinciri önceki gün kırıldı. Öfke patlaması sokağa taştı.

Bakın, Berkin Elvan’ın ölümü sonrası Türkiye’nin en değerli marka sayılacak sanatçıları, iş adamları acıya toplumun tepkisine duyarsız kalmadılar. İşlerini güçlerini bıraktılar. Kazanacakları parayı ellerinin tersiyle ittiler. Başlarına gelecek tüm tehlikelere, baskılara aldırış etmeden yüreklice  tavır aldılar, açıklama yaptılar, dik durdular.

Ha birilerine  göre yanlış olabilir.

Soruyorum.

 

 

Cem Boyner’in yaptığı davranışı kaç iş adamı yapabilir.  Boyner vatan haini mi? Casus mu? Terörist mi? Cem Boyner bu ülkede binlerce insana iş ekmek sağlayan, ekonomi de önemli yeri olan başarılı sosyal sorumluluk taşıyan, elini taşın altına koymaktan çekinmeyen duyarlı bir iş adamı değil mi? Peki Türkiye’nin marka sanatçısı Tarkan’ın, Sezen Aksu’nun kime ve neye ihtiyacı var? Bu ülkenin başarılı sanatçıları değil mi? Tarkan, Sezen Aksu da mı vatan haini, yabancı güçlerin adamı, terör örgütlerinin elemanı. Yapmayın. Birazcık duygudaşlık yapın. Birazcık acıyı, insanların endişelerini, neden incindiklerini, ne istediklerini yüreğinizde hissedin.  


Acı üstüne acı geldi.

İstanbul Okmeydanı'nda önceki akşam gösteri yapan eylemci bir grup ile Kasımpaşa 1453 taraftar grubu arasındaki çıkan olayda 22 yaşındaki Burak Can Kahramanoğlu isimli bir genç hayatını kaybetti.  Bu gencin annesine de yazık günah değil mi?  Toplum nereye gidiyor farkın damısınız?

Provokatörler önceki gece yine fırsatı kaçırmadı. Yaktılar,  yıktılar, ortalığı savaş alanına çevirdiler. Mağdur olan mağduriyet yaratmaz.  Zülüm gören zalim olmaz. 

Bu ülke hepimizindir diyorsanız, o zaman toplumu ayrıştıracak, gerecek, kutuplaştıracak davranış ve ifadelerden kaçının. Sorumluluğunuzu bilin,  gözünüzü karartmayın.

İnsan annesini öldürür mü?

Kadınlara yönelik şiddet, sınırını aştı katliama dönüştü. Gün yok ki bir çaresiz bir kadın yaralanmasın, öldürülmesin. Artık kadını  yanlızca gözü dönen  kocası değil, oğlu, kayın biraderi, akrabası da öldürüyor.  Öldüren öldürene. Belediye otobüsünde sözde sevdiği kızı toplumun gözü önünde silahla katlediyor. Buna da sevgi diyor.  En dehşeti kocalarından sonra oğulları da annelerini öldürüyor. İstanbul Adliye Sarayı içinde boşandığı kocasına dava açan kadın ve onu korumakla görevli polis memuru adaletin tecelli edeceği salonda vuruluyor. İnsan annesini öldürür mü? Maalesef öldürüyor. Koruma bile gözü dönmüşleri koruyamıyor. Sözün bittiği yer. 

Kararsızlar kime oy verecek?

Seçim yarışı ilimizde bütün hızıyla devam ediyor. Saadet Partisi Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Fetullah Erbaş  “Yaptığımız araştırmalarda Van’da yüzde 35 kararsız seçmenin bulunuyor” dedi. Toplam 577 bin 259 oy oranı içinde kararsızlar buna göre ciddi bir orandır. Bu ne demektir? Yüz seçmenden 35’i hala hangi partiye oy vereceğine karar verememiş. Yüzde 35 ile ifade edilen kararsızların yüzde 90’nın geçmişte BDP dışında farklı partilere oy veren kitledir. Zira BDP seçmeni kararını çoktan vermiştir. Yüzde 35 kararsızlar blok olarak hiç bir partiye gitmez. Oyların bölünme ihtimali büyüktür. Başta SP, CHP ve diğer partilerin tamamı bu oylara yönelecek. Karasızların neden kararsız olduğu ise cevap verilmesi, araştırılması gereken bir durumdur.

Yazarın Diğer Yazıları