İkram Kali

İnkar ederek, yalan söyleyerek kandıramazsınız!

İkram Kali

Siyasi, ekonomik rant aracı olarak kullanılan… Kurgulanmış dine dönüştürülen, "toprak, mal ve tazminat talebi"ne dayalı sözde soykırım yalanlarıyla bir kez daha karşılaşacağız. Aynı teraneleri dinleyeceğiz.

24 Nisan geliyor.

Amerika, Fransa, Kanada, İtalya başta olmak üzere dünyanın farklı ülkelerine yayılan Ermeniler her yıl olduğu gibi bu yılda iman ettikleri, medet umdukları yalanlarıyla Türkiye'ye hakaret edecekler… 1915'te yaşanan ortak acıları ve kayıpları istismar ederek emperyalistlere pazarlamaya devam edecekler. Tarihi gerçekleri karartarak kin, nefret, düşmanlık duygularıyla saldırmaya devam edecekler.

Ama…

Bir kez olsun...

Tarihle yüzleşerek Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı emperyalistlere karşı 7 cephede savaşırken devlet kurma hayaliyle isyan ettiklerinden, öz eleştiri yaparak vatanlarını arkadan hançerlediklerinden,  düşmanlarla işbirliği yaptıklarından pişmanlık duyarak söz etmeyecekler.

17 Nisan 1915'te Van'da ayaklandıklarını… 20 Mayıs 1915'te Van'ı işgal eden Ruslarla işbirliği yaptıklarını yok sayacaklar.

Osmanlı tarafından isyana öncülük eden Ermeni çete liderlerinin 24 Nisan'da isyan ve katliamlar nedeniyle tutuklandıklarını gündeme getirmeyecekler.

Taşnaksutyun, Hınçak, Ramgavar, Karghaç gibi isyancı Ermeni örgütlerinin emperyalistlerle işbirliği yaptığını anlatmayacaklar.

Van başta olmak üzere, Muş, Bitlis, Erzurum, Erzincan, Maraş Adana, Ağrı gibi şehirlerde Ermeni çetelerinin komşuları olan Müslüman ahaliyi ve isyana katılmayan Ermenileri katlettiklerine değinmeyecekler.

Osmanlı'nın,  savaş halinde devlet yönetimine karşı gelenler için askeri birliklerce alınacak tedbirlerden tehcir uygulamasının (sevk ve iskân)  sözde soykırım olmadığını itiraf etmeyecekler.

Osmanlı Devleti'nin ayaklanma nedeniyle meşru müdafaa hakkını kullandığını, savaş koşulları nedeniyle tehcir sırasında maalesef büyük kayıplar meydana geldiğini, bunun sorumlusunun da Ermeni çeteleri olduğunu anlatma cesaretini gösteremeyecekler.

Emperyalist güçlerce Büyük Ermenistan yalanı ile kullanılarak Ermenilerin kandırıldığını ve sözde soykırım denilen şeyin aslında emperyalist yalandan ibaret olduğunu kabul etmeyecekler.

İhanet ettikleri Türkiye'ye karşı düşmanlık, kin nefret duygularıyla uğraşmak yerine, keşke barış ve dostluk için uğraş vermiş olsaydık, şimdi ortak geleceğimiz adına farklı şeyler konuşmuş olacaktık da demeyecekler…

Ayrıca…

Taşnaksutyun Partisi'nin kurucularından ve önemli lideri, 1918 yılı Temmuz ayında kurulan Ermenistan devletinin ilk başbakanı, Taşnak Hükümetini 1919 yılı Ağustos ayına kadar 13 ay yöneten,  Trabzon ve Batum'da Türkiye ile yapılan barış görüşmelerinde Ermeni heyeti içinde yer alan Ovanes Kaçaznuni 'nin 1923 yılında Bükreş'te yapılan Ermeni meselesi ile ilgili Taşnak Partisi toplantısında gerçekleri bütün çıplaklığıyla gözler önüne serdiği öz eleştiri, pişmanlık ifadeleri içeren ve Ermeni tezlerini çürüten raporundan hiç söz etmeyecekler

Ovanes Kaçaznuni'ninin kitaplaştırılan, Ermenistan'da yasaklanan söz konusu raporunda yer alan…

1914 Sonbaharında, Türkiye henüz savaşan taraflardan birine katılmadığı dönemde, Güney Kafkasya'da büyük gürültü içinde ve enerjik biçimde Ermeni gönüllü birlikleri oluşturulmaya başlandı. Taşnaksutyun Partisi hem bu birliklerin oluşturulmasına hem de bunların Türkiye'ye karşı gerçekleştirdikleri askeri operasyonlara aktif biçimde katıldı…

Biz, kayıtsız şartsız Rusya'ya yönelmiş durumdaydık. Herhangi bir gerekçe yokken, zafer havasına kapılmıştık. Sadakatimiz, çalışmalarımız ve yardımlarımız karşılığında, çar hükümetinin Ermenistan'ın bağımsızlığını bize armağan edeceğinden emindik…

Aklımız dumanlanmıştı. Biz kendi isteklerimizi başkalarına mal ederek, sorumsuz kişilerin boş sözlerine büyük önem vererek ve kendimize yaptığımız hipnozun etkisiyle, gerçekleri anlayamadık ve hayallere kapıldık.

1915 yaz ve sonbahar döneminde Türkiye Ermenileri zorunlu bir tehcire tabi tutuldu. Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı ve bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır .(…) bu yöntem en kesin ve en uygun yöntemdi.

Askeri operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya'ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin millî mücadelesi haklıydı.

Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. Sevr Antlaşması gözümüzü kör etmişti. İsyanımızın temelinde İtilaf devletlerinin bize vaat ettiği büyük Ermenistan hayali vardı. Ama biz hiç bir zaman devlet olamadık. Türkiye Ermenistan'ı diye bir devletin hayalden öte olmadığı gerçeğini göremedik.

Kötü kaderden şikayet etmek ve felaketlerimizin sebeplerini kendi dışımızda aramak acıklı bir durumdur. Bu bizim (hastalıklı) milli psikolojimizin karakteristik bir özelliğidir ve Taşnaksutyun partisi de bundan kaçamamıştır.

Fransızlar, İngilizler, Amerikalılar, Gürcüler, Bolşevikler tek kelimeyle bütün dünya bizi kolayca aldattı, atlattı ve ihanet etti, oysa bizler safça bu savaşın Ermeniler için yapıldığına inandırılmıştık.

Türklere karşı ayaklandık. Barışı sabote etmek için savaştık bile. Artık hepimiz, Türkler'in düşmanı olan itilaf devletlerinin kampındaydık. Türkiye'den "denizden denize Ermenistan" talep etmekteydik.

Nihayet şu da var ki, var olduğumuz sürece aralıksız olarak Türkler'le savaştık, öldük ve öldürdük. Artık, Türkler'e ne gibi bir güven telkin edebiliriz ki.

Devlet ile partiyi ayıramıyor ve parti ideolojisini devlet işlerine karıştırıyorduk. Bizler devlet adamları değildik.

Şimdi neyimiz var? Aras ile Sevan arasında küçücük ve sözde bağımsız, gerçekte ise canlanmakta olan Rusya İmparatorluğu'nun özerk bir kenar bölgesi durumundayız.

Yalnız bir konuda ısrar ediyorum. Bir gün gelir de Türkler'le anlaşmak ihtiyacı doğarsa; sahneye başka bir anlayışa, başka bir psikolojiye sahip, en önemlisi de başka bir mazisi olan ya da olmayan insanların çıkması gerekir. Ve bu noktada Taşnaksutyun, değil yardım etmek, tersine engel olur… İtiraflarını görmezden gelecekler.

***

Peki, neler olacak?

Hiçbir şey olmayacak tabi.

Törenler düzenleyecekler. Türkiye'ye karşı iyi niyetli olmayan emperyalist ülkelerin belediye meclisleri, parlamentoları kendilerini tarihçilerin, hukukun yerine koyarak sözde soykırım kararları alarak ülkemize siyasi baskı yapmaya, 1915'te yüz üstü bıraktıkları Ermenileri kullanmaya devam edecekler. Ama... Alınan kararların, emperyalist yalanların... Türkiye için hiçbir anlamı ve değeri olamayacak. İt ürüyecek kervan yürüyecek.

Yazarın Diğer Yazıları