Ümran Öztürk

Vansesi Gazetesi 82 Yaşında

Ümran Öztürk

Rakamlarla aram hiç iyi olmadı ama harfleri her zaman çok sevdim. Kelimeleri bir araya getirip cümleler türetmek en sevdiğim eylem, en haz aldığım duygudur. Heyecanımı mısralara dökmenin, duygularımı kelimelerle savurmanın devrik cümlelerle şiirler yazmanın yanı sıra; beni mutlu eden, ayaklarımı yerden kesen ya da sarsan olayları cümlelere dökmek ayrı bir keyiftir benim için.

Henüz lise öğrencisiyken edebiyat öğretmenim Semra Ünal kalemimi çok beğendiğini söyleyerek beni yazmaya teşvik eden, hayatımı şekillendiren, benim için önemli isimlerden biridir. Öykülerimi seven bir diğer kişi de rahmetli babamdı. Ona yazdıklarımı okurken beğenisini sunduğu gibi, eleştirisini de yapmadan geçemezdi. Bunlar benim daha iyi okuyucu olmamı, daha çok araştırma yapmamı sağlamıştı. Küçük denemelerim yazı hayatımın kilometre taşlarıydı.

2003 yılında Susurluk Beşeylül gazetesinde köşe yazarlığı yapmaya başladım. Yazılarımın yanı sıra aynı zamanda şiirlerime de yer veren benim çekirdek küçük ailemdir Beşeylül Gazetesi.

Beni daha çok yazmaya teşvik eden, memleketimin sesi, coğrafyamın nefesi, doğunun incisi Van'ın 82 yıllık geçmişe sahip gazetesidir. Türkiye'nin en köklü gazetelerinin içinde yer alan Vansesi  Gazetesinde yazmaya başlamam Vansesi Gazetesinin güçlü kalemi aynı zamanda yazı işleri müdürü Sn. İkram Kali'nin sosyal medyada yazılarımı okuması ve benim için bir köşe ayırmak istemesiyle gelen teklif Vansesi Gazetesiyle yol arkadaşlığımızı Kasım 2016 da başlattı.
Bana dostluk sunan Vansesi Gazetesi sayesinde 2 Nisan ruhunu yaşadım, hemşerilik dayanışmasını defalarca tattım. Van'ın simgesi haline gelen  Vansesi Gazetesinin duyurduğu haberler doğrultusunda yardım kampanyaları başlattık. Bunlardan bir tanesi de;Van'da dar gelirli ailelerin çocukları için " Çocuklar Üşümesin" projesine İzmirli yazarların katılımlarını da sağlayarak yardım kampanyasına dönüşmesini hep birlikte yaşadık. Van'ı hiç görmeyen yazar arkadaşlarımız yüreklerini ortaya koyup bizlerle hareket ettiler.İhtiyaç sahiplerine yardım kolileri İzmir'den Van'a ulaştırılırken gönül köprüsü kuruldu.

2 Nisan Dünya Vanlılar Günü ve 100.ncü yıl kutlamalarında tek yürek olduk Konak Meydanı'nda Van türküleri ile coştuk, şiirlerinde hüznü yaşadık. Dayanışmanın en anlamlısını ayran aşının lezzetinde kutladık.

Vansesi Gazetesinde yazmam Van'da ki okurlarımla güzel dostluklar kurmama sebep oldu. Yıllar sonra birkaç kez, bir kaç günlüğüne de olsa Van'ı ziyaret etmeme sebep oldu. Sosyal medya aracılığıyla görüştüğüm okurlarımla yüze yüze  görüşüp fikir alışverişinde bulunma ve sohbet etme olanağını buldum. Vansesi Gazetesi sayesinde Van'da olup biten her şeyi takip etme şansını yakaladım. Van'ın okullarında söyleşilere katıldım, kitaplarımı imzalarken minik yüreklere dokundum.

Çocukluğumun geçtiği caddelerde dolaştım, pınarlarından su içtim. Kahvaltı salonlarında otlu peynirini, çöreğini, murtuğasını demli bir çay eşliğinde hiç bir karşılığı olmayan sevgisini tattım. Vanlı olmanın ruhunu içimde htim.
Bunu yaşarken de Van'daki olumsuzlukları da yüreğim titreyerek izledim, izlenimlerimi de köşemde yazarken karşılaştırma yapmayı da ihmal etmedim.

İğdeler eskisi gibi kokmuyor dedim. Eski samimiyeti, eski dostluklara özlem duyduğum kadar Van'ın çarpık kentleşmesine, orantısız göç aldığına, tarihi dokusunun bozulduğuna tanık oldum. Geleneksellikten uzaklaşmış ama çağdaşlaşmayı da yakalayamamış bir kent haline geldiğini gördüm. 

Hızla kirlenen, yağmalanan , acımasızca katledilen, gölün beton ve molozlarla doldurulduğuna, şahit oldum. Van kalesi ve çevresinin hayvan otlatma yerine dönüştüğünü üzülerek ve hayretle izledim.

Atanmışların ve seçilmişlerin çalışma heyecanının olmadığını gördüm. Birkaç kişi ve birkaç gurup haricinde,  Vanlıların Van'a sahip çıkmadığını üzülerek gördüm. Çürümeye terk edilmiş müzeyi gördüm.

Yeşilin korunamadığına, bahçeli evlerin yok olup gittiğine, eski tekel binasının makus talihine tanık oldum. Kirlilikten çığlık atan Van Golünün can çekişmesini seyredenlere inat Van Gölü aktivistlerinin çabasına selam yolladım binlerce kilometre öteden.

Bu gözlemlerimden sonra bir kenti idare etmek için gerekli kültürel donanıma sahip olunması gerektiğinin altını çizerek anlattım ve tüm bunları 82 yıllık geçmişe sahip olan Vansesi Gazetesinde yazdım. Güzel işlerden övgüyle söz ederken, eksikleri de yazmadan geçmedim, önerilerimi yazmayı da ihmal etmedim. 

Hiç mi böyle yöneticiler geçmemiş bu şirin kentten? Hiç mi gezmiyorlar bu kenti yönetenler bu güzelim şehirde? Çağdaşlaşmanın neresinde diye hiç mi merak etmiyorlar? Korkmayın koltuklar sizi bekler siz biraz kıpırdayın, yeni projeler geliştirin, kurumlar arası koordinasyon sağlayın. Azıcık beyin fırtınası yapın demli bir çay kıvamına geldiğinizde tatlı yorgunluğunuzu daha güzel atarsınız iyi bir iş yapmanın keyfiyle. Diye sitem de ettim Vansesi Gazetesinde yazdığım hiçbir yazıma sansür uygulanmadı düşüncelerimi özgürce ifade ettim. 

 Bundan dolayı özgürce sesimi duyuran Vansesi gazetesine, desteklerini esirgemeyen sevgili Vanlılara ve tüm okurlarımıza ; Vansesi Gazetesi imtiyaz sahibi Sn Erdal Perihan ve Yazı İşleri Müdürü Sn. İkram Kali nezdinde tüm Vansesi Gazetesi çalışanlarına ve yazarlarına birlikte daha nice başarılı üretken yıllar dilerim. Kaleminiz kavi olsun.

Yazarın Diğer Yazıları