İkram Kali

İç savaş çıkarılmak isteniyor

İkram Kali

Ülke yangın yeri. Toplum psikolojisini tahrip eden ölümler yaşanıyor. Ürkütücü  ortama doğru gidiliyor. Herkes birbirine uyarıcı öğütlerde bulunuyor. Şuraya, buraya gitmeyin deniliyor.  Şu noktalarda, kalabalık yerlerde bulunmayın uyarıları yapılıyor. Bombalar patlıyor, kalleş pusular kuruluyor. Çok katlı işyerleri sakinleşiyor. Masum insanlar hayatını kaybediyor.  Panik,  korku, endişe iç içe. Siyasetin dili sertleşiyor. Köprüler yıkılıyor. Yaşam cendereye dönüyor ve çözüm sürecinin palavradan ibaret olduğu olaylarla ortaya çıkıyor.  Süreçte bırakın silahların gömülmesini, sanki savaşa hazırlık yapılmış.   Vatandaş resmen aldatılmış.

İçeride ve dışarıda herkes endişeli.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, BM Genel Sekreter Sözcülüğü aracılığıyla yaptığı açıklamada, , Türkiye ile "PKK unsurları arasında artan gerginlik" nedeniyle  endişeli olduğunu kaydetti. Soruna "barışçıl çözüm bulunması için biran önce yapıcı diyaloğa"  dönülmesini umduğunu belirten Ban, tüm ilgili taraflara "geçmişin çok fazla acı  ve kedere neden olan günlerine" dönülmesinden kaçınmaları çağrısında bulundu.

Güney Koreli Ban Ki-mun  gereksiz yerde endişe duymaz. Dünyada yaşanan savaşları, çatışmaları acımasız ölümleri yakından takip eden Ban Ki-mun’un durumun vahim olduğunu hissediyor.  

Gerçek şudur; Toplumun sabrı ölümlerle, acıyla adeta test ediliyor. Toplumsal cinnet harekete geçirilerek Türkiye iç savaş ortamına sürüklenmek isteniyor. Tamam. Türkiye’de Türkler, Kürtler buna izin vermez, bu oyuna gelmez ama çaba bu yönde.  BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’u endişeye iten noktada esasında budur.

İlimizdeki meslek odaları sivil toplum kuruluşlar suskunluklarını bozarak korkmadan sorumluluk alarak barıştan yana ölümlere, kaosa karşı duruş sergileyerek cesurca çağrıda bulunmalı.  Bu çağrı  bugün yapılmayacaksa  ne zaman olacak?  

 

Habercilik de zorlaşır

” Bir yerde şiddet yükselip öfke tırmandı mı, habercilik de zorlaşır. 
Silahların gürültüsünde sağduyunun sesi duyulmaz olur. “Savaşta ilk kurban, gerçektir” sözü doğrulanır; hamaset, hakikatin yerini alır… Medya, savaş boyalarını süründü mü, barışın dili suskunlaşır. Oysa böyle dönemlerde gerçeği sahiplenen, barışa kanat geren bir tavır her zamankinden önemlidir.”

Can Dündar İstanbul’dan böyle yazıyor.

Diziye uyarlanan ‘ Behzat Ç .’ romanının yazarı Emrah Serbes de önceki gün yazarlığı bıraktığını açıkladı. Serbes Twitter 'dan yaptığı açıklamada, "Yazarlığı bıraktım. Her gün çocukların öldürüldüğü bu ülkede ne yazabilirim. İki sene sadece boksla ilgileneceğim" dedi.

Değerli kardeşim Ercan Akkar’ın sorumlu yazı işleri müdürlüğünü yaptığı Diyarbakır Güneydoğu Ekspres Gazetesi’nde yazarlık yapan Mustafa Güneş de son yaşananlar üzerine yazılarına ara verdiğini açıkladı. Güneş veda yazısında özetle şöyle diyor, “  Girdiğimiz ortam itibariyle mantığın ve akılcılığın ertelendiğini, dolayısıyla yazmanın çok anlamlı olmadığını düşünüyoruz. Açıkçası, ülke atmosferinin girdiği akıl ve mantık tutulması geçinceye kadar yazılacak hiçbir mantıklı yorum ve tavsiyenin bir anlam ifade etmeyeceğine inandığımdan, bu ortam normale dönünceye kadar yazı yazmamak niyetindeyim. Daha doğrusu yazmak içimden gelmiyor. Siyasi ve toplumsal ortamın göstereceği duruma bağlı olarak şimdilik bekleyeceğim. Umarım normalleşme süreci çok sürmez, tekrar karşılaşırız.”

Görüyorsunuz.

Silahlar, bombalar sadece insanları öldürüp ocakları söndürmüyor. Silah sesleri endişe, özgür düşünceleri, sağduyuyu, konuşan dilleri ve yazan kalemleri de katlediyor.  

Üzücü, kötü bir durum.

 

Van Ferit Melen Havalimanı otogara benziyor

2014 yılında Van Ferit Melen Havalimanı kullanan yolcu sayısı 1 Milyon 207 bine ulaşmış.  2004-2014 yılları arasında Türkiye'de Havayolu yolcu artış sayısı yüzde 270 ulaşırken Van'da bu artış %  638 olmuş. 2015 yılı ilk 6 ayında ise yolcu sayısı yaklaşık 670 binin yolcuya ulaşmış.

Vanlılar uçakla yolculuğu tercih ediyor.

Diyarbakır’a yeni yapılan Havalimanı gıpta edilecek mimari,  ihtiyaca uygun kapasite ve güzelliğe sahip. Van Ferit Melen Havalimanı ise modern otogara benziyor.  Tuvaletler Ulu Cami tuvaletinden kötü görünümde. Bagaj alma bantları yetersiz.  Bagaj alma ortamı depremde çadır almaya benziyor. Çevre düzenlemesi var mı yokmu belli değil.  Yolcuların yararlanacağı sosyal alanlar berbat. Üçüncü sınıf mimari mantıkla yapılan Van Ferit Melen Havaalanı yolcu kapasitesine ve Van’a hiç  yakışmıyor. Van’ın hemen hemen her yapısında olduğu gibi Van Havalimanında da önce küçük yap sonra ekle yapılıyor.  En garibi bu çirkinliği, kimse görmüyor.   

Yazarın Diğer Yazıları