İkram Kali

Hani nerde katılımcılık?

İkram Kali

Valiliğe bir iş için gittim. Kapı girişine asılan Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın Amblem-Logo Tasarım Yarışması afişini gördüm. Afişte, “ Yarışmanın konusu, sürekli yenilenen, gelişen ve büyüyen Tekirdağ'ın hem tarihi değerleri, hem çağdaş nitelikleriyle yüksek yaşam standartlarına sahip örnek bir Şehir olma yolunda bu özelliklerini yansıtacak ve Tekirdağ Büyük Şehir Belediyesi kurum kimliğinde kullanılacak, özgün amblem/logo’nun tasarlanmasıdır” açıklamasına ve katılım şartnamesine yer verilmiş.  Yarışma Jürisi: Büyükşehir Belediye Başkanı, Ressam Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü Öğr. Gör.  Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı, Külltür ve Sosyal İşler Daire Başkanı ve Haliç Üni. Grafik Tasarım Bölümü Öğr. Görevlisinden oluşuyor.  Yarışmada ilk 4’de giren eserlere para ve çeşitli ödüller bırakılmış. Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi katılımcılık anlayışıyla ülkenin diğer ucundan Van’a ulaşarak en iyi logoyu seçmeye çalışıyor. Yarışma son müracaat tarihi 4 Temmuz. 

Van Büyükşehir Belediyesi (VBB) Logosu ise geçen hafta belli oldu. Ancak beğenilen logoyu hangi grafiker çizdi? Hangi logo seçenekleri arasından bu logo beğenildi? Seçici jüri üyeleri kimlerden oluştu? Jüri üyeleri hangi kriterlere göre logo belirlediler?  Bunları bilemiyoruz. Bir yarışma yapıldı mı yapılmadı mı? Yapıldıysa dereceye kimler girdi onu da bilemiyoruz. Bildiğimiz tek şey var o da belirlenen logo.

VBB logoda Van, güneş ve Van Gölü’nün çizgilerle ön plana çıkarıldığını, Van ile ilgili üç öğenin şu anlamları taşıdığını açıkladı:

VAN: Hat sanatıyla Van-Wan ismi logonun etrafını çeviren bir imza olarak ve sembol olarak kullanılmış. Yazı aynı zamanda Van'ın çok dilli yapısını da içerisinde barındırıyor.

GÜNEŞ: Mezopotamya halkları için çok kadim bir semboldür. Derler ki, 'en güzel güneş Van'dan doğar ve Van Gölü'nden batar' tasvirinden yola çıkılarak, güneş; Büyükşehir Logosu'nun en parçalarından biri olarak işlenmiştir. Güneş'in 13 ışını Van'daki 13 belediyeyi andırırken, Büyükşehir bu belediyelerin çatısı olarak düşünülmüş.

VAN GÖLÜ: Kentimizin dünyada tanınmasına en büyük örnek Van Gölü'dür. Van'ın en temel sembolü olan Van Gölü dalgalı bir motifle logoya işlenerek bir bütünlük sağlanmıştır. 

Gelelim yeni logo ile ilgili kişisel düşüncelerimize.

 Logo genel olarak fena değil. Logo da çağdaş çizgiler kullanılmış. Ama çok daha iyisi çizilebilirdi. Van yazılırken “W” harfi kullanılarak siyasal vurguda bulunulmuş. (Belediye tarafından yapılan her çalışmanın, projenin orasına burasına renk ve sembollerle siyasal vurgu zorlaması özünde doğru değil. Zorlamalar yapanların hoşuna gitse de bu işin özünde zorlama hep sırıtıyor. Bu mantıktan vazgeçilmeli.  (Van’dan daha yoğun, daha köklü siyasal bir yapı ve çizgisi olan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi çalışma ve projelerinde, logosunda Van’da yapılan siyasal zorlamaları, sokuşturmaları asla göremezsiniz. Diyarbakır’ın köklü kültür değerleri, ortak simgeleri dejenere edilmeye kalkılmaz. Çünkü orda doğrusu, gereği yapılır.)  Büyükşehir logosunda Ankara Büyükşehir Belediyesi ile çekişme içinde olduğumuz,  eşsiz değerimiz Van Kedisi nedense yok!  Sanki Van Kedisi iddiamızdan vazgeçilmiş.  Bence zaman geçmeden logo üzerinde aynı grafiker tarafından küçük bir tadilatla Van Kedisi logoya yerleştirilmelidir. Van kedisinin içinde yer almadığı bir logo eksiktir. Vanlılardan bu konuda çok sayıda tepki geldiğini de ilgilisine duyuralım.

 Keşke Van gibi zengin kültürü, tarihi simgesel değerleri olan bir kenti temsil eden logo çizilip seçilirken meslek odalarının,  sivil toplum kuruluşlarının,  akademisyenlerin görüş ve önerileri alınsaydı.  İlk 10 arasına giren logolar da kentin belirli noktalarında, üniversitede, güzel sanatlar lisesi ve konuyla ilgili yerlerde sergilenerek halkın beğenisi ve görüşüne sunulsaydı. Bu yaklaşım katılımcı, demokratik belediyecilik, sahiplenme açısından doğru olurdu.  Ama öyle olmadı.  Yerel seçim çalışmalarında başkan adaylarının “  Belediye tarafından yapılacak olan halkı ilgilendiren her türlü proje ve çalışmayı halka soracağız,  halkın görüş ve düşüncesini alarak katılımcılık sağlayacağız, halkın istemediğini yapmayacağız ve şeffaf olacağız“  sözleri daha logo seçiminde havada kaldı.  Halk unutuldu. O zaman nerede katılımcılık? Hani halkın görüş ve düşünceleri?

İlimizde dayatmacı,  dışlayıcı yaklaşım sadece belediyenin logo örneğinde yoktur. Bu anlayışı her yerde farklı uygulamalarda görmek mümkündür.  Halkın katılımcılığından, düşüncesinden söz ederler ama uygulamaya geldiğinde halka değer vermezler.

Mesela; Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne Prof Dr. Dursun Odabaş isimi. Hak etmediği, Van ile bir ilgisi olmadığı halde birileri tarafından bu hastaneye verildi. Verilen isim Van halkına, sivil toplum kuruluşlarına soruldu mu? Hayır. Vanlılar benimsedi mi?  Asla.  Emanet duran o isim bir gün o hastaneden inecek göreceksiniz. Çünkü dayatma ile halk benimsemiyor.

Van Ticaret ve Sanayi Odası’nın 50 yıllık kurumsal logosu 2012 yılında o günün yönetimi tarafından beğenilmeyerek bir gecede sesiz sedasız değiştirildi.  Daha sonra oda seçimleri oldu, yönetim değişti. Bu kez yeni gelen yönetim önceki yönetimin beğenerek yaptırdığı logoyu beğenmeyerek yerine yaptırdığı logoyu kullanmaya başladı.  Bunlar yapılırken esnafın, halkın,  işi bilenlerin görüşü alındımı?  Hayır. Demokratik katılımcılık nerede? Boşver ben yaptım oldu.

Aynı şekilde ilimiz büyükşehir oldu.  İki yeni ilçe kuruldu. İlçelere hangi isimleri verelim diyerek vatandaşlara, meslek odalarına, sivil toplum kuruluşlarına bir görüş soran oldu mu?  Hayır. İsimler nasıl belirlendi bilemiyoruz.

Biz burada logoların, isimlerin iyi olup olmaması yanında kamuoyunu ilgilendiren konularda katılımcılık anlayışını sorguluyoruz.  Demem o ki ilimizde demokratlık, katılımcılık, şeffaflık, ortak düşünce sözleri laftan ibarettir. Herkes kendine katılımcı, kendine demokrattır. Vanlı demeli “Öz özümüze yaşayıp gidiyoruz.” 

Yazarın Diğer Yazıları