İkram Kali

Gazetecilikte Karınca İzleri

İkram Kali

23 Ekim 2017 günü Van Valiliği himayelerinde Uluslararası Altın Kentler Derneği tarafından düzenlenen 1. Van Kent Ekonomisi ve Yerel Kalkınma Zirvesi kapsamında "Vansesi Gazetesi 80. Yaşında-Ekonomik ve Sosyal Kalkınmada Yerel Basının Önemi" paneli hazırlıklarını yaparken faklı bir şey olsun dedik.   Trabzon'dan yazıları ve karikatürleriyle Van'ın ilk gazetesi, Vansesi ailesinin değerli aile bireyi olan 80 yaşına ulaşan gazeteci-yazar-karikatürist Hikmet Aksoy ağabeyimize sürpriz yaparak 80. yıl pastasının kesiminde bulunması için kendisini Van'a davet ettik.  Teşekkür ederek Van'a geleceğini söyledi.

 Değerli büyüğümüz Hikmet Aksoy,  Van Ferit Melen Havalimanı'na indikten sonra kalacağı Elite World Van Hotel'de odasına çıktı.  Birkaç dakika sonra lobiye indiğinde elinde içinde fındık olan hediye paketi ve bir de Nazan Bekiroğlu'nun Hikmet Aksoy Kitabı- Karınca İzleri kitabını hediye etti.

Ayaküstü kısa sohbetimizde Van'a çok geç gelmenin pişmanlığını yaşadığını ifade eden Aksoy, "Trabzon'dan uçakla Ankara'ya geldim. Van uçağına bindim. Nasıl bir kente ineceğimi bilmiyordum. Uçağımız Tatvan'da alçalmaya başladığında Van Gölü'nün mavi sularının ardından Edremit'i görünce içimden  ' burada yaşanılır" dedim ve hakikaten Van'ı çok beğendim" diye konuştu.

Hikmet Aksoy 80. yaşın mutluluğunu Vansesi'nin 80. yıl pasta kesimini gerçekleştirerek Van'da yaşaması bizleride mutlu etti. 

***

 Hikmet Aksoy'un 77 yıllık yaşam öyküsünü Trabzonlu hemşehrisi edebiyatçı, yazar Prof. Dr. Nazan Bekiroğlu söyleşi tarzında kaleme almış. Timaş yayıncılıkta çıkan 336 sayfa,  8 bölümden oluşan Karınca İzleri kitabını keyifle okudum.

 Karınca İzleri; 1937 'de Trabzon Vakfıkebir 'de doğan kitap, gazete, dergi, okuma ve biriktirme;  karikatür çizme merakı ilkokul sıralarında başlayan, ortaokul sıralarında Kolay İlan ve Radyo Gazetesi'nin muhabirliğini yaparak gazeteciliğe ilk adımını atan, İlk imzalı haberi 1953'te henüz 16 yaşında iken Vefa Spor dergisinde yayımlanan… Lise yıllarında Hadiselere Tercüman, Hürriyet,  Cumhuriyet, Vatan, Milliyet için haber röportajlar hazırlayan Hikmet Aksoy'un çocuklukta başlayan gazetecilik aşkını, Trabzon'a olan sevgisini, Vakfıkebir'de başlayan İstanbul'da şekillenen yerel bir gazetecinin heyecan veren öyküsünü ele alıyor.

İstanbul'da İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi yıllarında Babıali'yi yakından tanıma fırsatı bulan ve dostlar edinen Aksoy'un gazetecilik aşkı her yerde ön plana olmuş.  Kütahya'nın Simav ilçesi Pazarlar beldesinde askerliğini yedek subay öğretmen olarak yaparken Köy Raporu adlı bir gazete çıkarıyor. Askerlik dönüşü Ziraat Bankası Vakfıkebir şubesinde göreve başlıyor. Aksoy burada da gazetecilik tutkusundan vazgeçmiyor.  Gazetecilik sevgisi ve deneyimini bankacılığın ihtiyaçlarıyla birleştirerek genelde yurt dışında çalışan banka mudilerinin ilgisini çekecek Sıla adlı bir bülten çıkarıyor. Bankada rakamlarla uğraşmaktan sıkılan, matematikle arası hiç bir zaman iyi olmayan Aksoy, istifa ederek gazeteciliğe geri dönüyor.  Trabzon'da yayımlanan çeşitli gazetelerde genel yayın yönetmeliği, yazarlık yapıyor. 

1996'da Karadeniz Fıkraları Ajansı'nı kuran, Sürekli Sarı Basın Kartı sahibi, yurt içinde ve yurt dışında karikatür sergileri açan,  köşe yazıları ve karikatürleriyle Anadolu'nun farklı şehirlerinde çıkan gazetelere destek olan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti temsilcisi olan 50'yi aşkın meslek ödülü bulunan, çalışkanlıklarıyla hep örnek olarak gösterilen karıncalar gibi olmaya çalışan Hikmet Aksoy,  yaşamını karıncaların gidip gelirken yürüdükleri yolu ayaklarıyla aşındırarak kendilerine özgü bir koridor oluşturmalarına benzeterek kitabına  'Karınca İzleri' ismini veriyor.

Maziye baktığında üzüldüğü zamanlar, ihanetler, vefasızlıklar, saygısızlıklar ve haksızlıklar yaşayan Aksoy, zamanın adalet terazisinde doğruların sonunda ortaya çıktığını belirtiyor.

 Usta yazar Nazan Bekiroğlu'nun titiz ve akıcı sorularının yanıtlarında Trabzon'un çalışkan, üretken, renkli simalarından Hikmet Aksoy'un yaşam özetinde kentin belleğine katkı sağlayan, ilginç ve değerli bilgiler kitapta bir araya toplanıyor.

Trabzon sevgisini mizahı ve gazetecilik birikiminde harmanlayarak anlatımlarıyla tarihe kayıt düşen Aksoy, eski tekniklerle basılan yerel gazetelerin yaşam mücadelesini, çıktıkları yerlerdeki değerini, ulusal gazetelerin İstanbul'dan Trabzon'a üç gün gecikmeli gelişini de anlatıyor.

1916'da Trabzon Vakfıkebir'in Ruslar tarafından işgali üzerine Hikmet Aksoy'un babası ve ailesi Samsun'a hicret etmiş.   Muhacirlik günlerinde herkes gibi Aksoy'un babası ve ailesi zor günler geçirmiş.

 Yayalıların, Vakfkebir tereyağı ve mısır ekmeğinin özelliklerinin, bir deniz çocuğunun hayallerinin anlatıldığı Karınca İzleri kitabında Hikmet Aksoy'un dönem anıları dikkat çekiyor.

Aksoy'un kimi zaman güldüren, kimi zaman düşündüren okurken altını çizdiğim bazı yaşanmışlıkları, öğretiler de şunlar:

* Sefer esnasında gemide bir doğum olayı yaşanmışsa geminin direğine beyaz bayrak çekilirdi…

* 1959 yılı Ocak ayında hamsinin kilosu dört kuruşa düşmüş. Bir defasında avlanan hamsilerin kamyonu 70 liraya satılmıştı...

* Yurttaşlık bilgisi dersinde nasıl bir insan olmamız gerektiğini de öğrenirdik...

* 1953, muhabirlik yıllarım...

* Gazetecilikte öyle bir virüs var ki bir kere kanınıza bulaşmasın, artık ondan kolay kolay kurtuluş olmaz...

* Yıl 1956… Düşünebiliyor musunuz, Trabzon da maç dinleyecek radyo arıyoruz...

* Trabzon Havagücü ile İdmanocağı kupa maçı var.  Havagücü favori, ama maçı 5-0 kazanırsa kupanın sahibi olacak. Trabzon Şehir Stadı'nda nefesler tutulmuş Havagücü maçı 4-0 kazandı. İki takımın averajı aynı olunca şampiyon takım için çözüm arandı. Sonunda şampiyonluk kupasının testere ile boydan boya ortadan kesilerek parçalar halinde iki takıma verilmesi uygun bulundu. Kupanın yarısı uzun yıllar İdmanocağının kendi kulüp binasında teşhir edildi. İdmanocağı 1967 de Trabzonspor'a katılınca Kupa şimdi Trabzonspor müzesinde korunuyor.

* Özgürlük önce bilmekle başlar.

* Babıâli'nin mürekkep kokan havasını soludum.

* "Her şey yerinde ve zamanında" sözü kulağıma küpe oldu.

* Gazeteci her an haber düşünür, yazar ve herkes duysun ister.

* İyi gazeteleri mesleği bilen, deneyimli,  halkın nabzını tutabilen, ülkesinin ve insanını seven, meslek ilkelerinden ödün vermeyen cesur gazeteciler hazırlayabilir.

* Benim gibi hep yalnız başına duvara tırmanıp bu noktaya gelen biri için başarı zorlu sınavdı.

* Aydın insanın ukalalığı ile halk adamının bilgeliği! Bu tiplerin kaynağı Hacivat Karagöz'e kadar gidebilir sanırım.

* İlk karikatür sergimi 1962 yılında Vakfıkebir'de açtım.

* İlkokul Müdürü Süleyman Aydoğmuş, " Dost yemek zamanı gelir" dedi.

* Şunu bir kez daha anladım, işini mükemmel şekilde yap,  gerisini düşünme.

* Türk basın tarihinin en uzun soluklu haftalık mizah kültürü sayfası "Taka"yı Karadeniz gazetesinde düzenledim.

* Yerel gazetecilik adına yenilikler uygulamak, yeniden heyecan getirmek gerektiği kanısındayım.

* Gazetecilik fedakarlık isteyen bir meslek…. Zamanla yarış gerektiren bir iş.  Dinlenme, eğlenme saatleriniz hiç belli olmaz.  Aile yaşamınızda eşinize ve çocuklarınıza zaman ayıramama ezikliğini yaşarsınız.  Hele yerel basında çalışıyorsanız daha çok zorluğu omuzlamak zorundasınız.

Usta yazar Nazan Bekiroğlu, Aksoy'un kronolojik hikâyesini 270 soru ve yanıtında "Karınca İzleri" kitabında toplamış. Disiplin ve sorumluluk içinde yazmaya- çizmeye devam eden Hikmet Aksoy'un mücadele içinde gecen gazetecilik yaşam özetinde çapıcı kesitler var.  Değerli ustamıza sağlıklı uzun ömürler ve esenlikler diliyorum. 

Okurken gazetecilik tutkumdan, mücadelemden, yaşadığım vefasızlıklardan, ihanetlerden, başarılardan, engellerden benzerlikler bulduğum "Karınca İzleri"ni özellikle genç meslektaşlarımızın da okumasını tavsiye ederim.

Yazarın Diğer Yazıları