İkram Kali

Engelliler demokratik haklarını kullanamadı

İkram Kali

Toplum genelinde engelli birey olmak berberinde pek çok dezavantajı getirebilmektedir. Nitekim 7 Haziran günü yapılan seçimde Yüksek Seçim Kurulu (YSK), sandık yolundaki fiziki engelleri kaldırmayınca, teknik imkan sağlanmayınca toplumun engelli ve hasta kesimi her seçimde olduğu gibi bu seçimde de eşitlik ilkesine aykırı bir şekilde oylarını kullanamayarak mağdur oldu. Sağlıklı insanlar sandıkların bulunduğu okullara rahat bir şekilde ulaşarak oylarını kullanırken birinci derece engelli yaklaşık 1 milyon seçmenin oyunu kullanamadığı açıklandı. Sonuçta 15 siyasi partinin aldığı toplam oydan daha fazla olan engelli oyu sandığa yansımadı.

Neden?
Çünkü engelli vatandaşlarımızın engelli rampası bulunmayan, asansörlerin çalışmadığı okullarda sandığa ulaşamayarak demokratik vatandaşlık haklarını, yani oylarını kullanamadılar. Ülkemizin birçok kentinde heyecanla sandık başına giden engelli ve hasta seçmenlerden oy kullanmak isteyenlerin 'refakat ile oy kullanma' talipleri de ilçe seçim kurulları tarafından reddedilince oy kullanmadan evlerine geri dönmek zorunda kaldı.

Televizyon ekranlarında günlerdir seçimlerin sonuçlarını, partilerin aldıkları oy oralarını analiz eden hükümet senaryolarını konuşanlar engellilerin oy kullanamaması sorununa değinmediler yaşanan dezavantajı gündeme getirmediler.
Sağlık sorunları ve engeli nedeniyle konutundan, dışarıya çıkamayan insanlarımızın demokratik haklarını kullanabilmesi için teknolojinin kolaylık bir çağda özür türüne göre teknik çözümlerin bulunmaması ciddi eksikliktir. Engelli vatandaşlarımızın yaşamlarını olumsuz etkileyen fiziki engel ayıbına artık son verilmelidir.

Avrupa'nın birçok ülkesinde engellilerin ve hasta bireylerin seçim propagandalarından haberdar olabilmeleri, oylarını özgürce kullanabilmeleri için her türlü yasal düzenlemeler ve teknik imkanlar hazırlanmış.
Ülkemizde binaların mimarisinde fiziki düzenlemeler ile engellilerin sandıklara ulaşım sorunları çözülebilir. Bunun yanı sıra YSK tarafından gelecek seçimlerde engelliler, hastalar hatta engelli adayı olan bütün vatandaşlar için elektronik oy kullanma sistemine geçilebilir. Engelli yurttaşlarımızın rencide edilmeleri, ötekileştirilmeleri son bulmalıdır.

"Kalemini kır ama satma sakın"

1937 yılında Van'ın ilk müstakil gazetesi olarak yayın hayatına başlayan Yeni Yurd Van gazetemizin ismini değiştirerek Vansesi Gazetesi isimi aldığı 1948 yılında Türkiye'de modern baskı tekniklerini kullanarak yayınlanan Hürriyet Gazetesi'de ilk sayısını yayınlamış.
Türkiye'nin 1 numaralı gazetesi Hürriyet'in ilk sahiplerinden Sedat Simavi'nin oğlu Erol Simavi geçen hafta hayatını kaybetti. 1971'de ağabeyi Haldun Simavi'nin Veb Ofset grubunu oluşturarak ayrılmasından sonra gazetenin yönetimine geçen Erol Simavi 1993 yılında Hürriyet'in yüzde 25'lik hissesini Erol Aksoy'a, geri kalan hisseleri 1994 yılında Aydın Doğan'a satarak medya sektöründen çekilmişti. Babıâli tarihine damgasını vurmuş patronlardan Erol Simavi ile çalışan usta gazeteciler, yazarlar Simavi'yi 'Kalemini kır ama satma sakın' sözünün sahibi gazeteci bir babanın gazeteci - patron oğlu olarak anıyorlar, anlatıyorlar.
Tek satırlık veciz bir ifadeyle gazetecilik dersi vermek, basın tarihine mal olmak budur.

 Çözüm süreci

Ak Parti'nin, 2011 genel seçimlerine göre kaybettiği %9'luk oyun kabaca %3'ü MHP'ye, %6'sı da HDP'ye gitti. HDP MHP ile eşit vekil sayısına sahip siyasi güç haline geldi. Çözüm sürecinin, huzurun geleceği artık büyük ölçüde HDP'nin sorumluluğunda.

 Dürüst olmanın bedeli

Konya'dan Van'a atana Şubat ayındaki kararnameyle merkeze alınan Van eski Valisi Aydın Nezih Doğan'a 28 Ekim 2013 tarihinde 5 vali yardımcısını odasına çağırarak hakaret ettiği gerekçesiyle, vali yardımcıları tarafından aleyhine açılan davanın beşinci duruşmasında 15 bin lira para cezası verilmiş. Karar muhtemelen Yargıtay'a taşınacak.
Devlette dürüst, ilkeli olanın seveni az, işi zor, hayatı çileli olur. Devleti söğüşlemenin cezası yok. Vatandaşa hakaret etmenin cezası yok. Vatandaşı kazıklamanın cezası yok. Yan gelip yatmanın cezası yok. Kamu malını israf etmenin, yandaşa peşkeş çekmenin cezası yok. Ama zülfü yâre dokunmanın cezası çok.

 Yüzde 87

"Uluslararası Öğrenciler Mezuniyet Töreni"nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, " Seçimlere yüzde 87 oranında katılım olması demokrasiye olan inancı göstermektedir. Demokrasiyle yönetilen hiçbir devlette bu kadar katılım yoktur" dedi.
Seçim sonrası "Türkiye kazandı, demokrasi kazandı " vurgusunun özeti seçime yüksek katılımdır. Yani vatandaşın sandığa koşması, demokrasiye sahip çıkmasıdır. Sandık milletin, içindeki oylar ise temsil yetkisi alan partilerindir. Katılımcı demokraside esas olan sandık ve katılımdır. Van seçmeni bu anlamda başarılı bir sınav verdi.

Yazarın Diğer Yazıları