İkram Kali

Duyduk duymadık demeyin

İkram Kali

Van'da son dönemlerde gerçekten güzel şeyler oluyor.

 

Kentte yaşayanlarımızın bir kısmı değişimi, gelişmeleri görmüyor olabilir. Bir kısmı da görmezden gelebilir. Ama herkesin bildiği, apaçık gerçekler yalan yanlış sözlerle değiştirilemez, ört bas edilemez. Yani güneş balçıkla sıvanmaz. 

 

Van baş döndürücü bir hızla kabuk değiştiriyor.

 

Karamsarlıklar yerini umut ve heyecana bırakıyor.

 

Kentimizin üzerinde hakim olmaya çalışan puslu hava dağılarak yerini güneşli aydınlık günlere bırakıyor.

 

Önce gözden kaçan önemli bir ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum.

 

Önceki gün Van Gölü Havzası'nın turizme kazandırılması ve gelecek yıllarda bölgeye daha çok turist çekilmesini sağlamak amacıyla yapılması planlanan büyük projeler ve mevcut durum analizi toplantısı yapıldı. Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Murat Zorluoğlu başkanlığında düzenlenen toplantı sunumda "Van Gölü Havzası Turizm Sektörüne Yönelik Öneriler" kısmında önemli bir yatırımdan söz edildi. 

 

Van Spor Köyü

 

2007 yılında ilgisizlik ve beceriksiz yöneticiler nedeniyle geri teptiğimiz Türkiye Futbol Federasyonu Futbol Köyü projesi yerine şimdi tüm spor takımlarının Van'da kamp yapabileceği futbol, voleybol, basketbol sahları, antrenman ve müsabaka imkânları olan Spor Köyü kurulması öngörülüyor. Van Spor Köyü kentimize sosyal ve ekonomik değer katacak. Projenin kısa sürede hayata geçirilmesi gelişme ve kalkınmada moral motivasyon gücü de sağlayacak.

 

Gündeme gelmesi bile mutluluk heyecan verici.

 

***

 

Son bir hafta içinde Vanlı olan olmayan, Van'da yaşayan yaşamayan farklı mesleklere sahip, yaşam anlayışları farklı, olaylara farklı perspektiften bakan birçok insanla sohbet etme imkânımız oldu. Dinlediklerim umutlandırdı.

 

Bakın ne dediler?

 

Van'da okul müdürlükleri döneminde başarılara imza atan, mezun ettiği öğrencilerin birçoğu önemli yerlere gelen hemşehrimizin idarecilik başarısı memleketi Van'da değerlendirilemedi! Ehliyet, liyakat sahibi başarılı diğer evlatları gibi önü kesilen hemşehrimiz şimdi Ankara'da okul müdürlüğü yapıyor.

 

Başkent Ankara'da idarecisiniz…

 

Eğitimde kalite, başarı durumumuzu nasıl değerlendiriyorsunuz diye sordum. "Çok kötü. Kendimizi kandırıyoruz. Özellikle idareci atamalarında liyakat, ehliyet esas olması gerekiyor" dedi.

 

Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'u eğitimci olarak nasıl buluyorsunuz dedim. Yerinde, doğru bir atama. Eğitimde başarılı işler yapacağına inanıyoruz diye konuştu.

 

Eğitimde idareci nasıl olmalı dedim.

 

"Ben idareciliğimde öğrencilerimize rol model olan erkek öğretmenlerden kravatsız gelen öğretmeni okula almam, kadın öğretmenlerden de kot pantolon giyeni, saçı başı dağınık olanı sınıfa sokamam. Okulda siyaset yapılmasına, eğitim yuvasına fitne fesat sokulmasına asla fırsat vermem. Torpil ayrımcılık yapmam. Kim olursa olsun. Başarlı, idealist ve çalışkan öğretmeni takdir eder ödüllendiririm. İdareci örnek olmalıdır" 

 

Deneyimlerinizle Milli Eğitim Bakanlığı'nda bürokrat olarak yararlı olabilirsiniz diyince itiraz etti. Çok başarılı geniş görüşlülük sahibi, dil bilen, bilişimi yakından takip eden, dünyayı okuyan çok zeki ve üretken gençlerimiz var. Her biri deha olan ancak küstürülen, ümitlerini yitiren bu gençlerimizin önü açılarak onlara görev ve yetki verilmelidir. Gençlerimiz yabancı ülkelere gitme zorunda bırakılmamalıdır. Beyin göçü durdurulmalıdır. Ülkemize, gençlerimize çok yazık oluyor "diye konuştu.

 

***

 

Van Kent Müzesi'nin tanıtım programı sonrası birkaç dostumuzla yürürken bir esnaf arkadaşımız işyerine çay içme davetinde bulundu. Kendisini şahsen tanıdığım esnafla ekonomi ve güncel konular üzerine sohbet ettik.

 

Az konuştu çok şey söyledi.

 

Dedi ki, "Ben 2011 depreminden sonra Antalya'ya ailemle birlikte gittim. Yakınlarımdaki kadınları çocukları bırakın evleri yıkılan, iş yerleri zarar gören erkekler "Yandık bittik, mahvolduk, yeniden nasıl toparlanacağız" diyerek ümitlerini nerdeyse yitirdiler. Daha iyi olacak biraz sabırlı olun dedim. Böbrek nakli olmuş,  kalbinde stentler bulunan, birçok badire görmüş insanım. Ama hiçbir zaman karamsar olmadım. Memleketimde işimin başındayım. Evet, ekonomik sıkıntılar var ama bu hayatın sonu değil. Daha güzel günler göreceğiz. Yeter ki ayağımızı yorganımıza göre uzatalım. Van'da huzur ve güven ortamı hayatın her alanını pozitif etkiliyor. "

 

***

 

Van'dan uzun yıllar önce ayrılarak İzmir'e yerleşen bir hemşehrimiz beraberindeki İzmirli birkaç aile ile birlikte düğün ve gezi için Van'a gelmişti. 

 

Gözlemlerini sordum.

 

"Gezdik, gördük, yedik içtik hasret giderdik" dedi.

 

İzmirli misafirlerimiz gördükleri Van karşısında abartmadan söylüyorum resmen şaşkınlık yaşadılar. Van'ın sokaklarını İzmir'in birçok semtinden daha temiz, daha bakımlı buldular. Misafirlerimizin ifadesiyle "Kentte sanki bir yarış havası var. Modern yeni binalar yükseliyor. Yeni düzenlenen sokak ve caddeler heyecan verici. Kaliteli yaşam alanları var. Çarşı pazarda krize meydan okuyan canlılık var. Vanlılar çok sıcakkanlı. Yaşanılabilir gelişmeye, kalkınmaya açık bir şehir bulduk. Van'ı çok sevdik dediler.

 

Vanlı olarak siz Van'ı nasıl buldunuz dedim. 

 

"Van'ı taraftarıyla, yöneticisiyle, futbolcusuyla şampiyonluğa oynayan, kararlı ve kendisine özgüveni olan Anadolu takımı havasında gördüm"

 

***

 

Karadenizli emekli kadınlar Van'a tur düzenlemişler. Bir ağabeyimizin öğretmen emeklisi hanımı ve çocuk doktoru olan kızı da grupla gelmişti. Konakladıkları otelde kendilerini ilk gün ve ayrılmadan bir gün önce ziyaret ettim.

 

Son günkü sohbetimizde, "Geziniz nasıl geçti. Nereleri gezdiniz "diye sordum.

 

"Grup halinde Van Kalesi, Gevaş Selçuklu Mezarlığı, Akdamar Adası, Hoşap Kalesi, Çavuştepe Kalesi, Muradiye Bend-i Mahi Şelalesi, Van Yüzücü Yıl Üniversitesi Van Kedi Evi,  Ahlât'ı gezip gördük. Zeve Şehitliği ve eski Van şehrinde tarihe yolculuk yaptık.  Edremit sahilinde soluklanıp İskele'de semaver çayı içerek feribottan tren vagonlarının indirilişini izledik.  İpekyolu kültür sokağında kalabalıklara karıştık.  Sabah Van kahvaltısı yapıp, bir öğlen kavurma, bir öğlen Van kebabı yedik.   Adana'nın adı var. Kebap Van'da yenilir" dediler.

 

Herkes duysun.

 

Van'a yolu düşen kadın ziyaretçilerin uğrak yerlerinden biri gümüş takı mağazalarıdır.  Karadenizli kadınlar gümüş alışverişi sonrası eşe dosta Van peyniri, bal alarak gezilerine nokta koymuşlar.

 

Tek kelimeyle keyifli bir gezi yaptıklarını kaydeden anne kız Van'ı beğendiklerini anlatırken çeşitli zorunluluk, iş hayatı dışında Van'dan farklı illerle göç eden Vanlılara da şaşırdıklarını anlattılar. Haydi, söyleyelim tepki de gösterdiler.

Yazarın Diğer Yazıları