İkram Kali

Dünya rekoru Van'a yakışır

İkram Kali

Yaşadığınız şehri sevmenin, korumanın, sahiplenmenin bazı koşulları vardır. Bunların başında yüreğinizle şehrinize sarılmanız gelir. Sonra da yaşadığınız şehrin bütün kültürel mirasına sahip çıkmak, yozlaşmasına engel olmak, doğru tanıtmak ve gelecek kuşaklara aktarmak gerekir.  Binlerce yıllık renkli bir geçmişi olan Van ilimiz eşsiz kültür değerlerine sahiptir.Van Kedisi, Van Balığı, Van Kalesi, Van Gölü, Halime Hatun Türbesi, Eski Van Şehri, Hoşap Kalesi, Akdamar Kilisesi başlı başına amblem ve marka niteliğinde değerlerden bazılarıdır.

Birde bize has Van Kahvaltı kültürümüz var.

Vanlıların özenilecek beslenme kültürünün ticarileşen boyutudur Van kahvaltısı. 1940'larda Süt Evi ile başlayan sağlıklı beslenme anlayışı Kahvaltı salonu olarak günümüze ulaşmıştır.  Van kahvaltı kültürü şimdi dünya rekoruna hazırlanıyor. 

Van'ın Kahvaltı Başkenti olma iddiasına, Van Kahvaltısını standarda kavuşturarak markalaştırma çabasına yakışan dünya rekoru denemesini akıl eden ekibi ve katkı sunanları Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necdet Takva'nın şahsında kutluyorum.

1 Haziran 2014 Pazar gününü bir kenara not edin.

 Amerika'ya ait olan 18 bin 941 kişilik dünyanın en kalabalık kahvaltı rekorunu Van'  kırmakta kararlı.  Rekor için hazırlıklar başladı. 1 Haziran günü Van Kalesi Atatürk Kültür Parkı içinde 20 bin insana 1 saat içinde kahvaltı ikram edilerek rekor kırılacak. Atatürk Kültür Parkı içerisinde kurulacak olan masalarda, başta otlu peynir olmak üzere 20'ye yakın kahvaltı çeşidi yer alacak. Rekor denemesi alanına giriş için 1 saatlik süre içerisinde 30 bin haşlanmış yumurta, 1 ton otlu peynir, 1.5 ton yöreye ait bal ve Van'a ait 20 tür yöresel kahvaltılıklardan 1'er ton dağıtılacak Dünya da yerel markaların öne çıktığı ilgi görmeye başladığı süreçte çağdaş halkla ilişkiler çalışmasına Van'da yaşayan herkesin destek olması gerekiyor. Güçlü sponsorların desteklediği 600 bin TL'ye mal olması beklenen Van Kahvaltısı Guinness Dünya Rekoru denemesinin ilimiz açısından birçok yararı olacağı düşüncesindeyim.

Şöyle ki;

Rekor denemesinin her aşamasında Van'ın uluslararası ve ulusal düzeyde tanıtımı yapılacak.

Kahvaltı kültürü Van'a aittir vurgusu ivme kazanacak.

 Van kahvaltı kültürü güçlenerek bu anlamda farkındalık yaratılacak.

Van'ın beslenme kültürü rekor denemesi ile turizmde merak yaratarak ön plana çıkacak.

Van kahvaltısı Van'a özgü doğal, sağlıklı ürünlerle ve sunumla standarda kavuşarak markalaşacak.

 Dünya'da kahvaltı ile markalaşmış tek il Van olacak.

***

 Van Kahvaltısı ile ilgili Van’da ilk makaleyi yazan ve kahvaltı salonlarının tanıtılmasına katkı sunan bir Vanlı olarak, yeri gelmişken yaşanan olumsuzlukların giderilmesi umuduyla bazı eksiklikleri  hatırlatmakta yarar görüyorum. Haberiniz olsun. Bu sıralar Van dışında Van Kahvaltı salonu furyası yaşanıyor. Saçma sapan bir durum var.

Milliyet gazetesi yazarı Mehmet Tez, 2012 yılında merak ederek İstanbul'da bir Van kahvaltı salonuna gitmiş, gördüklerini de  " Van Kahvaltısı yalanı "  başlığı ile köşesinde yazmıştı.  Yazıyı okuduğumda yazara hak vererek çok üzülmüştüm.   Tez o yazısında özetle şunları diyordu " Bizim mahallede bir tane Van kahvaltı salonu var. Tanıdığım insanlar gidiyor diye bir sabah ben de gideyim dedim. Madem Van kahvaltı salonu burası o halde Van usulü kahvaltı isteyelim dedik. "Fullü"den istedik. İki adet yağsız, tatsız tuzsuz beyaz peynir dilimi. Bakkala gidip "param yok en ucuz beyaz peynirinizden verir misiniz" dediğinizde bundan daha iyi bir şey verirler. Domates! Ne kadar ilginç değil mi? Tam Van'a özel... Zeytin. O da bakkaldan. Zeytinyağı falan yok, kupkuru. Vanlılar kuru zeytin yiyor olmalı. Tahin pekmez. Koska marka. Koska marka da Van'a özel olmalı ki Van kahvaltı salonuna koymuşlar. Bizim buralarda bulunmuyor! Bir adet süzme yoğurt içinde salatalık. Bana ilginç gelmedi. Ne yoğurt Van'dan, ne içindeki salatalık. Otlu peynir. Masada Van'a ait tek şey. Ben zaten beğenmem. Bal-kaymak. Nereden diye sormadım bile, çok sıradandı.

Çay. Termostan. Evet. Çay isteyince termoslu biri gelip termostan çay koyuyor.

Bir Van adeti olsa gerek. Ekmekler de bayat en basit ve ucuz ekmekten. Dikkat edin, bayat. Ne taze çıtır, ne de bayat ama kızartılmış... Kesmedi yumurta söyledik sucuklu. Tadı tuzu yok. Ucuz bir sucuk kullanılmış. İncecik dilimlendiğinden pişerken kurumuş.

Yani tam bir fiyasko. Hesap iki kişi için 56 TL. Ben bu kazığı yedim. Siz yemeyin diye yazıyorum. Bakkalda satılan en dandik malzeme acaba Van'ın geleneksel kahvaltısı nasıl oluyor?

Araştırdım. İlk Van kahvaltı salonunu kim kurdu? Van kahvaltısı nedir? Kaç yüzyıldır devam ediyor. Antep'in, Adana'nın, Bursa'nın Bolu'nun, Karadeniz'in, Ege'nin yüzyıllardır gelenekselleşmiş mutfak kültürü gibi bir kültür müdür Van kahvaltı kültürü?

Tarihi Van kahvaltısının kökleri 1947'ye dayanıyormuş. Yani o kadar da tarihi değil. Bir girişimci sütevi adı altında bir salon açmış. İlk Van kahvaltısında mönüde süt, çay, bal, otlu peynir, tahin pekmez varmış. Hiç de efsane olacak bir hali yok. Hadi lezzetli en azından doğal olduklarını farz edelim peki diyelim. Büfe kaşarı, zeytin, kalitesiz beyaz peynir yok gördüğünüz gibi. Cacık yok. Domates yok. İnce kıyılmış kalitesiz sucuk ve yumurta da yok.

70'lerde et ürünleri katılmış. Sucuk, pastırma falan. Hepsi zaten sıradan bir Türk ailesinin kahvaltısında bulunabilecek şeyler. Şöyle güzel bir kahvaltı edelim desek biz de alıp bunları yiyoruz zaten Van'a özel değil ki bunlar...

Van kahvaltısı bir ticari yutturmaca. Şu an "Biz şu Van salonuna gittik harikaydı" diyenleri duyabiliyorum. İtirazım yok. İyi bir şeyler yemiş olabilirsiniz, ama benim söylediğim şey şu: Bir. O yedikleriniz Van kahvaltısı değil. İki. Zaten Van kahvaltısı diye bir şey de yok.  Varsa yazın, bileyim, doğrusunu yazayım. Hesabı ödedik, bir daha içinde Van geçen bir kahvaltı salonuna adım atmamaya yemin ederek Bağdat Caddesi'ndeki Le Pain Quotidien'e gittik. 'Fullü' kahvaltı yaptık. "Bakkaldan alınmamış" kaliteli peynirler, kaliteli kahve, reçeller, bal, nutella, oraya özel çok leziz ekmekler, üzerine güzel bir de omlet yedik. Kaliteli ve güleryüzlü bir servis aldık, hesap 36 TL geldi. Mutlu memnun ayrıldık…"

Üzücü belki amacını aşan bir yazı ama içerikte yazılanlar yalansa yalan diyin. İnsanların ev dışında kahvaltıda ne aradığını anladınız mı? Manda kaymağı, köy tandır ekmeği, ev yumurtası, ev reçelleri sunabiliyor musun? Kahvaltı sofrasında Van'a ait doğal olan neyin var arkadaş?  Diğerlerinden senin farkın nedir?

Van kahvaltısı aslında dev bir sektöre dönüşebilir. Bunun için önce vizyon ve uzun çaba gerekiyor.  Küçük düşüncelerle, küçük hesaplarla Van kahvaltısı yerinde sayarak başka şehirlere kayar.  Bu kültür veya sektör valiliğin, belediyenin, üniversitenin, meslek odalarının, DAKA'nın ilgisini bekliyor. Van Kahvaltı kültürünü markalaştırmak istiyorsanız planınız olacak. İşe önce Gürpınar'da ilgi bekleyen "Çılaş",  40 Değirmen adıyla bilinen su değirmenlerinde tam buğday unu üreterek ve değirmenleri turizme kazandırarak başlayacaksınız. Sonra Bahçesaray'dan karkovan balı, Çatak'tan ceviz, Görentaş'tan otlu peynir, Özalp'ten Van cacığı, Edremit'ten gül reçeli, Çaldıran'dan camış kaymağını sofraya sunup birde çalışanları eğittiğiniz gün Van Kahvaltısı gerçekten markalaşır. Dünya rekoru Van'a o zaman yakışır.

Yazarın Diğer Yazıları