İkram Kali

Demirtaş ve Kamalak Van’da ne dedi?

İkram Kali

Hafta sonu HDP ve SP kongrelerine ev sahipliği yapan Van iki önemli siyasi lideri ağırladı. İki partinin nabzı Van’da tutuldu. İki kongrede heyecanlı, düzenli ve disiplinliydi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak kongre konuşmalarında teşkilatlarından ve kitlelerinden 2015 seçimlerine hazır olmalarını ve çok çalışmalarını istediler. 

Yoğun bir kalabalığa seslenen Selahattin Demirtaş konuşmasında HDP’nin Türkiye partisi olma, halkların kardeşliğine, adil yönetime, iktidar olmaya vurgu yaptı. Kamalak ise Kürt Türk kardeşliğine, milli ve İslami değerlere kardeşliğe değindi. Eleştiri kısmında Demirtaş ve Kamalak sert ve ağır sözlerle Ak Parti’ye yüklendiler.

Demirtaş konuşmasında genelde cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde elde ettiği, ancak sokak çağrısı sonrası yaşanan 6-7 Ekim olayları ile toplumda sarsılan güveni, ilgiyi toparlayıcı kucaklayıcı bir dil ve üslup kullandı. HDP’nin baraj sorunu olmadığını da belirten Demirtaş konuşmasının satır arlarında 2015 seçimine parti olarak gireceğinin işaretini vererek Van'da bir sıçrama yapılması gerektiğini, kapısı çalınmamış, küsen, mesafeli duran, HDP'yi anlamamış kim varsa bir defa değil on defa kapısına gidilmesini istedi. Demirtaş 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde geldiği Van’da yaptığı konuşmada esnafa, vatandaşa, iş yerlerine zarar verilmemesini istemişti ancak  o gün daha miting dağılmadan üzücü olaylar yaşanmıştı. Demirtaş HDP’ye herkesten oy istiyorsa o zaman önce DBP’li belediyelerde yani yerel iktidarda dile getirdiği gerçeklerin hayata geçirilmesini sağlamalıdır. Bu yetmez kentte huzur, güven ve kaliteli belediyecilik hizmeti bekleyen vatandaşın sesine, talebplerine de kulak vermelidir.

28 Şubat’ın gerçek siyasi mağduru olan SP’nin Genel Başkanı Mustafa Kamlak TBBM’de olmamasına rağmen sesini en çok duyuran meclis dışı parti lideridir. Kamalak geçmişte kale olarak gördükleri Van teşkilatına 2015 seçimine sıkı ve iddialı hazırlanma talimatı verdi. SP bu kez vizyon sahibi genç adaylar ile işi sıkı tutacağa benziyor. Moral, yenilenme açısından kongre salonunun seçimi bunun ilk işareti sayılabilir.  

Ancak üç kez Van’da belediyede başkanlığını kazanan SP anlayışı belediyecilikte başarılı olamamıştır.

Sonuç olarak olgunluk içinde geçen iki kongre sonunda HDP kadrolarını yenilerken, SP mevcut İl başkanı ile yoluna devam kararı aldı. İki kongrede de yeni yönetime seçilenler partileri tarafından belirlenmiş delegeler tarafından onaylanmıştır. Gerçek budur. Van siyasette önemli bir günü olaysız, kavgasız,  gürültüsüz şekilde geride bıraktı.

Van’ın markalaştırmadığı markaları

  • Lezzet Ustası Hacı Şeref Şahin’in Van’a özgü Fırın Ağzı yemeği
  • Lezzeti ve sunumu ile diğerlerinden ayrılan Hacı Halil’in Van Kebabı
  • Eti lezzete büründüren Yaşar Koç’un Van Sac Kavurması,
  • Kuruyemişin geleneksel imalatçısı Mehmet Akbaşoğlu’nun lezzetli sarı Leblebisi, Yer fıstığı, Şekerli leblebisi

Bunlar Van’ın meşhur yerel lezzet markalarından bilinenlerdir. Nerede yerseniz, tadarsanız tadın bunların lezzetini asla bulamazsınız. Aile işletmelerin her birinin geçmişi 50 yıl öncesine dayanır.  Van’a özgüdürler. Emekle, çabayla bu günlere geldiler.   Esnaf ahlakı, iş titizliği ve prensibinden taviz vermediler. Vanlıların deden toruna vazgeçilmez markası oldular.  Sultanahmet köftecisinden fazlaları var eksikleri yoktur. Ama bu değerlerimiz Türkiye’de ulusal marka olamadılar,  ama hala olma şansları yüksektir. İddia ediyorum ki DAKA, TSO samimi olarak el atarsa bunu başarabiliriz.  Yerel markalarımızı sahiplensek, desteklesek, büyütürsek kötü mü olur?

Küresünniler Derneği ses getirdi

Van merkezi ve çeşitli köylerde yaşayan, sayıları 50 ile 100 bin arasında olduğu ileri sürülen, kökenlerini  “ Biz aslen Oğuz boyundan gelen Azeri Türklerindeniz. 1828 yılında İran ile Rusya arasında kurulan Gülistan paktı ile Azerbaycan bölünmüş. Kuzey Azerbaycan, Rusya’da Güney Azerbaycan ise İran topraklarında kalmış. Bizimde dedelerimiz güney Azerbaycan’da kalmışlar. İran’da bulunan Şii mezhebine mensup olanların bize verdikleri bir lakap vardır. Kürresünni yani bu çevrede, bu kürede ikametgah etmekte olanlar Sünnilerin Şafii mezhebindendirler diyerek bu lakap verilmiş  Halen Van’da da bizi Küresünni diyerek adlandırırlar” şeklinde tarif eden,  Van’ın önemli renklerinden Küresünniler arasında heyecanlı hareketlenme var.  2014 yılında genç bir ekibin girişimleriyle kurulan Küresünniler Tarih ve Kültür Araştırma Derneği düzenlediği sosyal etkinliklerle kısa sürede ses getirmeyi, kendisini tanıtmayı,  toplumda kabul görmeyi başardı.  Dernek tarafından organize edilen, 30 takımın katıldığı futbol turnuvasına her yaştan Küresünnili büyük ilgi gösterdi.

Derneğin kuruluşu ile birlikte Küresünniler arasında özgüven, kendilerini ifade etme güç kazandı. Önceleri  “Küresünni kimdir?”  sorusuna cevap vermekte dahi yetersiz kalan, çekingen davranan topluluğun fertleri dernek kuruluşu ile birlikte kendilerini daha rahat ifade etmeye başladılar.  Bu anlamda sosyal paylaşım sitelerinde ilginç tartışmalar da yaşanıyor.  Örneğin birileri dernek kurucularına ve üyelerine   “ Siz aslında Kürtsünüz”  diye yorum yazıyor. Dernek yöneticilerinden biri de,  “ Hayır biz Kürt değiliz, biz Türküz asimilasyon yaklaşımı kabul etmiyoruz”  diye cevap veriyor.  Bana kalırsa kim kendisini hangi etnik kimliğe ait görüyorsa, nereye ait hissediyorsa karşıdakinin de buna  koşulsuzca saygı göstermesi gerekir.

Kendilerine siyaset kurumlarından bağımsız sosyal alan açan Küresünniler Tarih ve Kültür Araştırma Derneği’nin çatısı altında buluşan Küresünniler arasında dayanışma, yakınlaşma, birliktelik görülüyor. Başarının mutluluğunu yaşayan topluluğun Van’ın siyasal, kültürel ve sosyal yapısında daha çok sorumluluklar alarak daha etkin konuma geleceğini düşünüyorum. 

Küresünniler derneği Van’ın sosyal, ekonomik sorunlarına sahip çıktıkça değer ve güç kazanır. Van’ın kültürüne, değerlerine,  toplumsal barışına, kardeşliğine katkı sundukça da büyür ve ilgi görür.   

Yazarın Diğer Yazıları