İkram Kali

Değişmeyen fotoğraf

İkram Kali

Vanlılar kaygılı, gergin bir hafta sonu geçirdi.

İran sınırına dayanan koronavirüsün Van'a sıçraması endişesi duyan Vanlılar sıkıntılı bir gecenin ardından pazar sabahına deprem sarsıntısıyla uyandılar.

Dünyayı etkisi altına alan koronavirüste ölüm sayısı giderek artarken İran’da ilk olarak Kum kentinde ortaya çıkan ve ülkede hızla yayılmaya başlayan virüsten ölenlerin sayısı 8’e yükseldi.

Bu gelişmenin ardından İran’dan Van’a giriş yapan 3 Türk vatandaşı ve Hakkâri’de de ateşi yükselen bir çocuk ile annesi yüksek ateş tespit nedeniyle şüpheli olarak Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne getirildi.  İran’dan Van’a girişlerin durdurulmasını isteyen Van halkı yüksek ateş nedeniyle 5 kişinin Van Eğitim Araştırma Hastanesinde tedavi ve gözlem altına alınmasından duyduğu endişeyle cumartesi gününün geçirdi.

Pazar sabahı Vanlıları deprem sarsıntısı uyandırdı.

Van'ın batısındaki Batı Azerbaycan eyaletine Hoy ilinin bağlı Kotur ilçesinde 5.9 büyüklüğünde meydana gelen deprem Van’da panik yarattı. 

Van ve çevre illerde de etkili olan depremde Başkale ilçemizde 9 vatandaşımız hayatını kaybetti,  37 vatandaşımız da yaralandı.  Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

Başkale’de can ve mal kayıplarına neden olan deprem görüntülerini izlerken gerilere gittim.

1976 yılında Çaldıran ilçemizde meydana gelen 3840 kişinin öldüğü 497 kişinin yaralandığı 7 büyüklüğündeki depremi yeniden hatırladım.

50. Yıl Ortaokul’nda öğrenciydim.  Teneffüs zili çalmasının ardından sınıfa girmiştik. Daha sıralarımıza oturmadan deprem meydana gelmiş, büyük bir panik ve bağrışmalarla merdivenlerden inerek evlerimize koşmuştuk.

 Van merkezinde can kaybı ve ağır hasar meydan gelmemişti ama Çaldıran ve Muradiye’den çok sayıda can kaybı haberleri geliyordu.

Depremden bir saat sonra komşularımız Orhan Mumcuoğlu ve Remzi Mumcuoğlu ile birlikte doç pikabı arkasına ekmek, yiyecek ve sigara doldurarak Çaldıran’a gittik. Çaldıran yerle bir ölmüş insanlar yıkılan taş ve topraktan yapılan yığma evlerin altında kalmıştı. Yürek burkan acı ve yoksul tablo vardı.

Başkale’den gelen görüntüleri görünce 1976’dan bugüne geçen 44 yılda değişen bir şeyin olmadığını bir kez daha anladım. Fakirlik yoksulluk, anlayış aynı.

Uzmanlar diyorlar ki bu şiddetteki depremlerde binalar yıkılmaz, insanlar asla ölmez. Depreme dayanıksız,  taş, yığma, malzemeden çalınan binalar insanların canına mal oluyor. 

Gerçekten de depremlerde hayatını kaybeden insanlarımızın yapı kusurları nedeniyle öldüğünü 44 yıl önce Çaldıran depreminde çekilen fotoğrafla 2020 de Başkale 'de dün çekilen fotoğraflar en çıplak haliyle anlatıyor.

Depreme dayanıklı çağdaş kentlerde güven içinde yaşanılabilir konutlar, gelişmiş köyler ve dayanıklı evler yaratmak bu çağda çok mu zor? Aslında değil. Kentsel ve doğal yapıları depreme dayanıklı yaparsak depremlerde can kayıpları asla meydana gelmez.

Deprem ve koronavirüs ile Türkiye’nin gündemi dün Van’dı.

Başkale deprem acısının üzerine koronavirüs salgınından dolayı Van İran Kapıköy sınır kapısının kapatıldığı haberi geldi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bulunan 5 kişide koronavirsüne rastlanmadığını açıklayınca herkes derin bir nefes aldı.

Van dun karmakarışık duygular yaşadı.

Coğrafyanın kader olduğunun somut resmi vardı Van'da.

 

 

Virüs neden yayıldı?

Uluslararası gözlemciler, gazeteciler, sağlık uzmanları iktidardaki Çin Komünist Partisinin siyasi sistemi korumak için koronavirüsün krizini daha başlarında vatandaşlarının sağlığını tehlikeye atarak gizlediğini ve hafife aldığını belirtiyorlar.  Kornavirisünün bu denli yayılmasından Çin sorumlu tutuluyor.

Son rakamlara göre, dünya çapında 77 bin 809 doğrulanmış yeni koronavirüs vakası ve 2 bin 372 ölüm yaşanmış.  Bu enfeksiyonların büyük çoğunluğu Çin sınırları içinde olmak üzere 31 ülkede bin 521 vaka bulunduğu tespit edilmiş.

Dünya Sağlık Örgütü de, seyahat geçmişi ve teyit edilmiş bir vaka ile temas gibi açık bir epidemiyolojik bağlantı olmadan Çin dışındaki vakaların ortaya çıkmasından endişe edildiğini duyurdu.

Uluslararası tepkiler üzerine açıklama yapan Çin yönetimi teknoloji merkezi Hubey eyaletinin Vuhan kentinde ortaya çıkan, ilk vakası geçen yılın son gününde rapor edilen koronavirüs ile mücadele konusunda atılan adımlarda eksiklik ve yetersizliklerinin olduğunu itiraf etmek zorunda kaldı.

Birinci sorumsuzluk…

Çin’in Vuhan Merkez Hastanesinde Dr Li Wenliang adındaki 34 yaşındaki genç doktor koronavirüsün henüz tanımlanmadığı dönemde yedi yeni pnömoni (zatürre) vakası üzerine virüsle ilgili ilk endişelerini 30 Aralık 2019 WeChat'te bir grup doktor arkadaşıyla paylaşıyor. Sars benzeri bir salgın olabileceği uyarısında bulunan Dr Li,  arkadaşlarını hastanelerinde enfeksiyonu önlemek için daha sıkı önlemler almaya teşvik ederken sağlık kurumlarını da uyarıyor.

Dr Li'nin profesyonel davranışı için ödül olarak hastane yönetimi savunmasını istiyor. Yedi diğer tıp uzmanı da benzer şekilde “dedikodu tüccarlığı” yaptıkları suçlamasıyla uyarılıyor. Vuhan tıbbi yetkilileri, bu doktorların virüsü kamuya duyurmalarını yasaklayarak vakaları yalnızca yönetime bildirmelerini emrediyor. Yerel polis de “sosyal düzeni ciddi şekilde bozduğunu” söyleyerek doktorları sorguluyor.

Çin yüksek mahkemesi, Vuhan yetkilileri tarafından Dr Li'nin virüse karşı uyarılarının yedi kişiyle birlikte bastırılmasının yanlış olduğunu kabul ediyor ama iş işten geçiyor.

Koronavirüs hızla yayılırken ilk uyarıyı yapan ve çalıştığı hastanede kendisi de virüsü kapan Doktor Li Wenliang, 7 Şubat günü hayatını kaybediyor.

Dr Li ölmeden önce The New York Times'a verdiği röportajda, “Yetkililer salgın hakkında daha önce bilgi vermiş olsaydı, bence çok daha iyi olurdu. Daha fazla açıklık ve şeffaflık olmalı ”diyor.

İkinci sorumsuzluk…

Ölümcül koronavirüs Vuhan'da yayılmaya başlamasından yaklaşık altı hafta sonra, şehrin Baibuting bölgesinde sanki her şey normalmiş gibi yıllık geleneksel toplu ziyafet hazırlanıyor.

Toplu yemekten altı gün önce karantinaya alınan Vuhan kenti yetkilileri virüsün şehre yayıldığını biliyor. Yönetim, halk sağlığını korumak için acil önlemler almak ve sağlık uzmanlarının tavsiyesine başvurmak yerine, “hastalıkların önlenmesindeki bir artışın yerel ekonomiye ve sosyal istikrara zarar verebileceği” düşüncesiyle haberi bastırmak için emirler çıkararak hastalığı gizliyor.

Etkinliğin 20. yıl dönümünde, organizatörler servis edilen en fazla yemek dalında (Van’da 2014’de 51 bin 793 kişinin katılımıyla gerçekleşen ‘Dünyanın en kalabalık kahvaltı sofrası’ rekorunun kırılarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girilmesi gibi )  dünya rekoru kırmayı planlıyorlar. Yemek için gelen 40 bin aile üyeleri tarafından hazırlanan yemekler yenildikten kısa süre sonra insanlar hastalanmaya başlıyor ve virüsün yayılması burada hızlanıyor. 

Salgın sonrası 11 milyon insanın yaşadığı Vuhan’da 5 milyon kişi ayrılırken 2 bine yakın insan da hayatını kaybediyor. Yetkililer çaresiz kalınca karantina ve sokağa çıkma yasağı uygulayıp ev ev gezerek bölgede yaşayanları kontrol ediyorlar.

Özetle…

Çin yönetiminin sorumsuzlukları nedeniyle koronovirüsü hızla yayılarak can almaya, kürsel kriz yaratmaya devam ediyor. Demokratik olmayan, despot yönetimler ya salgın hastalıklarla veya savaşlarla insanlığı kasıp kavuruyor.

 

 

 

Rahat davranmamalıyız

Koronavirüs salgınında her gün yeni bir gelişme yaşanıyor.

Vaka sayısı hızla artıyor. Çin resmen çaresiz.  Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde, festivaller, toplantılar, geziler, toplu etkinlikler iptal ediliyor, üretim yerleri kapatılıyor.

Hastalığın önemine dikkat çeken Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus “Çok tehlikeli bir düşmanla savaştığımızı düşünüyoruz”  diyor.

Hubey kentinde koronavirüs salgınıyla mücadele eden sağlık ekibi lideri Cao Cianping tedavisi tamamlanan hastaların virüs taşımaya devam edebileceğini belirterek, Çin ve Kanada'da tedavisi tamamlananlardan testleri pozitif çıkanlar olduğunu vurgulayarak, "Rahat davranmamalıyız. Rakamlar tekrar artabilir" uyarısında bulunuyor.

Koronavirüs mücadelesinde küresel slogan Cianping’in  "Rahat davranmamalıyız…” sözcüğü olmalı.

Panik yapmamalıyız ama rahat da davranmamalıyız.

 

Yazarın Diğer Yazıları