Cumhuriyeti geri istiyorum
İkram Kali
Kent kimliği ve toplum kültürü açısından Van üzüntü verici bir süreçten geçiyor.
En değerli birikimlerimizi kaybediyoruz. Camilerin, okulların, geleneksel halk oyunlarımızın kıyafetleri hatta halk oyunlarımızın asırlık figürleri değiştiriliyor.
Kentimizin kültürü, kimliği öylesine hızla değişiyor/değiştiriliyor ki 5-10 yıl önceki bir camiyi, okulu, parkı eski adıyla bulmanız mümkün olmuyor. Toplumun geçmişle olan bağları koparılarak hafızası siliniyor. Helal haram, ayıp günah, hak hukuk, nezaket dinleyen yok. Yozlaşmanın farkına varan duyarlı kesimlerin çığlıkları, tepkileri de duyulmuyor, duyulsa da dikkate alınmıyor.
2011 depreminde birçok okul hasar görerek yıkıldı. En büyük hasarı toplum ve kent kültürü yaşadı Yıkılan bazı okulların yerine kurumlar ve hayırseverler tarafından yeni okullar inşa edildi. Yeni yapılan eski okulların kente mal olmuş isimleri yerine yeni isimler verildi.
Vansesi gazetesi olarak toplum değerlerini, hassasiyetlerini yok sayan bu uygulamalara karşı çıktık. Eski okulların adlarının geri verilmesini istedik. Haber ve yazılarımızla kamuoyunu bilgilendirerek, "Okul yaptıranlara teşekkür ediyoruz. Ama birçok okulumuzun eski ismi değiştirildi. Okul isimlerinin değişmesi kent ve toplumsal hafıza açısından iyi olmadı. Okul isimleri yeni yapılan okullarda yaşatılmalıdır. Okul isimlerini silmek yerine ek isimler verilebilirdi. Çünkü kent kimliği, hafızası, kültürü isimlerde, eserlerde yaşıyor" diyerek yetkilileri özenli, duyarlı olmaya davet ettik.
Çabalarımız sonuç verdi.
Bir avuç duyarlı Vanlının ve gazetemizin çabaları sonucu önce Atatürk Lisesi kendi yerinde yeniden yapıldı. Depremden sonra yeni yapılan Kazım Karabekir Lisesi'ne okulu yaptıran firmanın adı verildi. Okulun adı TeliaSonera Anadolu Lisesi oldu. Bu yanlışa da karşı çıktık. Okurlarımızla ortak mücadeleler sonunda okulun adı geçen yıl Kazım Karabekir olarak değiştirildi. Yapılan yanlıştan geri dönüldü.
Depremde yıkılan Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nun yerine okul yaptıran Kanal 8 televizyonu sahibi Acun Ilıcalı'nın annesi 'İlknur Ilıcalı İlkokulu' adı verildi. Van'ın en eski okullarından Cumhuriyet okulunun isminin silinmesine karşı çıkarak yapılan yanlıştır, kimse Cumhuriyet'ten büyük değil dedik. Bunlarla yetinmeyerek tüm okulların eski isimlerinin geri verilmesi çağrısında bulunduk. Van Milli Eğitim Müdürü Kıyasettin Kırekin, İkinisan, Cumhuriyet gibi eski adları değiştirilen okulların isimlerinin geri verileceğini söyledi. Ancak şu ana kadar okullarımızın eski isimleri geri verilmedi.
Vanlılar unutmuyor.
Ressam, şair, emekli öğretmen değerli dostum Abdullah Faruk Taşdemir, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle sosyal medya facebook hesabından yetkililere çağrıda bulundu.
Faruk Hoca okuduğu Cumhuriyet İlkokulunun adının geri verilmesini isteyerek, " Bugün bu okulun adı bir medya şovmeninin annesinin adını taşımaktadır. Cumhuriyet kurulmasaydı belki bu gün; O da , ben de, belki bir çoğumuz da yoktuk! Annemin, abilerimin, ablalarımın ve şahsımın okuduğu Cumhuriyet İlk Okulunun adı iade edilsin" dedi.
Kentimizin, toplumumuzun kültürü, kimliği ve değerleriyle oynayarak, hafızasını silerek bizi bize, kentimizi genç nesillerimize yabancılaştırmayın.
Biraz özenli ve duyarlı olun lütfen.
Rahatlama gördüm
Geçen hafta çok yoğun günler yaşadık.
İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Trabzon, Balıkesir ve daha birçok ilden yazan, düşünen, konuşan gazeteci, yazar, akademisyen, vakıf, dernek temsilcisi, iş adamı 1. Van Ekonomi Zirvesi, Vansesi Gazetesi'nin 80. Yılı ve Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Kitap Fuarı'na katılmak üzere kentimize geldi.
Kentimiz hareketli, heyecanlı güzel günler geçirdi.
Caddelerde, sokaklarda, iş yerlerinde ve farklı mekânlarda Vanlılarla yan yana gelen değerli konuklarımız sohbet ettikleri Vanlılara sorular yönelttiler. Gözlemlerde bulunarak olgu ile algının farkını yerinde gördüler. Van'ı yakından tanıdılar. Kimi şaşırdı, kimi olağan buldu.
Gazeteciler, yazarlar izlenimlerini köşelerine, akademisyenler notlarına, iş adamları ve STK temsilcileri ise hafızalarına yazdılar. Van'a sürekli gelip gidenlerle, uzun zaman sonra gelen birçok isimle sohbet etme imkânım oldu. Bende kendilerine çeşitli sorular yönelttim. Bugünkü Van'ın fotoğrafı, havası ile ilgili görüşlerini dinlemek istediğimi söyledim.
Kimi, "Bölge dolaysıyla Van çok yoruldu, yıprandı" dedi.
Kimi, "Van gibi gelişmeye kalkınmaya müsait kentler ve yöre insanları sıkıntılı süreçte çok şey kaybetti" dedi.
Kimi. " Silahsız, ölümsüz, terörden arınmış, güvenlik ve huzurun hakim olduğu Van kabuk değiştiriyor" dedi.
Kimi, "Van Türkiye için çok önemsenmesi gereken, kadim bir kent. İnsana, eğitme daha çok yatırım yapılması gerekiyor" dedi.
Kimi," Çarşı pazarda işsiz inan sayısı çok fazla. Bu genç kuşağın istihdam edilmesi, nitelikli elaman vasfına kavuşturulması gerekiyor" dedi.
Bir başka gazeteci konuğumuz Van'da rahatlama, normalleşme gördüğünü bundan da çok mutlu olduğunu söyledi. Rahatlamanın caddelere, sokağa, iş hayatına, topluma daha ötesi insanların gözlerine, sözlerine yansıdığını belirtti.
Van'a uzun yıllar sonra gelen bir yazar, gazeteci dostumuz da Van'ı beklediğinden çok farklı bulduğunu, depremin izlerini hızla sildiğini, Türkiye'nin birçok kenti ekonomik durgunluk yaşarken Van'da İranlı turistlerin etkisiyle canlılığın dikkat çektiğini söyledi..
Van huzur, güven, girişimcilik ortamıyla konuklarını şaşırtmaya devam ediyor.
Aman nazar değmesin.
Televizyon kanalı lazım
Van'da önemli çalışmalar çabalar, yatırımlar, etkinlikler gerçekleştiriliyor. Yerel gazeteler, radyolar, internet siteleri sürekli, ulusal gazeteler imkânları ölçüsünde yaşananları haber yapıyor, anlatıyor. Ama yetmiyor. İki yerel televizyon (Van TV, Merkür) kanalı OHAL sonrası kapandı. Van'ın yeni yerel televizyon yayınına çok ihtiyacı var. Teknoloji çağında bölge kenti Van'ın televizyon kanalının olmaması ciddi eksikliktir
1980'lerde TRT Van Radyosu'nun kapatılmasıyla birlikte kesilen sesimizi duyurmak istiyoruz. Elimizden alınan bir hakkın karşılığı olarak hükümetten TRT Van Bölge Müdürlüğü'nü kurarak radyo ve televizyon yayınlarını başlatmasını bekliyoruz.
