İkram Kali

Burası Dingo’nun ahırı mı?

İkram Kali

Türkiye Cumhuriyeti  Devlet Demiryolları (TCDD) 5. Bölge Müdürlüğü yetkililerinin bir süre önce  ' Van'da tramvay ve hızlı tren' projesinin hayata geçirilmesi için göreve hazır olduklarını açıklamaları üzerine bizde   konuya katkı sağlamak üzere Van'da tramvayın tarihsel geçmişini anlatan  "Van'ın bir asırlık hayali gerçekleşir mi?"  başlıklı bir yazı yazdık.  Yazıda Van'ın kent içi toplu ulaşım sorununu çözmek üzere düşünülen tramvay projesinin ilk olarak Osmanlı döneminde gündeme geldiğini,  projenin 106 yıl öncesine dayandığını belirttik.   1909 yılında Van'da elektrikli tramvay çalıştırmak için önemli bir adım atıldığını ve fizibilite raporu dahi hazırlandığını ancak daha sonra gelişen siyasi olaylar bu teşebbüsün hayata geçmesini n engellendiğini yazarımız Dr. Hasan Oktay'ın gazetemizde yayınlanan yazısını kaynak göstererek aktardık 

Değerli kardeşim, dostum eğitimci Nedim İlkçi tramvay ile ilgili yazıyı  okuduktan sonra arayarak  " "Dingo'nun ahırı" deyiminde geçen Dingo'yu sordu. Deyimin karşılığının sahipsiz, giren çıkanı belirsiz yer ile dağınıklık ve pasaklılık hallerini ifade ettiğini, Van'da da bazı kişilere de " Dingo"   lakabı yakıştırıldığını, deyimin Van'da halk arasında yaygın olarak kullanıldığını söyledim.  Bunlar doğru ama Dingo'nun gerçek birde hikâyesi olduğunu belirterek anımsadığı kadarıyla çok kısa şekilde anlattı ama tamamını araştırıp okumamı tavsiye etti.

Bizde öyle yaptık.

Araştırınca "Dingo'nun ahırı" deyiminin Osmanlı döneminde İstanbul'da girişimci Rum vatandaşımız olan Dingo'nun meslek hikâyesinden kaynaklandığını öğrenmiş olduk.

Tramvay ile ilgili deyimin kaynağı olan hikâye şöyle:

Elektrik olmadığı dönemlerde İstanbul'da atlı tramvaylar ulaşımda kullanılıyor. Zamanında, tramvaylar 2 atla çekilirken dik Şişhane yokuşunu çıkabilmek için Azapkapı dan takviye at alarak yokuşu çıkabilirmiş.. Tramvay bu haliyle Taksim e kadar gelir, burada çıkartılan atları, bu gün Taksim alanının batı kısmındaki Sular İdaresi maskemi ile Fransız konsolosluğu arasında bir ahırda bir süre dinlendirildikten sonra tramvaya bağlanmadan boş olarak Azapkapı ya götürülürmüş. Taksim deki bu ahırı Dingo adlı bir Rum vatandaş işletirmiş. Gün boyu bir sürü atın girip çıkmasından dolayı dilimizdeki '' burası Dingo' nun ahırı mı giren çıkan belli değil ''  deyimi işte buradan geldiği belirtiliyor. 1915 yılında atlı tramvayların kalkıp yerlerini elektrikli tramvaylara bırakmasının ardından Dingo'nun ahırı işlevsizlik-ten kapanmış. Dingo'nun ahırı şimdi Taksim'de  tramvay deposu olarak kullanılıyor. Geride Dingo'nu ahırı deyimi kalmıştır.

Bilindiği gibi günlük yaşamımızda kullandığımız kalıplaşmış veciz sözler/deyimler var.  Anadolu insanının hayat tecrübelerinden, yaşanmışlıklarından süzülüp gelen deyimler gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarından oluşur. İnsanlarımız deyimleri bir duyguyu, düşünceyi, bir kavramı vurgulayıcı bir şekilde dile getirmek için kullanılırlar. Hikâyeleri olan her deyimin öğretici bir yanı var.  Anlatmak istediğinizi konuyu etkili ve özlü bir şekilde aktarmak, konuşmanıza renk katmak üzere deyimler kullanırız. "Burası Dlngo'nun ahırı mı" gibi.

Van,  tramvay derken atlar, Dingo'nun ahırı sonrası Azapkapı, Beşiktaş Şişhane'ye oradan Taksim'e ulaştık.

 

 “Kim demiş Van’a şehir diye?”

1918 sonrası yeni Van şehrinin kurulması çalışmaları kapsamında araştırmalar, incelemeler yapılmış. Yeni Van'ın Van Kalesi güneyinde yer alan eski Van şehrinin yerine tekrar kurulması uygun bulunmamış. 1937 yılında Ankara'dan gelen teknik ekipler ve Valiliğin dahil ettiği yerel görevliler günlerce araştırma yaparak rapor hazırlamış. Başbakanlığa sunulan raporda Van şehrinin sosyal ve jeolojik açıdan Edremit Elmalı (Zıvıstan) köyüne kurulması uygun görülmüş. Neticede yanlış yer seçimi yapılarak bir ucu Van Gölü'ne diğer ucu Erek Dağı eteklerine uzanan Van Ovası gibi verimli geniş düzlük arazide yeniden kurulmuş. Bugün kültürel kimlikten, mimariden yoksun beton yığını köy-kent arası karmaşık bir kent ortaya çıktı.
Bunu usta yıllar önce görmüş.
1951 de Van ziyaretiyle ilgili izlenimlerini 1971 yılında yayımladığı "Bu Diyar Baştan Başa" kitabına aktaran ünlü romancı hemşehrimiz Yaşar Kemal diyor ki, "Kim demiş Van'a şehir diye? Adı çıkmış Van'ın. Ben şehirdir diyemiyorum. İnadımdan mı? İnanınki değil. Van, şehir değil de ondan. Van, dağınık, koskocaman bir köydür. Yirmi otuz doğu köyünü bir araya getirdiniz, oldu size işte Van"
Başka söze gerek var mı?

Yazarın Diğer Yazıları