İkram Kali

Bu annelerin eli öpülür

İkram Kali

Manisa Soma maden Ocağında 301 maden emekçisinin hayatına mal olan facia bütün Türkiye’nin yüreğini dağladı. Geride kalan yetim-öksüz çocukların, işçi ailelerinin trajik hikâyeleri günlerdir ekranlara geliyor gazetelerde yazılıp çiziliyor. İşçi ailelerinin acılarına herkes insani duyarlılıkla farklı şekilde ortak olmaya çalışıyor.  Gördük ki Soma’ya düşen ateş sadece düştüğü yeri değil, Van’ı da Uludere’yi de,  İzmir’de, Trabzon’u da nihayetinde hissedilen her yeri de yaktı.

İşçilerin mezarları ve geride kalan aileleri ziyaret edilemeye devam ediyor. Geçen hafta Soma’ya çok anlamlı bir ziyaret gerçekleştirildi. Eleştiri, tepki, ön yargılara aldırmadan anne cesaret ve duyarlılığı, duyguları taşıyan Uludereli Kürt anneler hissettikleri acıyla gittikleri Soma’da Türk annelerinin acılarını paylaştılar. Anneler, Soma’da kara toprağa düşen Türk işçilerin mezarlarında dua okuyarak, gözyaşı dökerek çözüm-barış-kardeşlik sürecine güç kazandıran saygı duyulacak çok değerli duruş sergilediler.

Uludere'de uçakların bombalaması sonucu yakınlarını kaybeden, evlatlarını yitiren acılı annelerin Soma’yı ziyareti katı ideolojinin, kin ve nefretin, ayrıştırmanın, fitne fesadın oyununu bozan umut yaratan harekettir.

Soma Belediye Mezarlığı'na giden 6 aile ölen işçiler için dua ederek mezarlarına su döktü. Mezarlık çıkışında aileler adına açıklama yapan Veli Encü, Soma'da yaşanan acının bir benzerini yaşadıklarını belirterek, "Rızıklarını kazanmak için şehit düşen kardeşlerimizin mezarlarını ziyaret ettik" diyor. Bundan daha insancıl daha anlamlı yaklaşım ne olabilir ki?

Soma’da yüreklerde yanan ateşi söndürmeye, acıları paylaşmaya, gözyaşlarını dindirmeye giden bu yiğit annelerin eli öpülür. Ülkemizde yanan bütün ateşleri söndürecek çabaya daha çok ihtiyaç duyduğu bu dönemde Uludereli Kürt annelerinin ziyaretleri kardeşlik, duygudaşlık adına değerli bir kazanımdır.
Anneler anneliklerini yaparak “ Acılar paylaştıkça azalır “ inancıyla Soma’ya geldik dediler.
Mercan Encü isimli anne Uludere’deki olayda 18 yaşındaki oğlunu kaybettiğini belirterek, hayatını kaybeden maden işçilerine daha önce sahip çıkılsaydı bu olayın meydana gelmeyeceğini ifade ederek, "Olayın olduğu gün maaş bağlandı. Keşke daha önceden yapmış olsaydı, devlet bize sahip çıksaydı. Bu devletin vatandaşıyız. Bu devlet bizi kendi vatandaşı saymıyor" diye sitemle konuştu.

Bu büyük ve güçlü devlet 76 milyon vatandaşın devleti olmak zorundadır. Bu devlet bütün vatandaşlarını daha çok kucaklamalıdır. Çünkü bu devlet hepimizin devletidir.

Uludereli annelerin Soma ziyaretinin, sıcak ellerinin, kardeşlik mesajlarının karşılıksız kalmayacağına hatta yeni kucaklaşmalara vesile olacağına inanıyorum. Biri birimizi sevmekten, kucaklanmaktan, anlamaktan, biri birimizin yarasına merhem olmaktan başka çaremiz yoktur. Annelerin ortak sevinçlerde kucaklaşacağı, sevinç gözyaşı dökeceği günler de çok yakındır.  

Altın Palmiye

67. Cannes Film Festivali’nde büyük ödül Altın Palmiye Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Kış Uykusu' filminin oldu. Türkiye bu  ödülü ilk kez 1982 yılında senaryosunu Yılmaz Güney‘in yazdığı, yönetmenliğini de Şerif Gören‘in yaptığı ‘Yol‘ filmi ile kazanmıştı.  Ceylan’ın Altın Palmiye ödülünü ikinci kez ülkemize kazandırması hepimizi onurlandırdı, mutu etti. 

Yazarın Diğer Yazıları