İkram Kali

Bizim ellerden bir dergi geldi geçti: Dünyada VAN

İkram Kali

Dergiler toplumların kültürlerini, yaşam biçimlerini, siyasal koşullarını, gelişim aşamalarını anlamak için gazeteler kadar önemli birer yayın organıdır.  Ülkemiz dergi mezarlığına dönse de her yeni bir dergi yeni keşiftir, yeni ufuktur, yeni bilgidir, yeni heyecandır, yeni buluşma, yeni bir boyuttur. Dergi kitapla gazete arasında farklı  bir yere sahiptir.

 

 

Farklı nedenlere bağlı olarak   dergiciliğin, geçmişi kentimizde  pek köklü değildir. Cumhuriyet sonrası İstanbul, Ankara'da kurulan Vanlı öğrenci dernekleri, Van'da üniversite, kültür sanat çevreleri, resmi kurumlar, okullar, dernekler, meslek odaları tarafından çıkarılan mesleki dergilerin dışında yayınlanmış  dergi sayısı bir elin parmaklarını geçmemiştir.  Birkaç  özverili kültür sanat gönüllüsünün çabalarıyla yayın hayatına başlayan dergilerde birkaç sayı sonra kapanmıştır. Ne olursa olsun, dergiler özeldir güzeldir.

 

Dergi deneyimi olan bir yazar şöyle der; "Kitap salt sizindir, dergi ise başkalarına omuz veren bir sosyal dünyadır"

 

 

 Van Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Danışmanı olarak görev yaptığım 1990'lı yıllardı. Van için zamana çok şey sığdırma hevesimiz, çabalarımız vardı.  Bu düşünceden hareketle kentimizin   kültür sanat yaşamına, hafızasına, kimliğine katkı sağlamak, dergi boşluğunu doldurmak üzere  gazetecilik birikimimizle 1993 yılında  dergi yolculuğuna çıktık.

 

Dönemin Valisi Mahmut Yılbaş ve Vali Yardımcısı şair-yazar Mustafa Korkmaz Dinçer'in de bulunduğu, ilimizde yapılması düşünülen etkinliklerle ilgili toplantıda Van'ın kültür ve yazı hayatına güç katmak, ilimizin değerlerini belgeleyerek tanıtmak, gelecek kuşaklara aktarmak üzere popüler kültür sanat dergisi çıkarabileceğimiz önerisinde bulundum.   Öneri büyük ilgi ve destek gördü. Derginin hazırlanması, yayınlanması sorumluluğunu üstlenerek hemen hazırlıklara başladım. Önce yayın çizgisini, içeriğini belirledik. Derginin Van'ın entelektüel birikimine, farklı perspektiflere açık, her kesimden yazar okurun buluştuğu, popüler içerikte üç ayda bir çıkan her satırı Van kokan bir yayın olmasını kararlaştırdık.

 

 

 " Dünyada Van Ahrette İman" deyimimizden esinlenerek dergimize  "Dünyada Van" adının verilmesini gerekçeleriyle teklif ettim. Öneri uygun bulundu.

 

Yayın çizgisi, içeriği, fotoğrafları, baskısı, mizanpajıyla örnek olacak nadide bir dergiyi Van'a kazandırmayı hayal ediyordum.

 

Künyesinde İmtiyaz Sahibi Vali Mahmut Yılbaş, Genel Yayın Yönetmeni Vali Yardımcısı Mustafa Korkmaz Dinçer, Yazı İşleri Müdürü Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü İkram Kali'nin olduğu, A 4 boyutunda çıkacak olan dergimizin ilk sayısı için hemen hazırlıklara başladım.

 

Kentimizde bulunan matbaacıları ziyaret ederek vasıfları belirlenen dergimizi Van'da bastırmak istediğimi söyledim. Ancak 1993 yılında 32 sayfa kuşe kağıda renkli bir derginin basımını yapacak tek bir matbaa bulmadım.  Doğrusu bu olumsuz durum canımı sıktı.  Vali yardımcımız Mustafa Korkmaz Dinçer'le bu sorununu paylaşınca, "İstanbul'da Mülkiyeden bir arkadaşım matbaacılık yapıyor onunla konuşayım" dedi.  Daha sonra  "  Tamamdır. Sen hazırlıklarını tamamla dergiyi İstanbul'da bastıracağız" deyince içimi tatlı bir sevinç kapladı. Bu gelime sonrası Dünyada Van'ın yayın hayatına başlayacağına olan inancım güç kazandı.

 

 

Türkiye'de internetin, akıllı telefonların, Google arama motorunun, valilik birimlerinde ise bilgisayarın olmadığı dönemdi. Tüm yazışmalar o dönem mekanik daktilolarda yazılmaktaydı. Böylesine zorlu bir süreçte Van'a gönül veren, birikimi olan akademisyen ve araştırmacılardan, eli kalem tutan tüm Vanlılardan daha önce başka bir yerde yayınlanmamış yazılar istedim. Çok değerli yazılar gelmeye başladı.

 

Akademisyenlerden bazıları yazılarını günümüzde kullanımdan kalkan disketlerde getirirken, daktilosu olmayan bazı yazarların kalemle kağıtlara yazdıkları makalelerini daktiloda temize çekip dizgiye hazır hale getiriyordum. Asli görevimin yanında bir taraftan yazı toplayıp diğer taraftan fotoğrafı olmayan yazılar için makara film kullanılan amatör fotoğraf makinemle konusuna göre fotoğraflar çekiyordum.

 

 

Koşuşturmalardan, heyecanlı hazırlıklardan sonra topladığım yazı ve fotoğrafları yanıma alarak İstanbul'a gittim.  Topkapı Cevizlibağ Matbaacılar sitesinden çevreye yayılan makine sesleri, boya, kağıt kokuları,  basılmış eserlerin ve ham kağıtların indir bindir görüntüler arasında Ekspres Ofset Matbaasından içeri girdim.  Sonradan gerçek bir dost, abi kardeş oluğumuz 60 yıllık Kütahya Ekspres Gazetesi'nin kurucusu ve sahibi Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Onursal Başkanı merhum M.Nuri Sarıışık'ın oğlu, gazeteci meslektaşımız   Sami Sarışık ve Bolulu eşi Dilek Sarışık ile tanıştım. Güleryüzlü, içten karşılama ve sohbet sırasında Dilek hanımın ailesinin Vanlı, 1915 Van muhacirlerinden olduğunu  öğrendim. Daha sonra nasıl bir dergi çıkarmak istediğimizi ayrıntılarıyla anlattım.  İlgiyle dinleyen Sami Bey'in mülkiyeli, matbaacı, gazeteci aileden gelmesi ve vizyonu ile kaliteli farklı bir dergi çıkarma çabamızın gerçekleşeceğini anladım ve rahatladım. 

 

Özveriyle büyük bir emek harcadığım Dünyada Van Dergisi'nin yayın hayatı İstanbul'da bu şekilde başlamış oldu.

 

Sami Bey'e dergimizi mümkün olan en kısa sürede bastırarak Van'a dönmek istemediğimi söyledim.  Sami Bey akşam derginin dizgi ve tasarımını kendisinin yapacağını söyleyince mutlu oldum.

 

 

Derginin yazılarının bir kısmı o gece geç saatlere kadar dizildi.  Yorgundum. "Bu akşamlık bu kadar yeterli" demeye hazırlanırken bir anda bilgisayar kapandı. Dizlen yazılar silinince saatler süren tüm çabalar boşa gitti. Sonraki gün dergi hazırlıkları başladı.

 

Bu arada matbaaya arada bir gelen Sami Bey'in grafikçi kayın biraderi Zafer Kıbrıs ile tanışıp kısa sürede dost olduk. Bir süre sonra Zafer Bey'den dergimiz için Van'ı yansıtan bir logo hazırlamasını rica ettim. "Zevkle" dedi. Van Gölü ve doğasını çizgilerle yansıtan hazırladığı logo dergimizin sayfalarının üstünde yer aldı. 

 

Bir kaç gün içinde dergimizin tasarımı tamamlandı. Sıra baskı aşamasına geldi.  Mesleğine, çalıştığı işyerine sadakatini, saygısını, sevgisini hayranlık ve takdirle gözlemlediğim Sırrı Usta dergimizin baskısı için kuşe kâğıtları eliyle taradıktan sonra makineye usulle yerleştirdi ve baskıya başladı. Hayranlık duyulan bir eseri izlercesine baskıyı heyecanla izlemeye koyuldum.  Emeğinin ürünü derginin baskı ve   ciltlenmesi tamamlanmasının ardından okunmaya hazır olan ilk dergiyi elime alınca tarifi imkansız bir duygu yaşadım.  Van'a böylesine kaliteli bir dergi kazandırmanın değerini o an daha iyi anladım.

 

 

 Sami Bey'e teşekkür ederek,  " Dergi tamam ama benim işim bitmedi. Dergimizi İstanbul'da ulusal gazetelerin kültür sanat sayfa editörleri ve bazı yazarlarına dağıttıktan sonra memlekete dönmek istiyorum. Çünkü dergimizin esas amacı Van'ı tanıtmaktır" diyince,  " O zaman yarım günümü sana ayırayım, birlikte gazetelere gidelim" dedi.  O dönem Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Türkiye, Cumhuriyet daha bir çok gazetenin merkezi Cağaloğlu Babıali de, Sabah Gazetesi Mecidiyeköy'de yer alıyordu. Önce Van ile ilgisi olan çok okunan Sabah Gazetesi yazarı Hıncal Uluç, Milliyet'ten rahmetli Hasan Pulur, Türkiye'den Yavuz Bülent Bakiler'in sekreterlerinden randevu aldım. Sonra kendilerini ziyaret ederek dergimizi takdim ettim.  Dergiyi köşelerinde tanıtan usta yazarlardan güzel övgüler aldık.

 

Dergimizin bazı detaylarını var onları da özetle anlatayım;

 

 Dergimizin çizgisini etkilemeyen, reklam dergisine dönüştürmeyen şekilde iç kapak, arka kapak ve arka kapağın içine kurumsal marka reklam aldım. Reklam geliriyle valilikten para çıkmadan dergimizi 3 ayda bir bastırdık. Dergi ilgi görünce gelen talep üzerine abone sistemiyle PTT tarafından Türkiye'nin dört bir tarafına dergi gönderdik.

 

 

Dergimizde ilgiyle okunan özgün yazıların yanı sıra "Van Mutfağı",  eski resimlerin dile geldiği "Fotoğraflarla Anılarda Van", şairler, ozanlar ,  Muğdat Orgun kardeşimizin çizdiği "Pişik ile Canavar" karikatür ve  Van'dan kısa haberlere yer verilen sayfalar yer aldı.

 

 Beğenilerek büyük ilgi gören bugün akademisyenlere kaynak eser olan Dünyada Van dergimiz 23 sayı çıktı.

 

Her sayısında bir makale yazdığım dergimizde o dönem akademisyen olan eski Milli Eğitim Bakan,  Milletvekili Hüseyin Çelik başta olmak üzere akademisyenler, tarihçiler, arkeologlar, öğretmenler, şairler, esnaflar, araştırmacılar nihayet Van'a gönül veren herkes yazılarıyla yer aldı.

 

Kaliteli baskısı, zengin içeriğiyle her sayısı okurlarından takdir alan, bugün dahi yeri doldurulamayan Dünyada Van benden sonraki yıllarda birkaç sayı devam etti. Sonrasında ilgisizlik nedeniyle kapanarak dergi mezarlında yerini aldı.

 

Misyon yüklediğimiz,  yazılmayanların yazıldığı Dünyada Van dergisi geldi geçti. Dergimiz yayın hayatında artık yok, ama yazıları hafızalarda, adı dillerde, kendisi kitaplıklarda yaşıyor.  Dergi çıkarmak isteyen dostlarımıza hep şunu derim; " "Dergi çıkarmak kolay uzun soluklu yaşatmak zordur" Çünkü dergi çıkarmak adanmışlık, özveri gerektiriyor.

Yazarın Diğer Yazıları