İkram Kali

Bayrak dikmek, listeye girmek Van’ı kurtarır mı?

İkram Kali

Eşsiz bir doğal güzelliğe sahip Van’da yaşayanlar olarak hepimiz çok şanslıyız.  Bin 700 metre rakımlı zirvede dağlarla çevrili bir ova, ovanın orta yerinde insanı etkileyen 400 metre derinliğe sahip sodalı denizin yanı başında 4 mevsimi tadarak yaşamak herkese nasip olmaz. Bizden önce bu coğrafyada yaşam süren bütün medeniyetler buraları hep imar ederek korumuşlar. Her bir medeniyet bir önceki medeniyetten emanet aldığı insanlığın ortak mirası olan doğa ve yapılara yeni eserler eklemişler. Bu toprağın gelmiş geçmiş tüm  medeniyetleri Van’a değer katmışlar. 

Aradan binlerce, yüzlerce yıl geçti.

Mirası biz devraldık. Son 30 yılda sosyalleşmeden uzak şehirleşme diye yutturulan plansız çarpık beton yapılaşma oluştu. İmar denilen yağmalama, aç gözlü kazanma hırsı ile kentin muhteşem doğası, topografyası tahrip edilerek yok edilmeye başlandı. Bu yanlışlar samimi olmayan çabalar, inandırıcı olmayan ifadelerle sözde engellenmeye çalışıldı.  Sorumlu kişiler ve kurumlar Van’ın havasını, suyunu, doğasını doğal hazinelerini koruyamadı.  İçi boş, sembolik, göstermelik çabalar çirkinleşmeyi durduramadı.  Çakar ilişkileri nedeniyle olumsuzluklara etkisiz tepkiler gösterildi. Ve Van betonlaşarak, kirlenerek bugünkü duruma geldi.

İlimiz adına şimdi iki güzel çaba veriliyor.

Birincisi, Van Gölü üzerinde bulunan Akdamar Kilisesi’nin Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Miras Listesi’ne alınması için yapılan başvuru. İl Kültür ve Turizm Müdürü Muzaffer Aktoğ 10 kriterden 6 kriteri taşıyan Akdamar Kilisesi’nin UNESCO geçici listesine alındığını, kesin listeye alınması için de Türkçe İngilizce dosya hazırlığı yapıldığını söyledi.

İkincisi Van Ticaret ve Sanayi Odası ve Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın Van Gölü sahillerinin "mavi bayrak" alması için Türkiye Çevre Eğitim Vakfına müracaatı. ‘Van Gölü Koruma Kanunu' taslağının geçen yasama dönemi hazırlandığını vurgulayan TSO Başkanı Necdet Takva, Van Gölü'nün kıyıları konusunda farkındalık oluşturmak ve kalkınmanın topyekun Van deniziyle yerelde başlatılmasına katkı sağlamak amacıyla mavi bayrak almayı hedeflediklerini, müracaatı gerçekleştirdiklerini Ağustos ayında Van'da yapılacak toplantıda konunun karara bağlanacağını, böylece Van Gölü'nün rahatlıkla suya girilebilinecek kıyı ve sahillerinde mavi bayrak dalgalandığında dünyanın ilgisinin çekilebileceğini belirtti 

İki girişimde değerlidir, önemlidir, heyecan vericidir. Çabalara samimi olarak destek vermelidir.

Ancak, 

Kendimizi avutmayalım, aldatmayalım. UNESCO listesine girmek Van’ın tarihi yapılarını korumaya, kıyılara mavi bayrak dikmek Van Gölü’nü kurtarmaya yetmez. Yağmalanan, tahrip edilen kötü restore edilen tarihi eserlerimizin listeye alınması çok önemlidir ama yetmez. Aynı şekilde sahilleri, kıyıları çöp yığınına dönen dört bir taraftan insan eliyle kirletilen Van Gölü sahillerine mavi bayrak dikilmesi de denizimizi kirlenmekten  kurtarmaz.

Tarihi esreleri koruyarak sahiplenmek, gölü kirletmekten kurtarmak işi toplumsal eğitim, kültür ve insanın çevresine gösterdiği saygıya gerçekleşebilir. Kokan ayakkabılarını apartmanda evinin kapısının önüne dizen, caddelerde yere tüküren, yediği içtiği göl kenarını ve piknik alnını çöp yığınına dönüştürerek terk eden, balkondan çöp ekmek döken, evinin çöpünü komşunun kapısına veya caddeye döken, siyasi ve reklam afişleriyle çevreyi kirleten, duvarları karalayan, geçtiği. yolda ağaç dalını kıran,  yol kenarları ağaçtan ev balkonları çiçekten mahrum olan,  kişisel temizliği yani yıkanmayı gerekli görmeyen, toplu taşıma araçları pis kokan, tarihi yapıları acımasızca kazarak hazine arayan, tarihi yapıların kalıntılarını sökerek ev ve bahçe duvarında kullanan,  doğa ve tarihi yapıların insanlık mirası olduğunun hala farkında olmayan bir toplumda UNESCO listesine girerek, kıyılara mavi bayrak dikerek sorunu çözmezsiniz.

Önce nasıl bir toplum olacağımıza karar vereceğiz. Köylü mü, şehirli mi?  Biz mi yaşadığımız şehir koşullarına, kurallarına uyacağız, şehri mi bize uyacak. Yasaya göre Büyükşehir de yaşayan herkes şehirlidir. Ama görünürde köy kuralları var.

Özetle; Bayrak ve listeye girme çabasını önemsiyor ve değerli buluyoruz. Lakin uzun vadeli kalıcı iş yapılarak sonuç almak isteniyorsa belediyeler ve kurumlar arsında koordinasyon sağlanarak önce Van Gölü kıyılarındaki çirkin barakalar drhal kaldırılmalı, göl yağmadan kurtarılmalı,  göle akıtılan kirli atık sular engellenmelidir.

İşe yarayan yaramayan yüzlerce elaman çalıştıran belediyeler de yaz aylarında kıyı, sahil temizlik ve zabıta ekipleri kurmalıdır. Denetimler sıklaştırılarak caydırıcı, önleyici cezai işlem uygulanmalıdır.  Okullarda, çocuklara eğitim verilmeli, aileler örnek davranış sergilemelidir. Sorumlular cesur, kararlı olmadan, halk bilinçlenmeden sorun çözülemez.


 Açıklama yapamayız!

Geçen yıl Edremit yeni TOKİ de insanlar için yaşam alanı, park ve ilçe meydanı, spor alanı olarak  ayrılan arsaya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü göl manzaralı  beton sarayı yaparken okumuşlarından, sorumlularından görüş almak istedik.  Önce Yüzüncü Yıl Üniversite’nin ilgili bölümünden ilgili akademisyeni arayarak Edremit’te yükselmeye başlanan göl manzaralı betonlaşmanın, planlamanın doğru olup olmadığını sorduk. “Konuyu bilmiyoruz! İnceleyip size döneriz” dediler. Ardan 1 yıl geçti ses yok. Şehirleşmeden, plandan sorumlu meslek odasına aynı soruyu yönelttik. Önce “  Açıklama yaparız’ dediler. Ama dönmediler. Biz aradık bu kez  ‘açıklama yapmak istemiyoruz’ dediler.  Haberi yaparken derin memleket sevgisi dolu ilişkilerin nelere kadir olduğunu öğrendik. 

Türkü söylemeye benzemiyor

CHP’nin talebi üzerine terör gündemiyle TBMM’nin olağanüstü toplandı. Ak Parti, CHP, MHP, HDP sözcüleri konuştu. Polemik dolu görüşmelerden geriye bir kare fotoğraf kaldı. “Meclis'e uyumaya gitmiyorum” diyen  Ak Parti’nin yeni milletvekili Uğur Işılak salonda uydu. Gazeteciler Işılak’ın halini fotoğrafladı. Işılak en uyanık olması gereken toplantıda uydu.  Yurttaşın vekili olmak  türkü söylemeye, büyük laflar etmeye benzemiyor.

 

Kocaeli Van Dostluk Parkı

Yazın en sıcak günlerde Edremit’in en güzel sahilinde yer alan park sönük, sesiz ve heyecansız. Kocaeli Van Dostluk Parkı o eski heyecanlı günlerini arıyor. Yaşanan sorun neyse vatandaşı ilgilendirmiyor. İnsanlar çocukları aileleri ile huzurlu, güvenli bir ortamda birkaç saat dinlenerek stres atmak istiyor. Sorun neyse artık çözün. Vatandaşı sıcak günlerde evlerine hapsetmeyin.

Yazarın Diğer Yazıları