İkram Kali

“Başbakan Ahmet millet sana emanet!”

İkram Kali

Yeni yapılan Van Fuar ve Kongre Merkezi'nde ilk konuşma ve toplantı Başbakan Ahmet Davutoğlu’na nasip oldu. Davutoğlu dün başlayan ve 10 gün süren Mevlana Haftası’nın ilk gününe denk gelen Ak Parti Van İl Başkanlığı 5. Olağan İl Kongresi için Van’da oldu.   Vasıfsız işçilikten kaynaklanan teknik eksiklikleri, ısınma gibi noksanlıkları, sorunları yoğun çalışmalar sonunda geçici olarak giderilen salonda erkek egemen bir kalabalık vardı.  Coşkulu olanlar her mitingde olduğu gibi yine kadınlardı.

Van'da yaptığı konuşmada tarihdaşlık ve kardeşlik mesajları veren Başbakan Ahmet Davutoğlu akademik bilgeliğinden süzülen, Van’ın tarihi, kültürel,  doğal değerlerine ve kimliklerine sık sık vurgu yaptığı konuşması gönülleri okşadı.

30 Mart seçim çalışmalarında Van’a geldiğinde Zeve Şehitliği’ne vurgu yapan Başbakan Davutoğlu dün Van’a bakış perspektifini açıklarken 1915‘te Van’dan Hoy cephesine gönüllü olarak cephane taşıyan Vanlı 120 Kahraman Çocukları,  Saidi Nursi’yi, Fegiye Teyran’ı,  Seyit Fehim Arvasi’yi, Yaşar Kemal’i de anarken Vanlıların dilden dile akıp gelen adeta marşı haline dönüşen   “Vanlıyam Şanlıyam Kılıncı Kanlıyam”  türküsünden bir dörtlük okuyarak Van’ın ve Vanlıların vatana, dinine bağlığını dile getirdi.

Vanlıların şefkatli kucağında olmaktan duyduğu mutluluğu ifade eden Başbakan Davutoğlu 6-7 Ekim olaylarına değinerek kamu düzeninin mutlaka sağlanacağını, şiddete boyun eğilmeyeceğini söylediği sırada salonda bulunan kalabalığın “ Başbakan Ahmet Millet sana emanet”  mesaj niteliğindeki sloganına Davutoğlu, yanınızda olacağız, sizi sahipsiz bırakmayacağız. Vandalizme, mahalle baskısına karşı her türlü tedbiri alacağız sözleriyle karşılık vermesi son aylarda Van’da yaşanan üzücü olayların, sıkıntıların ve sorunun sözlü fotoğrafıydı.  Bana göre konuşmasının en çarpıcı ve önemli başlığı buydu. 

Fegiye Teyran’dan dizeler okuyan

Başbakan Ahmet Davutoğlu,    son yıllarda pek dile getirilmeyen adeta unutulan “Dünyada Van Ahrette İman “  sözünü hatırlatarak Van’ın irfan ve iman şehri olduğunu söyledi. Başbakan Davutoğlu’nun Van’ı Topkapı Sarayının Ortakapı'da denilen ikinci kapısına benzeterek  “Van'ın bir diğer adı da Selam kapısıdır. Orta Asya’dan gelen erenler Anadolu'ya Babusselam'dan geçtiler. Van, Mezopotamya’nın da selam kapısıdır. Onun için Van, hep ilmin, siyasetin, mimarinin estetiğin merkezi olmuştur. Evliya Çelebi onun için Van'ı övdü”   değerlendirmesi  ilgi çekiciydi.

Van için hülyalar, rüyalar gördüğünü kaydeden Davutoğlu’nun, “Konya için neyi hedefliyorsam Allah şahittir ki daha fazlasını Van için istiyorum. Eğer bir gün Konya'yı Van'dan ayırırsam Allah yediğimiz lokmayı haram kılsın”   sözleri kendisini dinleyenlerin yüreğinde kabul gören samimi, naif bir ifadeydi.

Başbakan dün Van’a kentin, tarihini, sorunlarını ve toplumun ruh halini özetleyen bilgiler alarak gelmişti.  Yerel motifler kullanarak Vanlıların gönüllerini hoş eden ve kaygılarını içeren kısa bir konuşma yaptı. Salondan yükselen Başbakan Ahmet millet sana emanet”

 sloganı bir mesajdı. Sanırım mesaj alındı.

Van Günleri!

Van Günleri denilince cam kırılması, iş yerlerinin ve araçların yakılması,  sokakların savaş alanına dönmesi, iş hayatının durması, ekonominin çökmesi, korku, endişe, kaygı, tedirginlik,  üzüntü, hüzün akıllara geliyor.

Van Günleri denilince  hevesin, heyecanın gücün tükenip, sevdiklerini, dostunu, arkadaşını ve sevdalı olduğun kentini geride bırakıp gözyaşı içinde ayrılmak akıllara geliyor.

Van Günleri denilince sermaye göçü,  beyin göçü, konut ve iş yeri satışı,  hayattan kopuş akıllara geliyor. Van Günleri denilince Van’dan yükselen sesin, çığlıkları akıllara geliyor.

Van Günleri’nde kimse ölmesin, kimse üzülmesin, kimsenin ciğeri yanmasın, kimse korkmasın, kimse endişelenmesin.  Karanlıklar aydınlansın, kardeşlik bozulmasın. Van’da yaşayan hiçbir kimseye, hiçbir düşünceye ve insanlığa yararı olmayan kargaşa, kışkırtma kokan Van Günleri son bulmalı.

Diğer illerin ortak çabasını izleyince.

Bizde çekişme, polemik,  zıtlaşma, bir araya gelmeme inadı. Diğer illerde ise dayanışma güç birliği var. İnsan üzülüyor, hüzünleniyor, imreniyor, gıpta ediyor. 

Malatya’yı il sınırlarının dışına taşırarak anlatmak ve aktarmak amacıyla İstanbul CNR Expo'da Malatya Günleri düzenlendi. Malatya Günleri’nde kayısı ve diğer yöresel ürünler sergilenip, ilin 
folklorik kültür renkleri tanıtıldı.

Gaziantep Dernekleri Federasyonu'nun her yıl geleneksel olarak düzenlediği Gaziantep Yemek Şenliği'nin 12’cisi Kadıköy'deki Selami Çeşme Özgürlük Parkı'nda düzenlendi. Gaziantep'in en tanınmış restoranlarının, tatlıcılarının ve kuru gıda firmalarının da katıldığı şenlikte 100 bin porsiyon yemek dağıtıldı. Gaziantep ve kültürü güç kazandı.

Bu yıl ikincisi gerçekleştirilen İstanbul Erzurum Günleri ise Maçka Küçükçiftlik Parkı’nda yapıldı. 5 gün boyunca sürecek olan tanıtım günlerinde, Erzurum’un kültürünü, yemeğini tanıtmanın yanı sıra, üretici ile tüketici buluştu. Her gece Erzurumlu birçok sanatçının sahne aldığı Erzurum Günleri boyunca Cağ kebabı, Kadayıf dolması, Oltu taşı tespihler hediyelik eşyalar sergilendi.  Dadaşlar bar oynadı Erzurumlu daha çok kazansın, daha çok mutlu olsun, memleketiyle gurur duysun diye. Erzurumların yüzü gülüyor.

 Ankara Atatürk Kültür Merkezi’nde 2. Bitlis Günleri yapıldı.  Büryan kebabı, bal, ceviz, Ahlat bastonu ve diğer kültürel ürünlerin sergilendiği günlerde Bitlis'in güzellikleri lezzetleri tanıtıldı.

20 Kasım'da Diyarbakır Tanıtım Günleri, Feshane Uluslararası Fuar Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı ve 5 gün sürdü. Diyarbakır’ın bütün kurum, kuruluş ve dinamikleri el ele vererek Diyarbakır’ı İstanbul’a taşıdı.

20-23 Kasım tarihleri arasında ise 100 bine aşkın kişinin ziyaret ettiği Ankara Atatürk Kültür Merkezinde Niğde Günleri gerçekleştirildi.

Samsun, Şanlurfa, Çorum ve daha birçok kentimiz İstanbul, Ankara’da tanıtım günleri düzenledi ve düzenliyor.

Van’ın her alanda yukarıdaki illerin tamamından fazlası var eksiği yok. Van’ın daha zengin ve renkli eşsiz kültür değerleri,  görülmeye değer doğal güzellikleri ve konuklarını baş tacı yapan misafirperver insanları var, ama Van Günleri yok!

Diyeceksiniz ki neden yok? Onunda cevabını herkes kendisi versin.

 

Vatandaşa eziyet

Resmi gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Torba Yasa’nın çalışan emeklilerden veya kendi işini yapan Bağ- Kur emeklilerinden kesilen Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ile ilgili borçların yapılandırma kapsamına alınmasının ardından vatandaşlar SGK’ya akın etti. Uzun kuyruklar oluştu.  Kuyrukları ilk olarak gazeteniz Vansesi manşetten haber yaptı. Sabahın erken saatlerinden itibaren SGK’da uzun kuyruklar oluşturan vatandaşlar, soruna çözüm bulunmasını istedi.

 SGK İl Müdürü Mehmet Yüce mevcut sorunun sadece Van’da yaşanmadığına dikkat çekerek, sıkıntının Türkiye geneli yaşandığını, özellikle uzak ilçelerden gelen vatandaşların mağdur olduğunu ifade etti.  Yani bu kusurun, ihmalin, palansızlığın ve ayıbın bütün Türkiye’de olduğuna işaret etti. Yüce SGK başkanının bir cihaz alındığını ve bu cihazın en geç 25 Aralık’a kadar Van’da monte edileceğini kendisine söylemiş. Cihazı göndermek yenimi akıllarına geldi? 25 Aralık’tan sonra yasadan yararlanmak için geride kaç gün kalıyor?  5 gün. Ne şahane ve hızlı çözüm.

Sıkıntının ayrıca haziran ayındaki tayinlerden de kaynaklandığını kaydeden Yüce, “Özellikle Bağ’Kur servisinde yetişmiş 8 elemanımız normal tayin sistemi ile batıya gittiğini,  onların yerine eleman gelmediğini,  yeni gelenlerin yetişmesinin zaman alacağını gece 22.00-23.00 saatlerine kadar çalıştıklarını söylüyor. Yüce genel bir çaresizliği özetliyor.

O zaman Ankara’ya soralım;

Yasa TBMM’de görüşülürken ve torbaya konulurken SGK’ların teknik ve personel durumu neden ele alınmadı?  Yasa nedeniyle yaşanacak izdiham, yoğunluk neden düşünülmedi? Kurumdaki tayin ve atamalar geçici olarak neden yasaya göre düzenlenmedi? Bunları yapmak,vatandaşı rahatlatmak  çok mu zordu? Vatandaş hem para ödüyor, hem de eziyet çekiyor. Kusura bakmayın ama SGK bu yönetim anlayışıyla daha çok zarar eder.


Kadınların kıskançlığı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir  Putin'in geçen hafta başında yaptığı bir günlük Türkiye ziyareti, sadece enerji açısından değil siyasi açıdan da ciddi tartışmalara neden oldu. Rusya'nın Avrupa'ya boru hattı projesini iptal edip, Türkiye'ye yapmaya karar vermesi baya gürültü kopardı.

Cümle alem Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye yakınlaşmasını tartışıp konuşurken Ebru Şallı “Sevgilim, benim kadar güzel bir Rus kız bulursa beraber olsun. Rus kızlar 25’inden sonra çöküyor” sözleri Türkiye’de yaşayan Rus kadınlarının tepkisini çekti. YKM’nin veliahtlarından Harun Tan’dan boşanan  manken Ebru Şallı Türkiye Rusya arasında pişmiş aşa su katarak adeta fesatlık çıkardı. Tehlikeli sözler etti.

Rus kadınlar Şallı’ya laf yetiştirmekte geri kalmadı.

33 yaşında.  Maria Kristina Fadeeva, “Ebru Şallı’nın söyledikleri beni gülümsetti.” , 34 yaşındaki Alisa, “Maalesef, korkarım ki Ebru Şallı’nın başarısız yorumunun sebebi basit bir kıskançlıktır. Sevgili Türk kadınlarına daha eğitimli olmalarını, kültür seviyelerini yükseltmelerini dilerim” , 35 yaşındaki Eva ise “ Türk erkekler onları tercih ediyor diye, Rus kızları suçlamak tuhaftır” diyerek Şallı ile  adeta dalga geçtiler.

Şaka bir yana.

Rusya Türkiye ilişkileri kadınlar arasında yaşanan kıskançlık ve çekişme nedeniyle bozulursa şaşırmayın. Olmaz da demeyin. Tarihe dönüp bakın.

 

                 İran harekete geçti

Düne kadar sessiz kalan Şii İran’ın IŞİD’i havadan vurması ABD ile yakınlaşma olarak değerlendirildi. Bu yakınlaşma aynı zamanda İsrail ile yakınlaşma olarak da  değerlendirildi.  ABD Ortadoğu’da yeni ve hassas dengeler kuruyor. Bu arda İran, Rusya ile yakınlaşan Türk araçlarına sınır geçişlerinde ağır yaptırımlar uygulamaya hazırlanıyor. Herkes ulusal çıkarına göre adım atıyor. Kurtlarla dans kolay değil.  

Dediler ki…

DediIer ki: Gözden ırak oIan gönüIden de ırak oIur. Dedim ki: GönüIe giren gözden ırak oIsa ne oIur. Mevlana Celaleddin Rumi 

Yazarın Diğer Yazıları