İkram Kali

Bak hele bak

İkram Kali

Sütçü Nusret Şahin, Ömer İpek, Şeref Şahin, Ali Asker Akçap, Fevzi Timur, Ekrem Başak, Paşa Timur, Kurban Koç, Recep Ali, Ahmet Dayı'nın sabah gün ışımasıyla birlikte beyaz önlük takıp müşterilerine süt, yoğurt, peynir, bal, tereyağı, cacık ağırlıklı kahvaltı sattığı, Van'ın şirin, temiz bakımlı toplumda da nezaket, zarafet, saygı ve sevginin hakim olduğu 1930-40 yıllar. Hemen belirteyim Bu yıllardan önce Van kahvaltı kültürünün Osmanlı döneminden akıp geldiği rivayet edilir.

Van Kahvaltı Salonu ve kültürü ile ilgili 1990'lı yıllarda kaleme aldığım "Van Kahvaltısı" başlıklı makale İstanbul Havayolları Dergisinde Almanca, İngilizce, Türkçe yayınlandı. Ve 3 ay süreyle yurt içi ve yurt dışı yolculara dağıtıldı. Kahvaltı salonları ve kültürü adına ilk defa kaleme alınan o makalede Sütçü Fevzi Timur, Paşa Timur, Ali Asker Akçap, Yusuf Konak ve diğer kahvaltı salonları yer aldı. Aynı şekilde Dünyada Van dergisinde de Van Kahvaltı Salonları ve kahvaltı kültürünü makale olarak yayınlayarak bu kültürümüzü tanıtmaya çalıştım.

Bu yazının kahramanı;
1954 yılında Van Merkez Gölyazı Köyü Hacı Rosta mezrasında dünyaya geliyor. 1960 yılında besicilik yapan babası elinden tutarak Van'a getiriyor.Cumhuriyet caddesi eski Altay Oteli (Değer İş Merkezi) altında bulunan Uzun Ömer İpek'in (Uzun Ömer) yanında "eti senin kemiği benim" diyerek çırak olarak işe bırakıyor. Sütçü Ömer işleri hızlı yapınca kahramanımıza " Fırtına" lakabını vererek çıraklıktan garsonluğa terfi ettiriyor.

Ömer Usta iş yerini kapatıp İstanbul'a gidince Fırtına işsiz kalıyor. Eski Altay Oteli altında bulunan Dörtyol Süt Evi sahibi, mahalle ve ev komşumuz, aynı zamanda köşe yazarımız Şahin Akçap'ın amcası olan rahmetli Ali Asker Akçap "gel garson olarak yanımda işe başla" diyor. Burada bir yıl çalıştıktan sonra şef olarak terfi ediyor. Ali Asker Akçap iş yerinin para alışverişini de ona bırakıyor.

Meslek hayatında bugünlere ulaşmasında Ali Asker Akçap'ın yanında çalışması dönüm noktası oluyor. Yetinmiyor. Ömer İpek, Ali Şeref Şahin, Sütçü Fevzi'den meslekte yeni bilgiler öğrenerek kendisini geliştiriyor ve herkesin takdirini sevgisini kazanıyor. 1977 yılında asker dönüşü eski karakol yanında Ali Kerpiç'in bakkal dükkânını devralarak kendisine ait iş yerini açıyor. Daha sonra depremde yıkılan Çağ Oteli altına, oradan Ekin Şengül'e ait iş yerine taşınıyor. Sonra da belediye sarayı altına, 2013'te de Ticaret Sanayi Odası altında mesleğini sürdürüyor.
Namı diğer Bak Hele Bak Yusuf Konak'tan söz ediyorum. Yukarıda okuduklarınızı Konak'ın kendisinden dinleyerek daha önce " İşinin Erbabı " sayfamızda yayımladım.

Konak, Ekin Şengül'e ait kiraladığı yerde açtığı kahvaltı salonunu otantik eşyalar, Van halk oyunları giysileri ile döşüyor. Bu ortamda kahvaltı için gelen müşterilerine espri yaparak, mani, bilmeceler sorarak mesleğinde fark yaratıyor. Kendi çabasıyla yarattığı farklılık ilgi çekiyor. Televizyonlar, gazeteler Konak'la söyleşiler yapıyor. Van'ın tanıtımı için ABD'ye kadar gidiyor. Son olarak oğlu Harun Konak ile Ankara ve TSO altında açtığı işletme kahvaltı salonunda  öteye kendine özgü bir özellik kazanıyor.
Ancak herkese Bak Hele Bak diyen Yusuf Konak Van kültürü, meslek anlayışı bakımından bilerek veya bilmeyerek ciddi bir yanlış, yapıyor.

Yanlış şu;
Konak gazete, televizyon ve dergilerle yapılan söyleyişlerde, reklamlarda kendisini " Van Kahvaltısının, kültürünün mucidi" olarak anlatıyor. Bu kabul edilmesi mümkün olmayan aynı zamanda kahvaltı kültürünü, Van'ı ve meslektaşlarını aşağılayan hakaret sayılabilecek yaklaşımdır.

Diyeceksiniz ki neden?
Konak daha dünyaya gelmeden Van'da kahvaltı kültürü vardı. Ama süt, yoğurt, yumurta, tirit, ağuz, peynir, cacık, tereyağı ile ama bal, kaymak, sucuk, kavurma ile. Kahvaltı beslenme kültürü olarak hep vardı. Günümüzde bir yığın eleştirilecek yönleri olan bugünkü kahvaltı salonları ve kültürü bu ilin ve toplumun ortak değeridir. Kahvaltı kültürünün mucidi iddiası çok yanlıştır. Herkesi rahatsız eden bu yanlışın, hatanın ilgili kişi ve kuruluşlar tarafından uyarılarak düzeltilmemesi, görmezden gelinmesi de ayrı bir yanlıştır.

Hatırlatalım.

Kültür, "bir toplumda geçerli olan ve gelenek halinde devam eden, her türlü duygu, düşünce, dil, sanat, yaşayış unsurlarının tümü, belli bir konuda edinilmiş, geniş ve sistemli bilgi" şeklinde tarif edilmektedir. Antropolog'lar kültürü 4 temel kavram üzerinde yoğunlaştırarak açıklıyorlar. Bunlar:1. Kültür, bir toplumun, yada bütün toplumların uygarlık birikimidir,2. Kültür, belli bir toplumun kendisidir,3. Kültür, bir dizi sosyal süreçlerin bileşkesidir,4. Kültür, bir insan ve toplum kuramıdır.
Yani Kahvaltı Van'ın yaşama kültürünün bir parçasıdır.

Mucit ise daha önce olmayan yararlı bir nesneyi keşfeden ya da üreten kişilerdir. O nedenle topluma ait Van kahvaltı kültürü, kahvaltı salonları icat edilemez, üretilmez, kültür de kişilere mal edilemez.

İyi niyetli çabalarını takdirle karşıladığımız Yusuf Konak'ın eleştiriye konu imajına da zarar veren iddiasından vazgeçerek alınganlık, duygusallık yapmadan hatasını düzelteceğine inanıyorum. Zira yanlışlar, hatalar zamanında doğru şekilde düzeltilmediğinde o yanlış bilmeyenler tarafından doğru algılanarak sürer gider. Ta ki yanlışı biri hatırlatıncaya kadar.

Yazarın Diğer Yazıları