İkram Kali

Ateşe su dökmek istiyorsanız…

İkram Kali

Ülkemiz, insanlarımız, geleceğimiz, hayallerimiz hatta umutlarımız örseleniyor. Görüntülerin detayına bakınca yaşananların, provokasyonların, saldırıların düşünülenlerin çok ötesinde kötü ve tehlikeli amaca hizmet ettiğini anlıyoruz.

Tam da istedikleri oluyor.

Türk-Kürt kavgası çıkarılmaya çalışılıyor.

Kardeşler arasında camlar ve canlar kırılarak nefret yaratılmak isteniyor.

Duygularına, heyecanına, aklına, vicdanına yenik düşenler yanlış dümenin kirli suyuna kapılıyor.

Provokasyonların kime, neye hizmet ettiğini yeterince sorgulamak akıl edilmiyor.

Demokrasiye yakışmayan olaylar oluyor.

Siyasi bir partinin görüşlerine katılmayabilirsiniz, oy da vermeyebilirsiniz ama ‘öfkelendim’ diyerek camlarını, kapılarını kıramazsınız?

Etnik kökeni, düşüncesi, yaşam tarzı farklı diye, dün alışveriş ederek selamlaştığınız esnafı suçlu ilan ederek, ötekileştirerek iş yerini yakıp yakamazsınız.

Karanlık merkezlerin, fitne odaklarının ve bazı alçakların Türk-Kürt çatışması çıkması için sosyal paylaşım sitelerinde servis ettikleri tahrik edici montajlanmış fotoğrafları, gerçek dışı paylaşımları, amacı belli görüntü ve belgeleri paylaşamazsınız.

Saldırıları, ölümleri, acıları kutsayamazsınız.

Bilgi kirliliği yaratan fısıltı gazetesinin dağıtıcılık görevini cahilce üstlenerek zihinleri, gönülleri bulandıramazsınız.

Türkleri ve Kürtleri birlikte yakacak ateşe zamanında su dökmek istiyorsanız yapacaklarınız mutlaka vardır.

Daha dikkatli, daha özenli, daha vicdanlı, daha akıllı davranmalısınız. Ateşe su dökmek istiyorsanız kitleleri tahrik etmekten, sert, kırıcı üsluptan kaçınmalısınız. Ateşe su dökmek istiyorsanız kıvılcımı alevlendirerek yangına dönüştürecek söz ve davranışlardan sıyrılmalısınız.

Şimdi nefrete, şiddete  ‘dur’ “ diyerek sevgi, kardeşlik dilinde ısrar ederek ortak geleceğimize sahip çıkma ve dayatılan sinsi algıları çöpe atma zamanıdır.

 

Öcalan devreye girer mi?

Bir gazetecinin yönelttiği, “Abdullah Öcalan, nasıl devreye girebilir? Öcalan'dan gelecek bir ateşkes çağrısı, PKK üzerinde etkili olur mu ?” sorusunu cevaplandıran New York Eyalet Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde çatışma ve çözüm süreçleri üzerine doktora çalışması yapan Harun Ercan, HDP'nin son saldırılara karşı vereceği sınavın ve yaptığı Cizre hamlesinin sonuçlarının PKK eleştirilerinin haklı olup olmadığını da ortaya koyacağını belirterek şöyle diyor:

Abdullah Öcalan, ancak yapacağı ateşkes çağrısının pratik uygulanma koşulları olursa devreye girer. Şu anda bu koşullar yok. Öcalan'ın yapacağı her türlü çağrının siyasi ve toplumsal etki yapacağına dair kuşku yok. Ama sorunları çözen lider konumu olan Öcalan'ın, her iki tarafında yaptığı hamlelerin sonuçları net şekilde ortaya çıkana kadar veya doğrudan devlet ile görüşüp bir mutabakata varmayana kadar devreye girmesi pek olası görünmüyor.

Gazetecinin görevi

Üç yaşındaki Alan Kurdi’nin kıyıya vuran cansız bedeni ölümüyle tüm dünyayı yasa boğdu. Yürekleri sızlatan körpe bedenin resmini çeken  DHA muhabiri Nilüfer Demir’in çektiği fotoğraf Avrupa’nın katılaşmış mülteci politikasını çökertti. Demir, gazetecilik başarısıyla Irak ve Afganistan, ardından Suriye savaşlarından kaçan mültecilerin yıllardır yaşadığı insanlık trajedisinin Avrupa’da duyulmasını sağladı. Tek kare fotoğraf zincirleri, kilitleri paramparça etti. İnsanlığa katkı sundu.

Macaristan’ın güneyinde, Sırbistan sınırına yakın Roszke kentinde  kucağında çocuğu olan bir mülteci polisten kaçıyor. Aşırı sağ çizgideki Jobbik Partisi’ne (Daha İyi Macaristan Hareketi) yakınlığıyla bilinen N1TV kanalı için çalışan Petra Laszlo isimli gazeteci genç bir mülteciye çelme takarak çirkin harekette bulundu.  Başka bir gazeteci de Laszlo’nun yaptığı bu işgüzarlığı görüntüleyerek dünya ile paylaşınca kıyamet koptu. Tepkiler üzerine Macar gazetecinin işine son verildi.

Önümüzde üç gazeteci profili var. Türkiye’de gazeteci Demir, çektiği fotoğrafla dünyanın göçmen anlayışını değiştirirken Macaristan’da gazeteci Laszlo  haber yapmak yerine hayata koşan göçmene çelme takıyor. Bir diğer gazeteci de bu çirkinliğe gözlerini kapatmayarak görüntülüyor. Gazetecinin görevi tanık olduğu olaylara aktör veya figüran olarak katılmak değildir. Gazetecinin görevi doğru haber yapmaktır.

Kınıyorum

Hemen belirteyim.

Basın, gazeteci susarsa ülke susar.

Huzura barışa en çok ihtiyacımız olduğu dönemde Hürriyet Gazetesi  bazı  gruplar tarafından üst üste iki kez basılarak saldırıya uğrayarak susturulmak istendi. Hürriyet gazetesinin haberini yanlış ve gerçek dışı bularak eleştirebilirsiniz. Sonuçta haber ve yorum insan zihninden, kaleminden çıkıyor. Şikayetçiyseniz demokratik tepki  hakkınızı kullanabilirsiniz. Yasal yollardan haberi tekzip ederek maddi ve manevi tazminat davları da açabilirsiniz. Ancak saldıramazsınız.

Utanç verici saldırıyı kınıyor, protesto ediyorum. 

Hürriyet Gazetesi’ne ve çalışanlarına geçmiş olsun. 

Yazarın Diğer Yazıları