Anadolu renkleri Van'da buluştu

İlki Van-Asya 1. İpekyolu Enternasyonal Fuarı ismiyle 1994 yılında 45’i yerli, 10’u yabancı olmak üzere 55 firmanın katılımıyla 25-31 Ekim günlerinde Van Valiliği, Van Ticaret ve Sanayi Odası, Esnaf ve Sanatkârlar Odaları, Vanlı tüccar ve esnafların katkılarıyla  Van Atatürk Kültür Merkezi (VKM) Tiyatro bahçesinde 23 yıl önce çadırlarda başlayan fuarcılık sayısı, içeriği ve etkinlikleriyle giderek gelişiyor. Van fuarcılığı günümüzde yeri yanlış olsa da 12 bin metrekaresi kapalı olmak üzere 40 bin metrekarelik bir alanda inşa edilen Fuar ve Kongre Merkezi ile yeni bir boyut kazanmıştır. 

Van Fuar ve Kongre Merkezi, bu yıl 28 Eylül-1 Ekim tarihlerini kapsayan, 35 il ve 12 firmanın katıldığı Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde Valilik, Büyükşehir Belediyesi, Van Ticaret ve Sanayi Odasının destekleriyle ’8. Van Turizm ve Seyahat Fuarı’ ile kapılarını ziyaretçilere bir kez daha açtı.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi turizme gönül vermiş ve her düzeyde turizme katkı sunan bilim insanlarının katılımıyla 3 gün süren Uluslararası Batı Asya Turizm Araştırmaları Kongresi düzenleyerek fuara bilimsel destek sağlarken, Van Büyükşehir Belediyesi de dünyanın birçok ülkesinde ve ülkemizin farklı şehirlerinde gösterileri ilgiyle izlenen Türkiye mozaiğini halk danslarıyla sahneye taşıyan Anadolu Ateşi dans topluluğunu Vanlı sanatseverlerle buluşturarak fuara destekte bulundu.

Anadolu’nun gezilecek görülecek yerlerini, doğal güzelliklerini tanıtan, lezzetlerini,  kültürlerini kentimizde buluşturan 8. Van Turizm ve Seyahat Fuarı’nı bizde dostlarımızla birlikte gezip gördük.

Van Büyükşehir Belediyesi destekleriyle fuar giriş salonunda açılan Van fotoğrafları sergisinde Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürü Sinan Bağlı rehberliğinde Eski Van şehrine yaptığımız  görsel yolculuğumuzun ardından fuar alanına adım attık. Van’ın Enleri yarışmasında Prestij Marka ödülü alan Balcı Dede’nin organik kara kovan ballarının tanıtımını yaptığı stantla başladığımız gezimizde son derece sakin, ama yapılı Kangal köpeğinin sergilendiği Sivas standından büyük ozan Âşık Veysel’e selam gönderdik. Lahana, kavun sergileyen Muş standının yanı başında göz nuru el emeği ile bastona gümüş işleyen Adilcevazlı ustayı Bitlis standında bir süre seyre daldık.

Natürel ve natürelsiz zeytinyağları, zeytin tanıtımı yapan Ayazbey standına uğradık. İstanbul’da doğup büyüyen, sonrasında eczacı olan Balıkesir Ayvalık’ta önce yazlık sonra da zeytinlik satın alarak doğal zeytin, zeytinyağı, bal, sabun üretim işletmesi kuran, Van’da satış şubesi açan, 24 yıl önce Başkale ilçemize yerleşerek burada esas mesleği eczacılığa devam eden İsmail Ayaz’dan ilginç hikâyesini dinledik. Soyadını taşıyan Ayazbey markalı lezzetli Ayvalık zeytinlerinden tattıktan sonra İsmail Ayaz’a, “Anadolu insanı tarifi size tam uymuş” diyerek ayrıldık.   

Çeşitli sağlık sorunu yaşayanların ilgisini çeken Adıyaman hacamat standına komşu Hatay standı kaymaklı künefe, yöresel yemek yiyenlerle dolup taşarken Van Oturma Gecelerinde çaldığı kanunu tanıdığımız dostumuz Ümit Sargın ziyaretçilerine merhum babasının adını taşıyan Naif Bey marka kahve ikram ederek ürün tanıtımı yapıyordu.

İran’ın Tebriz kentinden fuara katılan Flamingo Turizm acentesi standında tur operatörleriyle İran-Van turizm sohbetimizden şikâyet çıktı. İranlı misafirlerimiz kaldıkları yıldızlı otelde çarşafların kirliğinden, odaların bakımsızlığından, personellerin ilgisizliğinden yakındılar.  

Uyarıda bulunarak, “İranlılar bir dönem Van gibi akın akın Azerbaycan’a gittiler. Oteller doldu taştı. Otel işletmeleri, turizm sektörü müşteri sıkıntısı çekmeyince hizmette kaliteyi düşürdüler. Müşterilerine saygısız, ilgisiz ve minnetsiz davranmaya başladılar. Bugün o otellerin çoğu sinek avlıyor. Van’da turizm sektörü ve turizmden para kazananlar Azerbaycan’ın yaptığı hatayı yaparak bindikleri dalı kesmemeleri gerekir” dediler. Dikkatinizi çekerim. Sitemde bulunanlar turist değil,  İran’dan Van’a turist gönderen turizm acentesi yetkilileri.

Fuarda renkli görüntüler vardı.

İzmir, Ankara, Trabzon, Gümüşhane, Afyon, Siirt, Diyarbakır, Ağrı, Elazığ, Kars, Iğdır, Ardahan, Erzurum, Ankara, İzmir, Çanakkale, Hakkâri, Malatya, Kırıkkale, Karaman, Gaziantep, Eskişehir, Mardin, Seferihisar, Kocaeli, Tokat, Kırıkkale, Adana, Kırşehir, Balıkesir, Bingöl, Çankırı ve daha birçok şehir kültürel zenginlikleriyle güneş ve turizm kenti Van’ımıza taşınmıştı.

Van Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri de kentimizin turizm değerleri, yöresel ürünleriyle fuara ayrı bir güzellik katmışlardı. 

Tarihi değerleri, doğal güzellikleri tanıtan broşür, CD, kitapçık, afiş gibi basılı materyalleri yöresel lezzetler, dost sohbetler tamamlamıştı. Her fuarda olduğu gibi yöresel yiyecekler ikram eden, doğal sağlık ürünü tanıtımı yapan stantlar ile Erciş Kırgız Türkleri, Urartu çivi yazısı yazan Gürpınar Çavuştpeli Mehmet Kuşman gibi  orijinal görüntüler sergileyen stantların önü diğerlerine göre daha kalabalıktı. 

Van’ı önemsediğini gösteren İran’ın Tebriz ve Urmiye Büyükşehir Belediyeleri ve özel firmalarının fuara katılımları dikkat çeken başka bir güzel ayrıntıydı. Ancak binlerce İranlı’nın bulunduğu şehrimizin fuarında sayılı İranlı gördük.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA), İzmir Valiliği,  Van Büyükşehir Belediyesi, Van Ticaret ve Sanayi Odası stantları fuarın gözdeleriydi.

Fuar deyip geçmemek lazım.

Başarılı, saygın fuarların yararları yalnızca katılımcı firmalarla sınırlı olmayıp, çarpan etkisiyle diğer iş kollarını da geliştirmektedir. Ziyaretçilerden ilgi ve beğeni gören fark yaratan, kültür, eğlence boyutu olan fuarlar başlı başına bir turizm hareketidir. Konaklama tesisleri dolar, alış veriş artar, ülkeler ve şehirlerarasında dostluklar gelişir, kent canlanır.

Dün bir fuar daha sona erdi.

İlimizin tanıtımına, turizmine ve ekonominse katkı sağlayan 8.Turizm ve Seyahat Fuarı’nı düzenleyen, destek sağlayan kurum ve  kuruluşları, katılımcıları ve ziyaretçileri kutluyorum.

Gelecekte daha başarılı fuarlar düzenleneceğine inanıyorum.  

Fuar merkezi yanlış yerde

Gelelim dinlediklerimize, gözlemlerimize.

Fuarı gezerken katılımcılardan ve ziyaretçilerden çeşitli yakınmalar dinledik. "Lütfen yazın" dediler. Birçok kişi fuar merkezinin çok yanlış bir yerde olduğunu dile getirdi. Bizde kendilerine şehrimizde yeri veya projesi yanlış olmayan ne var ki dedik. 

Van fuar merkezinin fuarcılık mantığına, kültürüne aykırı çok yanlış bir bölgede yapıldığını herkes kabul ediyor. Ziyaretçilerin ilgisi sınırlı kalan, gelişmeye müsait olmayan fuar merkezi en kısa sürede yaşam ve turizm bölgesi Edremit’e taşınması gerekir.

Daha fazla can sıkmamak için diğer şikayetleri saklı tutuyorum.

Turizme yakışmadı

Turizm denilince  akıllara temizlik, güzellik, bakım, sağlık, yeme içme gelir. Turizm fuarları da tatil mekanları gibi mis gibi kokar, ortam sizi tatile, geziye, seyahate  teşvik eder. Bu hevesle  Van 8.Turizm ve Seyahat Fuarı’nı gezmeye gittik.

Aracımızı fuarın yanında tarla gibi kötü görüntüye sahip onlarca aracın bulunduğu yere park ettik. Fuar merkezine doğru yürürken ilk olarak bakımsız, kimi yerde çöplüğe dönüşen toz toprak, yıkık dökük çevrenin can sıkan görüntüleri bizi ve diğer ziyaretçileri karşıladı. Umudumuzu koruduk.

Fuarın ana giriş kapısından içeri adım attığımızda resmen şok yaşadık. Her yanı camla kaplı Urartu Müzesi benzeri sözde modern fuar merkezinin protokol girişi bitişiğinde  ulu orta yerde tavuk döner satıcısını görünce donduk kaldık. Kendimizi biran  Van has et ciğer kokan sokaklardan birinde sandık. Yanımdaki dostlara Van’da süregelen uyumsuzluğun uyumu boş vermişlik  işte tamda budur dedim.

Turizm olgusuyla çelişki yaratan itici görüntüleri  doğrusu turizm fuarına yakıştırmadık.

Diyeceksiniz ki bu görüntüleri ve daha fazlasını kimse görmedi mi, hiç kimse bu durumdan rahatsız olmadı mı? Bilemiyorum. Biz gazeteciyiz gördüğümüzü yazdık. Onu da fuara gidip görmeyenlere sorun.

Eleştiri can sıkar

Eyyamcılığın, goygoyculuğun gelenekselleştiği, muhataplarınca kabul gördüğü, hatta alışkanlık yarattığı bir toplumda haklı uyarılar, yapıcı eleştiriler kabul görmez, aksine can sıkar.