Acısıyla, hüznüyle bugün o gündür
İkram Kali
Bugün 23 Ekim. 2013.
23 Ekim 2011 pazar günü, Türkiye saati ile 13.41’de Van ve Erciş ilçemizde meydana gelen depremin 3’cü yıl dönümü. Ruhumuzu sarsan, düzenimizi bozan o günü bir kez daha hüzünle yaşıyoruz. Depremde hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımızı rahmetle, saygıyla anıyoruz. Allah bir daha böylesine acı dolu felaket yaşatmasın.
Hep birlikte yaşadığımız 7,2 büyüklüğündeki depremde Van ve Erciş ilçemizde 644 kişi hayatını kaybederken, binlerce insanımız yaralanmış, onbinlerce ev ve iş yeri yıkılmıştı.
Van 1915’ten sonra ikinci büyük muhacirliği (göç) yaşamıştı. Vanlılar gözyaşları içinde yurdun dört bir yanına dağılırken gözyaşları, çaresizlik, hüzün, keder bir birine karışmıştı.
Bugün asılında depremden çok insanlığımızın, hatalarımızın, günahlarımızın, eksiklerimizin muhasebesinin yıl dönümüdür. O nedenle önemli olan depremin yıktıkları değil, bizim insanlık adına yaptıklarımızdır. Deprem, anlayan, kavrayan hepimiz için büyük bir öğreti niteliğindedir.
Deprem felaketi öncesi ve sonrası üzerine yazılacak, konuşulacak, tartışılacak, sorgulanacak çok şey var. Ne konuşalım?
Ne yazalım?
Depremde kaybettiğimiz insanlarımızı mı, yaşadığımız felakete rağmen bugüne kadar kibirinden, gururundan, ihtirasından, aç gözlülüğünden vazgeçmeyenleri mi, deprem enkazı kalktıktan sonra ayıpları, günahları, insanlık dışı davranışları ortaya çıkanları mı, deprem ortamında söz verdikleri halde sözünün altında ezilen bazı kurumları mı, deprem zenginlerini mi, deprem mağdurlarını mı, depremin acılarına, kayıplarına rağmen onurundan kişiliğinden zerre taviz vermeyen şahsiyetli insanları mı, felaketten ders almayan yüzsüleri mi, yoksa yüreğini, sevgisini Vanlı kardeşleriyle paylaşan 75 milyonu mu, her ulustan, her dinden, her ırktan Van’a koşan insanları mı, yeniden dirilen, yeniden heyecanlanan Van’ı mı, bir yılda yapılan 17 bin konutu mu, yapılan konutlarda basit sorunlar çözemeyerek depremzedeleri sinir hastası eden, dilenci konumuna bırakan site yöneticileri ve sorumluluğunun gereğini yapmayan eksiklikleri gidermeyen yüklenici firmaları mı, bizi çaresiz bırakan TOKİ anlayışını mı, Van’a dört elle sarılan eser bağışlayan hayırsever iş adamlarımızı mı, güçlü devletin sağladığı imkanları mı, esnafın sıkıntılarını mı, değişen okullarımızın ismini mi, günah keçisi seçilen insanlarımızı mı, depremde yakınlarını kaybeden insanlarımızın büyük acısını mı, Van’ın yılan hikayesine dönüşen yeni imar planını mı, otogar gibi inen kalkan uçaklardan duyduğumuz heyecanı mı , deprem sonrası oluşan hava ile gerçekleşen çözüm ve normalleşme sürecini mi konuşalım. Yoksa…
Geçen yıl 23 ekim günü Başbakan Erdoğan’ın katılımıyla TOKİ tarafından evleri depremde yıkılan depremzede hak sahipleri için yapılan evlerden 5 bin 341 konutun anahtar teslim töreni yapılmış, deprem sonrası okullar, camiler, iş merkezleri şehirlerin altyapı ve üst yapısı için gerçekleştirilen çalışmaların toplu açılışı gerçekleştirilmişti.
Bugün depremin yıl dönümünde yükselen TOKİ konutlarına Gürpınar Mejingir su kaynağından getirilen su verilmeye başlandı. Gelen su acılara dökülen su olsun. Hüzünlü günde önemli bir sorunun çözülmesi sevindiricidir. 1976 depremini yaşamış, o günün sefaletini görmüş bir Vanlı olarak bugün güçlü devletin bireyi olarak bu hizmetlerde emeği geçen, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere herkese teşekkür ediyoruz.