İkram Kali

Absürt kutlama

İkram Kali

Her yıl Mart ayının son Pazartesi günü başlayan hafta Kütüphane Haftası olarak kutlanıyor.  Bu yıl da 25 Mart-29 Mart 2019 tarihleri arasında 55. Kütüphane Haftası  "Sürdürülebilir Kalkınmada Kütüphanelerin Rolü"  temasıyla kutlanacak.

Hafta nedeniyle, ülke düzeyinde olduğu gibi ilimizde kütüphane konusunda olumlu izlenim oluşturmak; Kitap, Kütüphane ve okuma kültürü, okuma alışkanlığı konularında toplumsal algıyı yükseltmek, Dünya Kütüphaneciliğindeki önemli gelişmelerin paylaşılmasını amaçlamak üzere bazı etkinlikler gerçekleştirilecek.

Van'a münhasır…

Garip, üzücü ama gerçek durum var.

Kütüphane Haftası etkinlikleri kutlanacak kentlerden nüfusu 1 milyonu aşan, Büyükşehir olan Van'da kütüphane yok.

Nasıl olmaz demeyin.

Resmen yok.

Bilindiği gibi Van'da 2011 yılında 23 Ekim ve 9 Kasım tarihlerinde iki büyük deprem meydana geldi. 644 insanımızın hayatını kaybettiği depremlerde 45 bin 900 konut ağır hasar, 22 bin konut ve iş yeri orta hasar gördü. Kitaplar deprem öncesinde sergi salonu olarak kullanılan küçük ve yetersiz binaya taşındı. Kitaplar, ders çalışma alanı ve gereken durumlarda sergiler aynı yerde yapılmaya devam ediyor. Kütüphane var ama yok.

Yeni kütüphane binasının yapımının Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2016 yatırım programına alındığı söylendi. Verilen bu sözün üzerinden 3 yıl geçti. 

Van İl Halk Kütüphanesi ne yıkıldı ne de yenisi yapıldı.

Kütüphane Haftası geliyor.

7 yıldır Van İl Halk Kütüphanesi ağır hasarlı olarak duruyor.

7 yıldır 300 bin öğrencisi olan Van kenti kütüphanesiz!

7 yıldır Vanlı öğrenciler kütüphaneden yararlanamıyor.

7 yıldır Van'ın büyük kütüphane eksikliği kimseyi rahatsız etmiyor.

7 yıldır Vanlılar, öğrenciler birçok kitaba ulaşamıyor.

Depremin etkileri kentimizin ve Vanlıların bünyesinde hissedilmeye devam ediyor.

 Kütüphanesi olmayan Van'ın Kütüphane Haftası bugünden kutlu olsun!

 

 

Korkma!

Derslerde, sınavlarda yani kendimizi ifade ettiğimizde, hakkımızı aradığımızda, bir talepte bulunduğumuzda, bilgimizi sınadığımız alanlarda korku baskın bir duygu olarak karşımıza çıkar. Kurguladığımız korkular bize süreç içinde travmatik sorunlar olarak geri döner. Bir nevi korku ekip korku biçerek yaşarız.

Ruhumuza yerleşen korkular düşüncelerimizi, geleceğimizi yönlendirir. Bildiğimiz, gördüğümüz yanlışlara haksızlıklara karşı çıkmaya cesaret edemeyiz korkudan.  Hakkımızı hukukumuzu aramaktan çekiniriz. Korkular hayatımızı kâbusa dönüştürür.

İleriye gider, yeni korkular icat ederiz ama farkında olmayız.

Korkularımızı ailemizde, çevremizde, toplumda yaygınlaştırmaya çabalarız. Korku odaklı algı yaparız.  Her şeye "hayır" der olacaklara dahi korkudan karşı çıkarız. Küçük düşünürüz. Umutları törpüler, heyecanları öldürürüz korudan. 

Korkmayacağız.

Büyük düşüneceğiz.

Hakkımızsa, taleplerimiz makul ise korkmadan ifade edeceğiz.

Sende korkma.

 

 

Kayyum atansın mı?

31 Mart yerel seçimlerinde bölgemizde seçimin favori iki partisi var. Biri AK Parti diğeri HDP. AK Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan Şubat ayında Yozgat'ta yaptığı konuşmada, "Çukurlar açtılar. O açtıkları çukurlara onları gömdük mü? Gömdük. Şimdi diyorlar ki kayyum atanan yeri geri alacağız... Benim vatandaşım geri almana fırsat veriyorsa, bak söylüyorum devletin verdiği imkânları siz Kandil'e gönderecek olursanız hemen anında hiç beklemeden yine biz kayyumlarımızı atarız. Ve sizlerle yola devam etmeyiz'' dedi.

Marttan sonra kayyum gelebilir yani.

Mesaj bu.

HDP temsilcileri seçim kampanyalarında sanki kayyum atanması için zemin hazırlıyorlar.

Hangi amaca hizmetse…

Konuşmalarında  'Biz Kürdistan'da seçimi alacağız, Apo'nun da heykelini dikeceğiz'  benzeri ifadeler kullanıyor. 

HDP ne yapmak istiyor?

Yazarın Diğer Yazıları