İdris Ortakaya

Yaşam Andan İbarettir…

İdris Ortakaya

İdris Ortakaya

 

              İçinde bulunduğumuz andır yaşam.

Kıymetini bilmek gerek.

Geçmiş bitmiştir. Geri dönmek olanaksızdır.

Gelecek, bilinmeyenlerdir ve hayallerdir.

Hayaller gerçekte olabilir. Olmayabilir de.

O halde anın kıymetini bilmek gerek.

          İnsanlar diğer canlılar gibi doğar, büyür ve sonuçta ölür. Bitkiler ve hayvanlar öldüklerinde geride bir şey bırakamazlar. Eser bırakan, ölümsüzleşen tek yaratık insandır. İnsan olarak yaratılmış olmamızdan dolayı yaratana şükretmeliyiz. İnsanın iyisi, hayırlısı; insana ve insanlığa hizmet edenidir. Yüce yaratandan bizleri hizmet eden insanlardan etmesini dileyelim. Dünyaya gelip yiyip, içip göçenlerden etmesin. Hayvanlarda, bitkilerde, yiyip, içip göçenlerdendir. İnsanın hayırlısı, dünya var olduğu sürece yaşamını devam ettirendir. Dilden dile, nesilden nesile yaşamını cismen değil resmen devam ettirendir.

          Geçmişimizi gözden geçirelim. Onlarca yıl, bir filim şeridi gibi bir kaç saniye gibi kısa bir sürede beyin belleğimizden geçiyor ve bitiyor. Geleceğe ilişkin bir saniye bile garantimiz yok. O halde anın kıymeti bilinmeli.  An itibarı ile ne yapabilirliğimizi düşünüp,  değerlendirip, uygulamaya koymalıyız. Mutlu olmalıyız. Mutlu etmeliyiz. İnsanı sevmeliyiz. İnsana hizmet etmeliyiz. Kinden, nefretten, kötülükten uzak durmalıyız. Bizden sonra gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmalıyız.

          Gözlerini hırs bürümüş, hırsı ve çıkarları uğruna dünyayı yaşanamaz duruma getiren ve bölgemizi kan gölüne çeviren Emperyalist güçler ve onların işbirlikçi uşaklarını görünce insan insanlığından utanıyor.

Bu alçaklar, istikrar içinde olan ülkemizi de bataklıklarının içine çekmeye çalişmaktadırlar. Onlarca denemelerinden sonuç alamayan ve her seferinde yenilgiyle sonuçlanan eylemlerine bıkmadan usanmadan bir yenilerini eklemeye çalışıyorlar. Bir Cumhuriyet Savcımızın, Makam odasını basarak katledilmesi de oyunlarının bir parçasıdır. Bir daha böyle olayların yaşanmaması için adliyelerde girişlerin kontrol altına alınmasından dolayı kıyameti koparan bir kısım avukat ve baro başkanlarının iyi niyetleri sorgulanmalıdır. Bunlar kime hizmet etmektedirler. Bu tedbirlerin alınması için kendilerinin baş vurmaları gerekirken, baş kaldırıda bulunmaları ne anlama gelir. Danıştay üyelerini bir avukat öldürdü. Savcıyı öldürenler avukat cübbesi giyerek içeriye silah soktular. Devletin tedbir almasına isyan etmenin mantıklı bir cevabı var mı? Ne yazık ki bu yaratıkların da literatördeki adı insandır.

          Hiç ölmeyecekmiş gibi, dünyayı sahiplenmeye çalışan bu acımasız insan katilleri de ölümsüzleşmişlerdir. Tarihin kara sayfalarında yerlerini alan Adolf Hitler, Benito Mussolini, Joseph Stalin, Augusto Pinoce, Mişo dayan, Beşer Esat, Sisi, Binyamin Netanyahu vb. Ilk aklımıza gelenler…

Sonuçta iyiler iyi eserler bırakarak rahmetle anılırken, kötülerde yaptıkları zulumleri ile nefretle anılırlar.

İyilik etme, iyi eserler bırakma, her kese nasip olmamaktadır. 

İçimizin insan sevgisi ile dolmasını dilerken "Yaşam andan ibarettir, Kıymetini bilmek gerek" diyen değerli bir arkadaşımın bu çok beğendiğim sözünden hareketle, anı iyi yaşamalıyız.

Yazarın Diğer Yazıları