İdris Ortakaya

Yaşadığımız Coğrafyada Üçüncü Dünya Savaşı Devam Ediyor…

İdris Ortakaya

Coğrafyamızda devam eden üçüncü dünya savaşından en çok ülkemiz etkilenmektedir. Savaşın fiilen devam ettiği yer Suriye’dir. Bu ülke ile sınır uzunluğumuz 911 km.’dir. Bu kadar uzun bir sınırın kontrolu de o denli zordur.

Emperyalist güçlerin uzantıları ve taşaronları olan terör örgütleri bu bölgede savaşırken Rusya’nın hava destekli operesyonları sonucunda savaşla alakası olmayan halktan insanlar can havliyle evini barkını terk ederek Türkiye’ye kaçıyorlar.

Türkiye, zavallı göçmenlerin kaçabileceleri ve kolay ulaşabilecekleri en güvenli limandır. Üç milyona yakın Suriyeli, Iraklı, Afganistanlı ve Pakistanlı göçmenler bu kapsamda Türkiye’de barınmaktadırlar.

Buna karşın; Türkiye’den, Avrupanın herhangi bir ülkesine kaçmak için her gün Ege denizinde onlarca insan boğuluyor, hayatlarını kaybediyorlar. Ya ölürüz, ya kurtuluruz mantığı ile tehlikeleri hiçe sayarak, çoluk çocuklarıyla ölüme koşuyorlar. Bu bir toplumsal intihardır. Bu intihar tüm Dünyanın gözleri önünde gerçekleşmektedir.

Dünyayı yönetenlerin bu trajik tablo karşısında vurdumduymazlıkları, bunların insanlıktan nasibini almadıkları gerçeği ile bizleri karşı karşıya getirmiyor mu?

Birleşmiş Milletler Teşkilatı, 192 devletten oluşmuş büyük bir devasa kuruluştur. Bu kuruluşun insan hakları evrensel beyannamesi çok önemli bir manifestodur. Bu manifesto, kağıt üzerinde, çok insani bir içerik taşımaktadır. Ancak uygulamada herhangi bir geçerliliği yoktur. “İnsanın en temel hakkı yaşama hakkıdır” diye yazılan ve tüm devletlerce imza altına alınan bu manifesto, bu insanık trajedisinin yanında iflas etmiştir. İnsanlığın gözü önünde canlı canlı cereyan eden bu insani katliamlara karşı sessiz kalan ve hiçbir önlem almayan Teşkilat yöneticileri bu katliamın ortaklarıdırlar.

Üç milyon göçmeni ülkemizde barındırarak, bu insanlar için harcamış olduğumuz para miktarı 10 milyar dolarlarla ifade edilmektedir. Avrupalılar, kapılarını zorlayan göçmenlerin geçişlerini önlemek için ve ülkelerini bu göçlerden korumak üzere Türkiyeye üç milyon euro verme kararı almış ve bu insanların Avrupaya geçişini engelleme şartı getirmişlerdir. Bu güne kadar da halen para gelmemiştir. Mevcut durum; Avrupanın samimiyetsizliğinin göstergesi değil midir?

Avrupa’nın iki yüzlülüğünü çok iyi bilmekteyiz… Suç örgütü yöneticilerini kendi ülkelerinde barındıran, kaçak suçlulara kucak açan, koruyan ve bunları bizim aleyhimize kullanan da yine onlar… Nerde dürüstlük, nerde ahlaklı davranış…

En doğru, en isabetli teşhisi Sayın Cumhurbaşkanımız koymuştur… Onların ne mal olduklarını zaman zaman kamuoyu ile paylaşmaktadır. Ancak adamlarda ar yok ki! Utansınlar!...

Halep’de insanlık dışı katliamı görmeyen Avrupa yetkili ağızları ile “Türkiye Kapılarını Açmalıdır” diye beyanatlar veriyor…

Yaaa, siz bizi aptal, enayi mi zannediyorsunuz?

Dünyanın gözü önünde mültecilere misafirperverlik yapan Türkiye’nin yaptıklarını göz ardı edeceksiniz, “kendi menfaatiniz için ne söylenmesi gerekiyorsa onu söyleyeceksiniz”.

Yok, öyle yağma… Sabrımızı sınamayın…

Açarız kapıları “görürsünüz  kapıları açmanın ne demek olduğunu !

192 devlet temsil edilecek Birleşmiş Milletlerde, beş devlet borusunu öttürecek…

Hani demokrattınız?

Nerde demokratlığınız?

Sizdeki bu kafayla bu dünya üçüncü dünya savaşını da yaşar, dördüncüsünü de…

Üçüncü Dünya savaşı dedim yazımın başında. Evet üçüncü dünya savaşını yaşıyoruz. Bundan böyle savaşlar da yapısal olarak değişmiş oldu. Beş devletin çıkarları doğrultusunda savaşlar yapılmaktadır. Bu duruma tek bir ülke lideri isyan etmektedir. Bu isyanını sesli bir şekilde dile getiren Cumhurbaşkanımız tüm mazlum ülkelerin sesi olmaktadır. NATO dahi; Suriyede devam eden vahşeti durdurma yerine Mültecilerin EGE denizinden geçmelerini engelleme kararı aldı.

Çok ciddi ve çok kritik günler geçiriyoruz.

Ülkemizin hiç bir dostunun olmadığını görmekteyiz.

Geçmişte de  ülkemizin dostları yoktu. Dost olanlar çıkarları için dost görünümündeydiler. Bu gün çıkarları tehlikeye düşen sahte dostlarımız terör örgütleri ile kol kola girerek ülkemizi zor duruma düşürmeyi amaçlamaktadırlar.

Cumhurbaşkanımızın çok önemli bir tesbiti var. "Bu coğrafyada, güçlü olmadığımız taktirde bizi bir gün dahi yaşatmazlar".

Çok doğru bir tesbittir.

Allaha şükürler olsun hiç bir ülkenin bize gücü yetmeyecektir.

Yüce Allah yar ve yardımcımız olsun.

Saygılarımla.

Yazarın Diğer Yazıları