İdris Ortakaya

Ülkemiz düşmanları yerli işbirlikçileri iş başında

İdris Ortakaya

Başbakanın ulusa seslenişini dinledim. Ülkem adına yapılan hizmetlerden onur duydum. Nisan, mayıs ve haziran aylarında hükümetin performansı tavan yapmıştır on milyar dolarlara ihale edilen hava alanı inşaatı inanılır gibi değil. Hayal edilmesi dahi düşünülemezdi. İMFden bir milyar dolar kredi alan Türkiye on milyar dolarla hava alanı yaptırabilecek düzeye gelmiştir. Boğaza üçüncü köprü, boğazdan tüp geçit projesi, Dikili Çandarlı da dünyanın onuncu büyük limanı, nükleer enerji santralının sözleşmesi dünyada üçüncü sırada yer alan Yusufeli barajı, hızlı demir yolu projeleri ve saymakla bitiremeyeceğimiz yüzlerce önemli projelere imza atan sayın başbakanımıza  minnettarız.
 Değerli okurlarım, yapılan hizmetleri anlatınca en yakın arkadaşlarımdan dahi eleştiri alıyorum. Sen AKP li olmuşsun diyorlar.Bu eleştirilere muhatap olmamak için elimden geldiğince yazılarımda kimseyi övmemeye gayret ediyorum ama nafile ne yaparsam yapayım sonuçta hükümeti icraatlarından dolayı beğenmek zorunda kalıyorum.Beğenmemem için doğruları yazmamam lazım.Hükümetin doğrusu ile benim doğrum örtüşüyorsa ne mutlu bana.Bundan ancak onur duyarım.Kişisel olarak hükümetten bir beklentim yok.hükümete minnetimde yok.beni eleştiren arkadaşlarıma da ihtiyacım yok minnetim de yok.Ancak ülkeme hizmet eden,ülkem için taş  üstüne  taş koyan herkese minnet ve şükran duyarım.Arkadaşlarımın da doğru pencereden bakmalarını umut ederim.
Ülkemizin büyümesi, gelişmesi ve bölgesel bir güç haline gelmesi bir çok ülkeyi tedirgin ediyor.Bizi her zaman kendilerine bağımlı,onların denetiminde ve onların istediği kadar büyümemizi,gelişmemizi isteyen güçler frene basarak bizim gelişmemizi engellemek istediler.Ülkemizdeki işbirlikçileri vasıtası ile halk ihtilalı provası yaptırıp dört insanımızın ölümüne binlerce insanımızın yaralanmasına yüz milyonlarca dolarlarca maddi zarara uğramamıza neden oldular.
Leyla Zana milletvekili seçildiğinde, meclisteki yemin töreninde "bizim ana dilimiz Kürtçedir" izin verin biz yemini kendi ana dilimizle yapalım dedi. Bunun üzerine Leyla Zana ve diğer milletvekili arkadaşları TBMM 'nden zorla alınarak hapse atıldılar. Onbeş yıl gibi uzun bir süre mahkum oldular. Bu gün millet meclisinde BDP gurup toplantısında Kürtçe konuşabiliyor.TRT kanal şeş yirmi dört saat Kürtçe yayın yapıyor.Geçmişte evinde,arabasında Kürtçe bir kaset yakalanan adam zindana atılıyordu.Bu önemli demokratik hakların kazanımını görmemek için kör olmak lazım.bu önemli demokratik kazanımı bizlere bahşeden başbakanımıza Kürtler minnet duymalıdır.Bir Kürt olarak ben minnet duyuyorum.
Gelelim Alevilere, bu ülkede ben aleviyim diyebilecek insanda mangal gibi yürek olmalıydı.Öylesine sindirilmiş,korkutulmuş,ezilmiş bir toplum,kimse korkusundan alevi olduğunu söyleyemiyor ve kimliğini gizlemek zorunda kalıyordu.Bu gün alevi olduklarını gururla her yerde söyleyebiliyorlar.Bu demokratik kazançlar için başta Başbakanımız ve emeği geçen herkese aleviler minnet duymalıdırlar.Demokratikleşme süreci bittimi elbette bitmedi bu süreç devam etmektedir.Hem Kürtler açısından hem de aleviler açısından.Diğer eksikliklerde mutlaka tamamlanacaktır.Bu süreci aklıselim içinde bekleyip ve takip etmeliyiz.Ne yazık ki ülkemiz düşmanları ve işbirlikçileri hem kürt hem de alevi yarasını durmadan kaşımaya devam ediyorlar.
Liberal demokrat yazarlarının facebook ta yayınlanan ilginç bir yazılarını okudum. Tüylerim ürperdi.Aleviler bu ülkede esaret içinde hiçbir demokratik haklara ulaşmamış ve birtakım aklı başında "izzet doğan" gibi hayatı boyunca Alevilerin inanç ve kültürel özgürlükleri için mücadele eden insanları kabullenmeyen,kendi kafalarına göre Alevileri tahrik eden sokağa dökülmelerini teşvik eden bir anlayışı yaygınlaştırmaya çalışıyorlar.bu günde facebook ta aynı ayaklanma çağrısını Kürtlere yapan bu provokatör işbirlikçi yazarlar Lice deki karakol olayını bahane ederek insanları sokağa dökme mücadelesi vermektedirler.Kürtler için kullandıkları ifade aynen şöyle "gezi parkı eylemi için siz bize faşist dediniz,Kemalist dediniz,statükocu dediniz biz sizin eylemlerinize katılmayız dediniz.ne oldu şimdi Lice de karakol eyleminde ölen Kürt genci için biz sokaklardayız" haydi sizde bize katılın.birlikte yıkıp yakalım.diyen bu anlayışa karşı yasal bir yaptırım yok mu ? Basın mensupları düşündüklerini özgürce yazıya dönüştürür ve dönüştürmelidirler.Ancak insanları sokağa döküp suça teşvik etmelerine izin verilmemeli diye düşünüyorum.Yaranın açılmasını,ülkenin karışması için provakatif görevlerini yaparak vatandaşı devlete karşı suç işleme eylemine teşvik etmektedirler.Bir kaç tv kanalıda aynı düşmanlığı büyük bir zevkle yapmaktadırlar.
Nazım hikmet düne kadar vatan haini idi bu gün Nazım Hikmet'in itibari iade edilerek bir takım caddelere, sokaklara, parklara Nazım Hikmet ismi verildi. Ahmet Kaya'nın, Yılmaz Güney'in mezarları bakanlarımız tarafından ziyaret edildi. Her on yılda bir başımıza gelen askeri cuntaların işi bitirildi. kendileri için yasal bir görev dedikleri iç hizmet yasasındaki ilgili madde de iptal edildi.bu olay demokrasinin zaferidir.Dün bu faşist yönetimlere karşı mücadele eden devrimciler ne yazık ki bu gün bu faşist uygulamalara son veren hükümete karşı halk devrimi provası yaparak ülkemiz düşmanlarına taşeronluk yapmaktadırlar.Bu nasıl bir devrimci anlayış?ben nasıl yıllarca bu adamlarla birlikte olmuşum?Bunlar kime uşaklık ediyorlar,kimden emir alıyorlar.Şaşkınlık içindeyim.
Bu yaptıkları sadece Erdoğan düşmanlığıdır. Bu düşmanlığın, bu kinin nedenini anlamakta zorlanıyorum. Bu eylemlerine destek veren her kesle, her kesimle iş birliği yapabilecek durumdadırlar. Ülkemiz düşmanı olan her kes onların dostudur. Yurttaşlarımızın çok dikkatli olmaları gerekmektedir. Bu ülke düşmanlarının oyununa gelmemeliyiz.

Yazarın Diğer Yazıları