Siyasi partilerin tamamının tercihi dikta sistemidir
İdris Ortakaya
2015 Haziran ayında yapılacak Milletvekili seçimleri sonucunda, sözde Milli İrade belirlenmiş olacak.
Bu nasıl bir milli irade olur.
Bu olsa olsa siyasi parti liderleri ve yönetimlerinin atamaları olur.
Atanacak "Milletvekili memurlar" halkın temsilcileri olamazlar.
Bunlar ancak partilerinin ve genel başkanlarının memurları olarak görevlendirilebilirler.
Doksan yıllık geçmişimizde, parti ve lider suntasından kurtulamadık.
Bu gidişle kurtulacağımızı da sanmıyorum.
Hiç bir dönemde demokrasiyi sindirememiş kişiler, küçük hesaplar peşinde koşarak çıkarlarını birinci planda tutmuştur.
İnsan olmak, insani değerleri sahiplenmek, genel çıkarları özel çıkarların önünde görmek her insana nasip olmayan bir ulviyettir.
Bu eli öpülesi insan tipi ile müşerref olmak da büyük bir şereftir.
Nerede bu insan tipi soranlara diyorum ki, onlar toplumumuzun içinde yaşamaktadırlar.
Sayıları da alabildiğince fazladır.
Bu tipler ne siyasetle, ne ticaretle, ne de yöneticilikle uğraşmazlar.
Bunların zıddı olanların büyük bir bölümü toplumu yönetenlerdir.
Siyasi yapılar genellikle içinde kıskançlık, biribirilerini çekememezlik, hile, desise, yalan, sahtekarlık ve her türlü pisliği barındıran kurumlar olarak algılanmaktadır..
Bu kurumlarda, insani değerlere sahip olanların barınmalarına asla olanak tanınmaz.
Onlara siyasi yapı içinde fazlaca yaşama fırsatı verilmez.
Çünkü siyasi yapı, içinde her türlü pisliği barındırır.
Bu pisliklere bulaşmayan, karşı olan şahıslar, bu yapıdan dışlanırlar.
Ülkemizdeki siyasi partilere bir bakınız, hiç birisi Milletvekili atamasına karşı değil…
Her parti liderinin emrinde emireri olmasını isteyen Milletvekili tayin etmeyi arzu eder.
Bu anti demokratik yapıdan ne beklenir.
Bir de seçilenlere halkın iradesi tecelli etmiş diyeceksin.
Halk bu sistemde noter görevi yapmaktadır.
Tayin edilenleri onaylayandır.
Seçim sistemi, seçim barajı gibi ilkelliklerden kurtulmamız için hiç bir siyasi parti kılını kıpırdatmamakta…
Ülkeyi düşüneceklerine, partilerini düşünmekten kendilerini alıkoyamıyorlar.
Ülkeyi düşünmek genel çıkardır
Partiyi düşünmek ise özel çıkardır.
Özel çıkarlar, genel çıkarların önüne geçerse orada insani değerlerden söz edilemez.
Siyasi partilerin seçmiş oldukları Milletvekillerinin kalitesini görüyoruz.
Bir çoğu sokak kabadayısı.
Bunlar toplumun temsilcileri olamazlar.
Meclisteki davranışları utanç vericidir.
Yeni seçileceklerin de geçmiştekilerden farklı olabileceklerini düşünmüyorum.
Çünkü bunları halk seçmiyor.
Parti yönetimi ve liderler tayin ediyor.
Bu anlamda, seçilecek Milletvekilleri halkımızı özde temsil etmezler ancak sözde temsil ederler.
On yıl içinde bir çok alanda demokratikleşmiş olduğumuz gerçeğini inkar edemeyiz.
Seçim sistemi ve yüzde onluk baraj meselesini çözmek gibi bir gayret gösterilmedi.
Bu demokrasi açısından utanç duyacağımız bir durumdur.
Bu anti demokratik uygulama Ülkemize yakışmayan ve üçüncü sınıf ülkelerinin uyguladıkları bir sistemdir…
Özel çıkarlar nedeni ile sahiplenmek, insan olarak kalitemizin göstergesi diye düşünüyorum.
Kaliteli insanlar tarafından Ülkemizin yönetilmesi dileği ile tüm okurlarıma saygılarımı sunarım.
