İdris Ortakaya

Silahşörle kalemşör aynıdır

İdris Ortakaya

Terör, insanlık suçudur. Bu suçu işleyenler en ağır cezalarla cezalandırılmalıdır.
Terör ikiye ayrılır. Biri silahla, diğeri ise kalemle yapılır. İkisinin de biribirinden farkı yoktur.
Fikir özgürlüğü adı altında işlenen suçlar, silahla işlenenden daha acı ve daha iğrençtir.
Sen insanlara küfür edeceksin, bunun adına fikir özgürlüğü diyeceksin.
Sen insanlara hakaret edeceksin, bunun adına ifade özgürlüğü diyeceksin.
Sen insanlara iftira atıp, şeref ve haysiyetleri ile oynuyacaksın, bunun adına söz söyleme hürriyeti diyeceksin.
Yerin dibine batsın senin ifade özgürlüğün.
Bence bu yaklaşım terörist bir yaklaşımdır.
İfade özgürlüğünün sınırı mutlaka çizilmelidir.
Yasal anlamda bir sınırlama gelmediği taktirde, kendilerini gazete köşe yazarı olarak tanımlayan bu kalemşör teröristlerden çok çekeceğimiz var.
Basın yasası değişmeli ve basındaki boşluklar mutlaka doldurulmalıdır.
Basın, medya patronlarının denetiminden kurtulmadığı sürece bu kör döngü devam edip gidecektir.
Basınla, medyayla ilgisi alakası olmayan ve paradan başka hiç bir şey düşünmeyen para babalarının elinden, basın ve medya kurtarılmalıdır.
Basın ve medya şantaj yapısından arındırılmalı, tehtit etme yapısı bozulmalı, hükümet yıkma, hükümet kurma gibi görevlerine son verilmelidir.
Adam gibi davranabilecek bir çizgiye getirilmelidir.
Türkiye'de tanınmış önemli kalemşörden alıntılar yaparak rahatsızlığımı anlatmaya çalışacağım.
İk örnek; Emin Çölaşan'dır.
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'a dua eden komutan için söylediği "ERDOĞAN'IN SAĞLIĞINA DUA EDEN KOMUTAN YA ONURSUZ, YA SATILMIŞTIR" sözü onun Basın'ı kullanarak yaptığı terrorist bir hareket değil de nedir?
Bu çirkin ve onursuzca söylenen "sözler için" yasal bir yaptırım malesef yoktur.
Hükümet bu boşlukları dolduracak yasal düzenlemeler yapmak zorundadır.
Yoksa bu fikirsiz, fikir özgürlükçü anarşistlerden ülkenin çekeceği vardır.
Engin Ardınç'ında Çölaşan'dan geri kalır yanı yok…
"Akl-ı Kemal" başlıklı yazısında, terbiyesizliğin zirvesine oturmuştur.
Bu kalemşörlerin biribirinden farkı yoktur.
Bunlar patronların önemli militanları ve yağcılarıdırlar.
Bunlar için kesin bir yaptırım getirilmelidir.
Basının yandaşı ve karşıtı olmamalıdır.
Basın gerçek görevini yapmalıdır.
Bu yapılan militanlıklar ve kalemşörlüklerin basınla alakası yoktur.
Anadolu Basın Birliği olarak, hükümetimizin basınla ilgili çalışmalarına katkı sunmak için her koşulda hazır olduğumuzu ilgililerin bilgilerine sunarken, yerel basına gerekli yardım ve desteğin verilmesi konusunun bir an önce harekate geçilmesini beklemekteyiz.

Yazarın Diğer Yazıları