İdris Ortakaya

Rezalet diz boyu

İdris Ortakaya

          İnternette yayınlanan, Başbakanla oğluna ait olduğunu iddia eden konuşma kasetinin, doğru olduğunu tartışmasız olarak peşinen kabullenmiş, Erdoğan düşmanları el ele vererek büyük bir bayram sevinci yaşamaktadırlar.  Dünkü grup toplantılarında yapılan konuşmaları dinledim. Siyasi muhalefet bayram etmektedir. Hemen yargısız infaz başlatıldı. Başbakanın hırsızlığını, siyasi muhalefet kendi kendilerince tescillediler. Başbakanın idamına karar verdiler. Türkiye’yi terket, Başbakanlıktan istifa et, yada savcılara git teslim ol gibi hayallerini dile getirdiler.

          CHP liderinin gurup toplantısı konuşmasını hayretle dinledim. Toplumu enayi mi zannediyor, herkesi cahil,kendisini akıllımı sanıyor. Bu garip insanın yaptığı açıklama aynen şöyle”eski çevre bakanı Erdoğan bayraktar, bu yolsuzlukların kaynağının Başbakan olduğunu açıklayarak, ben istifa ediyorsam Başbakanın da istifa etmesi gerekir” demiş dedi. Bizde Erdoğan Bayraktar’ın istifa konuşmasını dinledik. Hiç böyle bir söylem yok. Aynen şöyle dedi: “Ben bakanlığım süresince hiçbir yasal olmayan iş yapmadım. Yaptığım her iş için de Başbakandan talimat aldım. Benim istifa etmem gerekiyorsa Başbakanın da istifa etmesi gerekir. “ Bu iki ayrı söylemdeki farkı insanlarımız doğru algılıyor. Ancak Kılıçdaroğlu’ da doğru algılıyor ama birkaç kişiyi kandırabilir miyim mantığı ile ahlaki olmayan bir yola tevessül etmektedir. İkinci olarak, Ağrı dağı ne kadar gerçekse, Erciyes dağı ne kadar gerçekse, bu kasette o kadar gerçektir. Bunu bir siyasi liderden duymak gerçekten içler acısıdır. Araştırmadan, soruşturmadan, yargıya götürmeden, yapılan yargısız infazın muhatapları bu ülkeye çok büyük haksızlık ve kötülük etmektedirler.

          Başbakan telefonlarının dinlendiğini biliyordu. Evinde, makam odasında dinleme cihazları yakalandı. Bütün bunları bile bile oğluyla böyle bir telefon konuşması yapmasına ancak Başbakana çamur atmak isteyenler inanır. Aklıbaşında birinin, böyle bir saçmalığa inanması mümkün değildir.

          Başbakan Erdoğan’ın konuşmasını ve yaptığı açıklamalarını da dinledik. Başbakan paralel yapının hazırlamış olduğu bir komplodur. Bunlar tamamen montajdır. Bunu yapanlar devleti yönetmek isteyenlerdir. Bunlar seçimle iş başına gelemeyeceklerini çok iyi bilmektedirler. Darbe yolları ile yönetimi ele geçirmek isteyenlerdir. Bunlar milli iradeye saygı göstermeyen darbecilerdir. Bu darbeciler ülkemiz düşmanı olan emperyalist güçlerin denetiminde ve onların işbirlikçileridir. Bunlar istikrardan rahatsız olanlardır. Bunlar vatan hainleridir. Bunlar faiz lobicileridir.Gibi suçlamalarla kendini savunan Başbakan, bunlardan korkmadığını, ellerinden geleni yapsınlar. Çünkü bu iftiraların, her birisine tek tek cevap vereceğini ifade ederek kendini savunmuş ve yasal yollara başvurarak bu iftiraları atanlardan hesap soracağını söylemiştir. Sayın Devlet Bahçeli, Başbakan bu kasetin montaj olduğunu söylüyor, o zaman Sayın Başbakan bu kasetin montaj olduğunu ispatlasın ve aklansın. Her zaman devlet adamı sorumluluğunda hareket eden Sayın Bahçeli bu olayda da adam gibi davranmıştır. Kendisi takdire şayandır. Parlamentonun en çiğ en çirkin davranışlarını sergileyen Kamer Genç bile Kılıçdaroğlu’ ndan daha ılımlı bir konuşma yaptı. Kamer Genç “kardeşim biz her gün bu mecliste kavga etmek istemiyoruz. Kimseye hırsız demek istemiyoruz. Lütfen Sayın Erdoğan’a söyleyin bu işten kendisini aklasın. Bizde Başbakanımıza hırsız demekten rahatsızız.”Kamer genç böylesine ılımlı olumlu bir konuşma yaparken, CHP’nin genel başkanı, Başbakanı yargısız infaz ederek, CHP gibi önemli bir partinin genel başkanına yakışmayan talihsiz bir açıklama yapmıştır.

          Sayın Başbakan, Kemal Kılıçdaroğlu için CHP’nin genel müdürü diye hitap ediyor. Genel Müdürlük kamuda önemli bir görevdir. Sayın Başbakanın Genel Müdürlere hakaret etmeye hakkı yok. CHP’nin başına kasetle gelen bu adamdan hiçbir şey olmaz. CHP bir an önce bu adamdan kurtulmalıdır.

          Emperyalistlerin uşaklığını yapan bu paralel yapıyla herkesin mücadele etmesi gerekirken, Erdoğan düşmanlığını ülke düşmanlığına eşdeğer gören at gözlüğü takmış, sağını solunu göremeyenlerin ihanetinden çok büyük zararlar görmekteyiz. On yıldır bu ülkeye hizmet eden bu siyasi iktidarın hizmet götürmediği hiçbir yer kalmamıştır. Bu hizmetten rahatsız olanlar, istikrarımızı bozup, karmaşa yaratmaya çalışanlar, 17 Aralık operasyonları ile ekonomik anlamda ülkeyi sıkıntıya sokarak iki ay içinde doların tavan yapmasını sağlamışlardır. Bu ihanet değil de nedir?

          Teknik takiple ülkede yapılan yolsuzluk, hırsızlık, vurgun ve rüşvet gibi bir takım olumsuzlukları belgeleyen, bu belge ve bilgileri arşivleyerek bekleten, bu paralel yapının amacı belli değil mi? Namussuzluğu, hırsızlığı tespit edip te gereğini yapmayanlar, bu namussuzluğun ortağı sayılmazlar mı? Hırsızlığın olmadığı hiçbir dönem yok. Her dönemde hırsızlık yapılmıştır. Bundan sonrada yapılacaktır. Namuslu adam hırsızı yakalayınca gereğini yapar. Namussuzlarda bunları arşivlerinde saklar şantaj malzemesi olarak kullanırlar. İşte bu çeteler gibi…

          Hırsızlık yapan, haksızlık yapan, yolsuzluk yapan, devlet malını gasp edenlere Allah bela versin. Bu ülkeye küçük, basit siyasi çıkarları uğruna zarar verenlere de Allah bela versin.

Yazarın Diğer Yazıları