İdris Ortakaya

İhanet '2'

İdris Ortakaya

Kadersiz memleketim… Kimlerin elinde kaldın… Beş para etmez, kalitesiz bir çok insanı adam ettin. Mevki sahibi ettin.  Zengin ettin, Milletvekili ettin. Bakan ettin. Ne yazık ki onlar senin için hiç bir şey yapmadılar. Senin adına hakkımızı helal etmiyor ve bu insanları Allah’a havale ediyoruz.

Evet, değerli okurlarım son Bakanlarımızdan olan Hüseyin Çelikten bahsediyorum. Geçenlerde köşemde yazdığım "İhanet" başlıklı yazımda, Hüseyin Çeliğin kaderini değiştiren ve ulaşması hayal olan mevkilere, paralara, makamlara ulaşmış olmasını ona bahşeden AK Partiyi yerden yere vurarak en acımasız ve en şiddetli bir şekilde eleştiri topuna tuttuğunu anlatmıştım. Bu yazımda ise bu vatandaşın on yıl boyunca Van’da yapmış olduğu her şeyin sorgulanmasının gerekliliği üzerinde duracağım.

Paralel terör örgütünün bir mensubu olan bu zat, tam on yıl Van’da her şeye dilediği gibi müdahil olmuştur. Onun bilgi ve onayı olmadan Van’da kuş bile uçamamıştır. Şu anda Van’da son on yıl içinde yapılan tüm kurum ve kuruluş atamaları, yani önemli görevlere getirilen bürokratların tamamı Hüseyin Çelikin seçerek atadığı kişilerdir. Van’da Hüseyin yok ama kadrosu dim dik ayaktadır. Bu atananların tamamı, tarafsız müfettişler tarafından araştırılmalı ve sorgulanmalıdır.

AK Parti’nin Van’daki kazanımlarının tamamı, Hüseyin Çelikin yanlış ya da kasıtlı tercihlerinden dolayı kaybedilerek, PKK’ya teslim edilmiştir. Van Belediyesi ve bir çok ilçe belediyeleri AK Parti’nin önemli mevzileriydi. Bunların tamamını AK Parti’nin  kaybetmesi, beş Milletvekilinden iki Milletvekilliğine düşmesi, Hüseyin Çeliğin eseridir. Hüseyin Çelik, başta siyasi partisine, Van’a ve ülkeye ihanet etmiştir. Van da dolaşacak yüzü yoktur. Dolaştığını görenler eminim ki selam dahi vermeyecekler.

PKK’ya göstermelik olarak karşı çıkan Çelik bu gün PKK’nın önemli müttefiklerinden biri olması tesadüfi bir olay değildir. AK Partiyi çözüm sürecinde suçlayarak, PKK’nın bu dönemde Doğu ve Güneydoğu’da örgütlenerek güçlenmiş olmasını anlatmıştır. PKK’nın her yeri cephanelik haline getirdiğini de söyleyen, Hüseyin Çelik, o dönemde Bakandır. Partinin Genel Başkan Yardımcısıdır. Partinin sözcüsüdür. Demek ki Hüseyin efendi, her şeyi bilen ve ortakları olan PKK’ya bir zarar gelmesin diye susmuştur. Şimdi parti ile ilişkisi kalmamış olmasından dolayı kin kusmaya başlamıştır. Paralel tetör örgütünün Başı olan Gülen’e sadakatini bildirerek, devletimizi zor duruma düşürmeye çalışmaktadır. Ey zeka yoksunu adam. Siz milleti salak, kendinizi akıllı mı zannediyorsunuz?  Hiç kimse size inanmıyor. Ama siz halen akıl yoksunu  olduğunuzun farkında değilsiniz.

Van’da tüm resmi ihaleler, Çelikin, denetiminde olduğunu yerel gazeteler günlerce yazmıştır. Her ihalenin bedelinin bu aileye gitmiş olduğu, yine yerel gazetelerin manşetlerindedir. Her taşın altından Çelik çıkmaktadır. Yani Vanın herşeyi, gerek siyasi gerekse ticari ilişkilerin tamamı Çelik ailesinin denetimine sunulmuştur. Ayrıca Van Milletvekili olmak için aday adaylarının bedel ödendiği söylentileri kulaklarımıza gelmektedir. Bir takım araç bayiliklerinin Milletvekili olmanın bedeli olarak sunulduğu söylentileri de Van’da ayyuka çıkmıştır. Kimseye iftira atma gibi bir gayret içinde değilim. Böyle bir şeyi de alçaklık olarak kabul ederim. Ancak Van’da herkes tarafından konuşulan bu söylentilerin araştırılmasını varsa açığa çıkmasını istiyorum.

Hüseyin Çelik ve aile fertlerinin tamamının mal varlıklarının sorgulanması talebimizdir. Hüseyin Çelik YYÜniversitesinde sıradan bir öğretim görevlisi iken Jet Fadıl "Jetpa"nın kontenjanından Doğru Yol Partisi’nden Van Milletvekili olarak seçilmiştir. Jet Fadıl o dönemde her Milletvekili kontenjanı için Tansu Çillerin Doğru yol partisine elli milyon bedel ödediğini açıklamıştı. O dönemde ben de CHP’den Van Milletvekili adayı idim. Van’da bir TV kanalında bir açık oturuma katılmıştım.Tüm siyasi parti adayları bu açık oturuma davetliydi. Yalnız Hüseyin yoktu. Ben jetpanın ellimilyona satın aldığı bu Milletvekili adaylarını, konuşmamda eleştirmiştim. Van’a Siirt'ten göç ederek gelen bu aile varlıklı bir aile değildi. Hüseyinin babası ailenin geçimini imamlıktan aldığı maaşla ve vatanaşların zekatları ile zar zor sağlamaktaydı. Şimdi Karun'laşan bu aileye ait tüm mal varlıklarının araştırılması bir insanlık görevidir. Bu araştırma yapılmadığı taktirde kamu oyunun vicdanında mahkum olursunuz. Devleti yönetenler bu görevi yapmamış olsalar bu söylentilerden doğan olumsuzlakların tamamının ortağı olacaklardır. Bu ailenin tüm mal varlıkları Hüseyinin siyasi gücü sayesinde elde edilmiştir. Bunların tamamı iddiadır. Bu iddiaların tamamı mercek altına alınarak incelenmelidir. Bunlar ya aklanmalı ya da iddialar doğru ise gereği yapılmalıdır. Şimdi top Devlette. Devleti bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz.

Değerli okurlarım, sırtını Devlete dayayıp, siyasi konumlarından destek alan herkes iyi bilmeliler ki biz memleketimize ve ülkemize yapılabilecek her türlü ihanete karşı mücadele edeceğiz.

Saygılarımla…

Yazarın Diğer Yazıları