İdris Ortakaya

İğneyi Kendisine Batıramayan Çuvaldızı Başkasına Batırmamalıdır

İdris Ortakaya

Sinekten yağ çıkarmak. Çok güzel ve günümüzün siyasilerine uygun bir deyimdir. Kaset Genel Başkanı halkın iradesinden umudunu kesmiştir. İktidara değişik yollarla gelmeye çalışmaktadır. Her yolu mübah sayan bu zihniyet mensupları her tür ahlaksız yöntemleri kullanarak iktidar olma heveslerini devam ettirmektedirler.

CHP’nin HDP ile birlikteliğinin el ele, kol kola olduğu açık bir gerçektir. Hatırlayın! PKK’nın Karayılanı birlikte çalışma çağrısında bulunmuştu. Bu çağrı doğrultusunda birliktelik oluşmuştur. Hatta bu gün CHP parti sözcüsü HDP’ye bir çağrı yaparak AKP’ye karşı cephe oluşturma düşüncelerini yenilemiştir. CHP, PKK, PARALEL, ASALA ve tüm uyduruk Devrimciler şu an itibariyle cephe oluşturmuş durumdadırlar.

Tüm emperyalist güçlerin taşeronluğunu yapan bu cephe birliği, yine de bir başarı elde edememenin hırçınlığı ile sinekten yağ çıkarmaya çalışmaktadırlar. "Partim için terörle işbirliği yapıyor diyenler, şerefsizdir, namussuzdur." diyen Kılıçdaroğluna ben de diyorum ki; iş birliği içinde olduğunuz yalanmıdır? Şu yukarıdaki ilişkiler sizin terör örgütü ile turistik bir ilişki içinde olduğunuzun bir işareti midir?

Şeref, namus gibi kavramların uluorta kullanılması hoş karşılanmaz bu kavramları kullanmak şahsınıza hiç yakışmamaktadır. Kimin şeref ve namus sahibi olup olmadığı konusun da halkımızın takdirine bırakıyorum.

Karaman ilinde bulunan Ensar Vakfı şubesinde meydana gelen ve hiçbir insanın kabul etmesinin mümkün olamayacağı ahlaksızlıktan siyasi bir rant oluşturmaya çalışanlar da ,en azından o şerefsiz, namussuz, adi, alçaklar kadar alçak ve namusuzdurlar. Sinekten yağ çıkarma anlayışı budur.

Toplumumuzun içinde ve hemen hemen hayatın her alanında ahlaksız davranışlarla karşılaşmak mümkündür. Daha dün on yaşındaki bir yavru anasının dostu tarafından katledildi. Bu ahlaksız ilişkiyi, öldürülen günahsız yavrunun babası denen alçak namussuz adamın da biliyor olmasını kendi çelişkili açıklamalarından öğrenmekteyiz. Babanın kızı ile ilişkiye girdiği, kardeşlerin biribirleri ile ilişkiye girmiş oldukları iğrençlikleri, öğretmenlerin öğrencileri ile ilişkiye girdikleri adilikleri hemen hemen her gün haber olarak okumaktayız.

Bu iğrenç pislikler; toplumsal değerlerimizi, kültürümüzü yozlaştırarak ahlaksız namussuz bir toplum haline gelebilmemizin adımlarını sıklaştırmışlardır. Amerikan DALLAS dizisi ile enjekte edilmeye başlanan bu “yozlaştırma hareketi ile” baldızı enişteye, teyzeyi yeğene mübah sayan bir nesil yetiştirilmeye çalışıldı ülkemizde.

Tüm manevi değerlerden uzaklaştırarak, Amerikanın ve Avrupanın ne kadar ahlaksızlıkları varsa onu almaya çalışan bir toplum olmamıza gayret sarf edenler önemli mesafe  kat etmişlerdir. Yeni televizyon dizileri ile “toplumu biçimlerdirme çalışmaları” devam etmektedir.

Değerli okurlarım, demek istediğim şudur; Ahlaksızlık; her yerde, her kurumda, hayatın her alanında mevcuttur. Günlük evler kiralayan ve o evlerin zinahane haline getirilmesinden çekinmeyen bu güruh üniversite öğrencilerinin davranışlarına çeki düzen vermek isteyen Hükümeti topa tutarak “özgürlüklere kısıtlama getiremezsiniz” söylemleriyle isyan halindedirler. Şimdi ise bu “kendini bilmezler”; iğneyi kendilerine batırmadan çuvaldızı başkalarına batırmaktadırlar.

Modernlik adına biribirleri ile eşlerini değiştiren ahlaksızlıkların haberlerine ne demeli!  Eş cinsel ahlaksızlığı, insanların cinsel tercihidir diye savunan bu deyyuslara diyorum ki, “kendinize batırdığınız iğne sizi acıtmıyor olabilir”, ama toplum bu düşünce tarzınız dolayısıyla “büyük yara almaktadır”.

Sanatçı diye geçinenlerin birbirlerinin sevgilileri ile ilişkileri hangi noktaya geldiğimizin göstergeleridir. Toplum bu alçaklardan ne öğrenebilir? Sanatçı toplumun gözü önünde bulunan insandır. Örnek davranışları ile topluma önemli mesajlar ulaştırma surumluluğunda olmalıdırlar... Kültürel yozlaşmanın parçası olmamalıdırlar... Hani nerede?

Yüzlerce şubesi olan bir Vakfın bir şubesinde şerefsiz, namussuz, ahlaksız, adi birinin yaptığı bir pislik deşifre olmuştur. Bu alçak adam için yapılabilecek her şey yapılmıştır. Tutuklanmıştır. Vakıf yönetimi de davacı olarak en ağır cezanın verilmesi için işin birinci derecede takipçisi olacağını ifade etmiştir. Aileden sorumlu Bakan bu iğrenç olayı en şiddetli şekilde eleştirmiş ve Vakıfla birlikte bu olayın “savcısı olacağını” söylemiştir. TBMM’nde ise dört siyasi parti araştırma komisyonu kurmuş, araştırma yapılmasını kararlaştırmış ve Meclis’e rapor sunmaları istenmiştir.

Velhasılı; yapılması gereken her şey yapılmıştır. CHP’nin kaset Genel Başkanı’nın bu ahlaksızlığı AK Partiye yükleyip bir siyasi kazanca dönüştürme gayretidir, yapılanlar…. Yani sinekten yağ çıkarma çabasıdır.

Bir okulda bir öğretmenin yaptığı bir namusuzluktan dolayı okul kapatılmalı mı? CHP ne istiyor? Bakanlık neyi eksik yapmıştır? Bunları bir bilgi olarak kamuoyu ile paylaşmalıdır. Ancak CHP her zaman olduğu gibi bu günde çözüm önermeyen, küfür eden, hakaret eden yalan ve iftiralarla meseleyi saptıran yöntemini kullanmıştır.

Geçmişte " Ahlak toplumsal bir Değerdir " başlıklı bir yazımda ahlakı şu şekilde tanımlamıştım. Ahlak : İnsanın temel yapısında bulunan, aile ile, çevre ile, kültür ve eğitim ile gelişen çok önemli toplumsal ve insani bir değerdir. Bu değerin bireyler bazında gelişmiş olması, toplumu olumlu yönde biçimleyen önemli bir kazanımdır. Ahlak, namuslu, temiz, karekterli, edepli, faziletli, onurlu ve haysiyetli değerlerle birlikte anılır. Ancak sevgi ile taçlandırıldığında gerçek değerine ulaşır.Din'in, gelenek, görenek, örf ve adetlerin de ahlakın biçimlenmesinde önemli etken olduğu bir gerçektir.

Ahlaktan nasibini almamış olanların ahlaktan bahsetmesi kadar bir gariplik olamaz. Kaset Genel Başkanı geçenlerde bir gurup toplantısı konuşmasında, Cumhurbaşkanımız için diktatör bozuntusu diyerek gündem oluşturmaya çalışmıştı… Bu günde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı için kullandığı çirkin ifadeden dolayı şaşırmadım. Çünkü ahlak yoksunu kaset başkanından beklenebilen normal bir davranış biçimidir, bu… CHP’ye oy veren yurttaşlar partilerinin yönetiminden mutlaka hesap soracak, diye düşünüyorum.

Bir çok kurumda, okullarda da bu tür hadiseler olmuştur. Bu kurumlar ve okullar kapatılsın mı? Böyle bir saçmalık olabilir mi? Bu alçaklığı ve ahlaksızlığı koruyabilecek hiç kimseyi düşünemiyorum. Sayın Bakanın bu konudan dolayı çok rahatsız olduğuna eminim. Bu alçaklığı yapan o ahlaksız adama idam cezası verilmesini kesinlikle istemektedir. En ağır cazanın verilmesinin de takipçisi olacaktır. Kasetçi Genel Başkanın derdi, amacı “üzüm yeme değil, bağcıyı dövmektir”.

Bu sahte ahlak havarilerine Allah akıl fikir versin.

ALLAH ÜLKEMİZİN YARDIMCISI OLSUN…

Saygılarımla…

 

Yazarın Diğer Yazıları