İdris Ortakaya

Gerçekten ekonomik çöküntü içinde miyiz?

İdris Ortakaya

Ankara'da yirmi yıldan bu yana görüşmediğim bir arkadaşımla karşılaştım, geçenlerde… Bir yere oturup özlem giderdik ve dertleştik… Arkadaşım ülkücü ben Devrimci…. Sohbetimiz oldukça derindi…

Müteahhitlik yapan bu arkadaşıma "işlerin nasıl diye" sordum.

Çok dertli bir şekilde açılmaya başladı.

"Çok zor durumdayız. Elimizdeki işleri tavsiye etmek zorunda kaldık. Devlet ödeme yapamıyor. Ekonomimiz çok zor durumda. Ülke battı. Yandık. Bittik. Ülkeyi yönetemiyorlar" türünde şikayetlerde bulundu.

Tabii ki bu görüşlerine benden de destek bekledi.

Ben de ona şu cevabı verdim:

"Kardeşim, ülkemiz şu anda savaş halindedir. Her hangi bir devletle direk olarak savaşmıyoruz. Ancak birçok Devletle en direk olarak savaşmaktayız. Bizim yerimize Avrupa Devletlerinden birisi ya da en güçlüsü bizim yerimizde olsaydı, şu anda emeklilerine ve memurlarına maaş dahi ödeyemezdi. Çok şükürler olsun ki dimdik ayakta durmaktayız."

Ve devamında şunları söyledim:

"Bir yandan silahlı güçleri ile savaşırken diğer yandan da ekonomik olarak bize savaş açan bu alçaklarla baş etmeye çalışıyoruz. Benim canım malım, çoluk çocuğum bu vatana feda olsun. Hiç bir şeyimiz olmasın vatanımız var olsun"

Yüzüme şaşkın şaşkın bakıyor. "Abi hani sen devrimciydin bu nasıl yaklaşım" dedi.

Evet kardeşim ben devrimciyim. Geçmişte tanıdığın gibiyim. Benim devrimci arkadaşlarım, yaşasın tam bağımsız Türkiye, kahrolsun Amerikan emperyalizmi diyerek idam edildiler. O dönemde emperyalizme uşaklık edenlerce ülkemiz yönetiliyordu. Şu anda Devletimizi yönetenler emperyalizmle mücadele etmektedirler.

Tam bağımsız Türkiye için kefenlerini giymiş yiğitlerin mücadelesinde onlarla birlikteyim.

Arkadaşımın hem şaşkın hem de hoşnut olduğunu gördüm.

Teyit almak istedim ve sordum "doğru mu düşünüyorum?" dedim.

"Evet. Çok memnun oldum" dedi.

Ve ayrıldık.

Evet, değerli okurlarım, ekonomik anlamda sıkıntılarımız yok mu?

Elbette vardır.

AVM'leri dolaşıyorum. Çarşı pazarda dolaşıyorum.

Koskoca mağazalarda müşteri görmek zor.

Restoranlar boş.

Esnaf alabildiğince sıkıntılı.

Memur, emekli geçim derdinde…

Hayat pahalılığı ise almış başını gitmiş…

Kendimden örnek verirsem eğer, "etsiz yemeği yemek olarak saymazdım". Ancak şimdi ayda bir et yiyebiliyorsam, şükrediyorum. Çünkü et çok pahalı. Tavuk eti ve benzeri besinlerle idare etmeye çalışıyoruz. Böyle devam eder mi? Elbette etmez. Mutlaka bu sıkıntılı dönemi aşacağız. Bağımsız ülke olalım da tavuk eti de yemeyelim. Ne olur!....

ÖNCELİĞİMİZ "İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN" felsefesi üzerine…

Dış güçlerin ve onların işbirlikçilerinin çabaları bu ülkeyi yok etmeye yetmez… Çünkü, karşılarında küllerinden doğan ZÜMRÜT-Ü ANKA'lar var….

Ve, asla pes etmeyen ve etmeyecek olan en büyük devrimci RECEP TAYYİP ERDOĞAN var…

Kimse, bize diz çöktüremeyecek…

Kimse, bu kadim topraklar üzerinde şeytanca emellerine ulaşamayacaktır.

Dün, BİR olarak karşılarındaydık…

Bugün, BİR'iz..

Yarın da, BİR olacağız..

Saygılarımla…

Yazarın Diğer Yazıları