Anadolu basını desteklenmelidir

Basın ülkemizde, büyük bir sektör olarak varlığını sürdürmektedir. Bu sektör kendi çıkarları doğrultusunda mücadele etmektedir. Bunları temsil eden Gazeteciler Cemiyeti de, medya patronlarının emrinde ve onların istemleri doğrultusunda şekillenmektedir.
Basın ve medya, ülkemizde çok önemli bir güçtür. Dördüncü güc denilen medya gücü, hükümetler kuran, beğenmedikleri hükümetleri değiştiren yapısıyla zaman zaman birinci güç olarak da değerlendirilmektedirler.
Cumhuriyetimizin tek siyasi partisi olan CHP'si bu ülkeyi tamı tamına seksen yıl, ya direk ya da endirek bir sekilde yönetmiştir.
Yirmi yedi yıllık fasist dikta yönetimi sonunda çok partili sisteme geçmiş, ilk seçimlerde, seçimi kaybetmiştir.
Seçimi kazanan siyasi parti "biz hükümetiz, ancak CHP iktidardır" derken önemli bir gerçeği dile getirmişlerdir.
CHP'nin vesayetlerinden ülke daha tamamen kurtulamamıştır.
Silahlı vesayetten kurtulmuştur ülkemiz, şükürler olsun.
Yargı vesayetinden de kurtulmak üzeredir.
Basın ve medya vesayeti halen devam etmektedir.
Bu vesayetten de mutlaka kurtulacaktır.
Son on yıldır iktidardan uzaklaştırılan CHP yeniden iktidar olmak için tüm ülke düşmanları ile işbirliğine girmiş ve bir kaç kez halk ihtilali yapma girişiminde bulunmuştur.
Tüm girişimlerinden sonuç alamamıştır.
Bundan sonar da sonuç alması ihtimal dahilinde değildir.
Seksen yıllık insani olmayan baskıcı zihniyetleri ile ülkemizdeki tüm halk kesimlerine zulmetmiştir, CHP.
Zulmünün sonucunda PKK terör örgütünün doğmasına neden olmuşlardır.
PKK terör örgütü CHP'nin ülkemize armağanıdır.
Çırpınışları artık sona yaklaşmıştır… Çağ dışı zihniyetleri ile bu bataklıktan kurtulamayıp, yok olacaklardır.
Medya vesayetininin de gereken denetimlerden geçerek disipline edilecekleri inancındayım.
Basın, medya halkın doğru ve zamanında haber alması görevi ile yükümlüdürler.
Bu haberlerin halk kitlelerine ulaştırıldığında özgür olmalıdırlar.
Özgürlük, bir başkasının özgürlüğü sınırına kadardır.
Bir başkasının özgürlüğune girmek onu taciz etmektir.
Günümüzdeki basın anlayışı insanlara hakaret eden, insanlara iftira atan bir yapı üzerine inşa edilmiştir.
Olmaz olsun böyle basın.
Basın AHLAKLI olmalı. NAMUSLU olmalı. Kimseye İFTİRA atmamalı. Kimseye HAKARET etmemeli. ELEŞTİRİ yapmak en doğal hakkıdır. YANLIŞLARI SÖYLEMEK görevidir.
Basın ülkenin genel çıkarlarını özel çıkarlarının üstünde görmelidir.
Kendi özel çıkarlarını, ülke genel çıkarlarının üstünde görür ise bunun adına basın denmez. Medya patronluğu ve ticari bir sektör denir.
Üçüncü Genel Kurulunda, Yüksek Danışma Kurulu Başkanı olarak şahsıma verilen görevden dolayı Anadolu Basın Yayın Birliğine şükranlarımı sunuyorum.
Anadolu Basın Yayın Birliği olarak yukarıda çizmeye çalıştığım düşünce doğrultusunda çalışmaya katkı sunmak için elimden geleni yapacağım.
Yerel basın, tekelci medya patronlarına karşı , halka doğru bilgileri aktarmak konusunda ciddi bir altarnatif olabilir.
Ekonomik anlamda Devletin ciddi bir destek vermesine ihtiyaç vardır.
Büyük zorluklarla gazetelerini çıkarmaya çalışan bugün sayıları yüz binlere varan yerel gazeteler desteklenmelidir.
Anadolu Basın Yayın Birliği olarak Ülkemizde yayın hayatını devam ettiren yerel gazete, radyo ve televizyoncuların sesi ve savunucusu olacağız.
Bölge Başkanlıklarımızın, Bölgelerinde tesbit edecekleri sorunların Devlet nezdinde takipçisi olacağız.
Tekelci, çıkarcı medya patronlarının emrinde çalışan tüm basın emekçilerinin de üst birliği olarak, onların da hak ve menfaatlerinin savunucusu olacağız.
Eski Türkiyenin oluşturduğu Basın anlayışının üstüne bir sünger çekerek, Yeni Türkiye'ye uygun bir Basın anlayışı getirmek üzere ciddi bir çalışma başlattık.
Muhallif medyaya karşı yandaş medya anlayışı bize uygun bir anlayış değildir.
Bu anlayış yanlışa yanlışla cevap vermektir.
Doğrusunu yapmak bizim karakterimize uygundur.
O da yüzbinlerce gazeteci, radyocu televizyoncu sahip ve çalışanları ile birlik olarak, namuslu, dürust, kimseye hakaret etmeden, kimseye iftira atmadan ülke tarafı olabilecek bir yapıyı oluşturmaktır.
Saygılarımla…