Hikmet Aksoy

Ya Rabb'im bizi bu durumdan kurtar...

Hikmet Aksoy

Ülke gündemi "siyaset ve terör ikilemi"  ile devam edip gidiyor. TBMM'deki kavgalı geçen anayasa değişikliği görüşmeleri sonrası; şimdi  "Partili Cumhurbaşkanı" tartışmalarıyla devam ediyor. Bunun nereye varacağını halkoylamasından sonra göreceğiz.

"Partili Cumhurbaşkanı?.."

Siyaset dünyamızın, demokrasi tarihimizin  kazanacağı yepyeni bir deyim...

 Yeni bir sürecin başlangıcı mı dersiniz?

Olabilir de; olmayabilir de...

xxx

 "Cumhurbaşkanı..."

"...............Partili Cumhurbaşkanı..."

"Başkan..."

Doksan dört yıllık  "Cumhurbaşkanlığı" süreci "the end" olacak, ardından  ".........  Partili Cumhurbaşkanı" dönemi başlayacak//mı?

 "Başkan" olmadı ;  "bari buradan yak!" örneği, "Partili Cumhurbaşkanı"  gelecek  işin başına...

Yurttaşın iradesi... Ne diyebiliriz  ki?

Gelsin bakalım, ama bu filmin devamı nasıl olacak?

Hadi,   "......... Partili Cumhurbaşkanı" çok adil çıktı, Allah korkusunu yüreğinde/beyninde duydu, adil davrandı, güven verdi yurttaşa...

Bir şans belki de bu?  Öyle olsun, diyelim.

Ama, tavlada bir de "gele atma durumu"nu yaşamak var.

Yurttaş; ülkesinde dirlik-düzen, refah/mutluluk, adalet, huzur, çağdaş bir sosyal yaşam istiyor, didişme/kavga değil.

Siyasal kavgayı hiç...

xxx

Gazeteciliğe 1953 yılında başladım. O tarihten bugüne siyasetin içinde değil, siyasetçinin peşindeyim.  "Tek Parti Dönemi"nin son yıllarını, DP iktidarını baştan-sona yaşadım.

 27 Mayıs darbesini, sonrasındaki girişimleri, koalisyonları, 12 Eylül darbesini yaşadım, yazdım

DP döneminden gelen bir alışkanlık var siyaset anlayışımızda maalesef: "İktidar bizim, herşey bizden sorulur" kasabalı siyasetçi kafası...

O dönemde biraz da "Tek Parti Dönemi"nin alışkanlığı olacak;  kimi illerde ve ilçelerde parti başkanları hükümetin icraatlarını sahiplenip, bir devlet görevlisi gibi izler, açılış törenlerinde valinin, kaymakamın hemen yanıbaşında boy gösterir, kurdela keser, beşuş  bir yüzle tören alanındakilere "Bakın benim partim yaptı" çakasıyla göğüs gerer, çalım atardı.

Dikkatinizi çekmek isterim. Bu caka yapmak, fiyaka satmak öncenin yani;  "Tek Parti  Dönemi"nin yanlış bir tutumuydu.

Devam etmemeliydi.

DP kendi döneminde bunu aksatmadan uyguladı maalesef.

Doğru mu?  Elbette ki yanlış...

Devletin "partili" olma gibi görüntüsü mü olur?

Demokrasi olmayınca olur da; "Çok Partili Döneme" geçtikten sonra "Devlet+Parti" birlikteliğinin yaşandığı, yani "partizanca" tutumun sergilendiği zamanlarda, geçmişte ülkede huzursuzluğun arttığını inkar eden çıkmaz aramızdan herhalde...

Demem o ki  "particilik"; ekonomik anlamda kalkınmamış, siyasal yaşamını demokratik kurallara/kaidelere sıkı şekilde henüz bağlamamış, sosyal yaşamını kültürel ve sanatsal olgularla beslememiş bir toplumu;  "bizim parti kazanacak" kör siyaset anlayışıyla sandığa koşturmak gibi hiç ahlaki olmayan bir anlayıştan  kurtarma zamanını yaşıyoruz.

Partili hükümetlerin  "demokrat hükümet" olmalarını beklerken; "Partili Cumhurbaşkanı" sorunu çıktı önümüze...

Ya Rabb'im, Sen hayırlara vesile eyle!..

Yazarın Diğer Yazıları