Hikmet Aksoy

Terör... Polis... Milliyetçilik...

Hikmet Aksoy

Terör bu kez diplomasiye yöneldi. Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrea Karov  sanatsal duygu ve heyecanlar yaşadığı dakikalarda suikaste maruz kaldı. Öldürüldü.

Ne acıdır ki, menfur olayı gerçekleştiren ise bir polis...

İnsanın aklının duracağı geliyor.

Bir polis,  konuk Büyükelçiyi tabancayla öldürüyor.

Hayra alamet bir şey değil!

O polis, görevli olsun olmasın, her durumda Büyükelçinin güvenliğini vicdani ve mesleki  sorumluluk duyarak  sağlamak durumda iken; yaptığı aşağılık harekete bakar mısınız?

Vatan kurtaran aslan mübarek!..

Neymiş?

Milliyetçilik damarı kabarmış, tetiği çekerken Halep'teki insanlık dramını anımsatmak için;  "Halep'i unutmayın. Suriye'yi unutmayın. Allahu ekber!.." diye haykırmış.

İyi nane yemiş!..

Böyle milliyetçilik(!) mi olur?

Salaklık... Hiçbir Türk milliyetçisi salak olamaz. Çünkü, bin kez ülkesini, insanını düşünür. Ondan sonra yine düşünür...

Düşünür ve eylemini ülkesi ve insanı için yapmaktan da geri durmaz. Çünkü, bu noktadan ötesi yoktur ve yapacağı eylemden başka bir çaresi kalmamıştır onun için...

Ne yaptın?

Milliyetçilik(!) ayağına yatıp, "vatan kurtaran aslan" havalarına girip, Rus Büyükelçisine kurşun yağdırdın.

Ulan o Büyükelçi,  tüm varlığıyla sana emanet...

Misafirin...

Aklınca iş yaptın güya!

xxx

Bir devlet görevlisi polisin, bir diğer ülkenin mensubu kişiyi  tabancayla vurup öldürmesi ülkemizde terörün nerelere ulaştığının işareti oldu.

Eskiden özellikle polis ve öğretmen olacaklar için "kırk dereden su getirtilir, gelmişi/geçmişi sorulur", araştırılırdı.

Şimdi?..

Göstermelik sınavları kazananlar polis de oluyor, öğretmen de...

Çünkü, sınav soruları aylar öncesinden "bizden olan" adaylara servis edilmedi mi bu ülkede?

"Biz... Bizim... Bizden..." yönetim anlayışı...

Sonuç; devletin güvenlik görevlisi suikast yapıyor.

xxx

Bir çuval inciri berbat etme" noktasındayız. Noktasındayız ve hiç de iyi havada değiliz.

Belli ki, dış güçler "cirit atıyor"  ülkede...

Yirmi birinci yüzyılın başında,  silahlı savaşı ülkelerinden uzak tutmayı kendilerine yeğleyen devletler;  güçleri oranında bunu şimdilik başarıyor görünüyorlar.

Ama, terörün ülkeler arası sınır tanımazlığı,  bu belanın hiç bir toplum için kaçınılır yönü ve yanı bulunmadığı gerçeğini onlar da kabul edecekler er-geç...

Barış, o zaman gelir insanlığa belki...

Yazarın Diğer Yazıları