Şükredelim...

Ülkemiz zor süreçten geçiyor diyoruz ya; kimileri bundan rant payı çıkarma derdine mi düştü,  diye şaşırıp kaldım. Ülkemiz için tehlike var... Çoğunluk bu kanıda... Kapımızın önünde taa Amerika-Avrupa kıtalarından  gelip boza pişiren güçler var.

Bu eylemlerini Tunus'ta, Libya'da, Mısır'da, Irak'ta, Afganistan'da pişirdiler.

Şimdi Suriye'de sıra...

Yakıp-yıkıyorlar.

Bombalayıp yok ediyorlar

İnsanlar perişan, insanlar ölüyor.

 "- Olsun, onlar Müslüman..." adi insan yorumu...

İnsanlık nicedir böyle bir büyük trajediyi yaşıyor.

Bir yanda, perişan bir dünya/insanlık... Ölüler, yaralılar, yıkılan haneler, yetim/öksüz kalan çocuklar.

Diğer yanda; bu dramı yaratanlar, doymak bilmeyen iştahlarıyla  dünyayı yakıp/yıkıp yaşanmaz duruma getirenler... Bu acı manzaraya el çırpan eller...

Doyumsuzluk.

 Yüce Rabb'im bu ne doyumsuz vebal böyle?

xxx

Türkiye "ateş çemberi"nin içinde bırakılmak isteniyor.

Bu konuda "Batı" denen  güçlerin   "Büyük Ortadoğu Projesi" olarak sahnelediği oyunun önünde-sonunda Türkiye'nin de kapısını çalacağı aşikar.

 Hatta, çalıyor bile...

 Şu aşamada böyle bir şer oyununa dahil olmanın başlangıçta sözünü ettiğimiz "zor süreç"in kendisi olduğu gün gibi ortada...

Zor durumda da olsa mizah yapacaksınız ya; horona kalkıp oynasak da, oturup oynamasak da aynı belayı/şeri kafamıza yıkmaya çalışan bir güç var kapımızda/karşımızda...

 Siz istediğiniz kadar hayırı/sevabı/iyiliği tercih ediniz, şer haydutu gece yarısı gelip kapınızı çalıyor.

xxx

Yukarıda adlarını yazdığımız ülkelerde de Batılı güçlerin desteğini alan terör örgütleri, bu ülkeleri -birden değil- yavaş yavaş çektiler terör ortamına...

Suriye bu durumu yaşıyor.

Türkiye de bu ortama  çekilmek isteniyor.

İşte bunun için "zor günler" "sorunlu günler" yaşıyoruz.

Yaşıyoruz da, kimileri bunu siyasal rant olarak mı değerlendirmek istiyor? Buna aklı eren var mı?

xxx

Başbakan Binali Yıldırım, bir yol tarifi yapıyor; "Başkanlık olmazsa bölünürüz" diye...

Aklım şimdi başıma geldi.

Şükrediyorum.

 İyi ki 93 yıldır bölünmemişiz...

Ya da Kurtuluş Savaşı'nın zor günlerinin anlamını bir türlü kavrayamamışız geliyor bana...

LODOS!

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1927 yılında bugünler için şöyle demişti:

"Türkiye'nin güvenliğini gaye tutan, hiç bir milletin aleyhine olmayan bir bakış istikameti bizim daima prensibimizdir olacaktır."