Hikmet Aksoy

Ekmeğe zam ve ardındaki gam...

Hikmet Aksoy

Gizli olan bir konunun duyulmasını kim istemez. Elbette en başta o gizliliği koyan istemez.

Ama gizlilik konusu her gün yaşanan bir olay üzerine ise bunun ifşası, duyulmayacağını sanmak kendi-kendini kandırmak olmaz mı?

Bizim,  "Yer ile gök arasındaki her gizli şey bir gün mutlaka duyulur" diye bir sözümüz var.

İşe bakar mısınız? Trabzon'da ekmeğe gizli zam yapılmış...

Zam, zamdır, eninde-sonunda duyulur.

"Gizli" olunca duyulmaz sanısına kapılanların mutlaka yanıldıklarını çok gördük/yaşadık.

xxx

Trabzon'da ekmeğin 350 gramı eskiden 1,5 liraya satılıyordu. Fırıncı esnafı; una, mayaya, nakliyeye, işçiye, kiraya, suya, tuza bugüne değin gelen zamlara göğüs gerip, diş sıkıp direndiler.

Meslek namusu deyip kepenk kapatmadılar.

Kar'dan  fedakarlık yapıp, geçim zorluğuna onlar da omuz verdiler.

Ama, "Bıçak kemiğe dayanınca" zorunlu olarak Fırıncılar Odasının yolunu tuttular.

Hakları...

Çünkü, başka çıkış yolu yoktu. Zam istediler.

Oda yönetimi de yapacağı zammı kamuoyuyla paylaşacak yerde "sessizlik!.." içinde ekmeğin 350 gr olan gramajını 300 gr'a indirip fiyatını ise 1,5 lirada bırakmış...

Bırakmış ama bir tür zam gelmiş...

Sessiz zam...

 Ama yersen!..

Tüketici, sorun mide ile ilgili olunca ekmeğin gramajının azaltıldığını daha ilk sofra kurulduğunda anlıyor. Çünkü, sofrada ekmek tükeniyor/yetmiyor ve doyamamaktan doğan uyarının yarattığı rahatsızlıkla da konuyu araştıran tüketici; iletişim araçlarıyla, medya yoluyla duyurulmayan, "gizli kalan ekmek gramajının azaltılmasından" kaynaklandığına tanık oluyor.

Sonuçta, konu kent belediye meclisinde tartışılırken ekmek zammından kimsenin haberi olmadığı ortaya çıkıyor.

xxx

Tam bir mizahi öykü ile karşı karşıyayız.

Bilirsiniz,  zam sözcüğü iki kutuplu, iki yönlü, artı-eksi özelliği olan bir  ifade, algı, tanımlama...

Memur-işçi; maaş ve ücretlerine zam yapıldığında olumluluklar yaşanır bilirsiniz.   

Buna karşın, ekonomik nedenlerle piyasada tüketim maddelerine zam geldiğinde ise karamsarlığın egemen olduğunu görürüz. Bu alandaki zam hiç sevilmeyen, beklenmeyen bir ortamdır tüketici için...

 Sanıyorum son olayda, ekmeğin gramajını habersiz küçülterek bunun üzerinden faaliyetlerini sürdürmek durumunda kalan fırıncı esnafını ve Esnaf Odasını eleştirebiliriz.

Bu, bir tür; "vur abalıya!.." olsun.

Ancak, bir esnaf grubunun ayakta kalması/yaşaması için zorunlu olarak zam yapmak varsa;  bunu inkar ederek saklamak olmamalı...

 Temel tüketim maddesi ekmeğe zorunlu zamma "evet", diyelim; ama bunu gizleyerek, tüketici olurunu almadan yapmaya hiç çekinmeden "hayır" demek demokratlığını her zaman gösterelim.

 "Yer ve gök arasında hiç bir şey gizli kalmaz" demiş Atalarımız.

Yazarın Diğer Yazıları