Hikmet Aksoy

Ayıplı siyaset, sahipsiz aydınlar...

Hikmet Aksoy

Kimi siyasetçilerin  mikrofon önüne çıkıp "akıl verme"lerine çoğu kez gülüyorum. Sanki herşeyi gerçek anlamda onlar biliyorlar havaları...

"Herşeyi bilmek" elbette olası değil...

Herşeyi bilmek; her konudan "bilgi kırıntıları" sahibi olmak  durumu gibi bir şey...

Öyle nerede herşeyi bilmek...

Ancak; okumuş, gezmiş, görmüş, incelemiş ve  belli bir alanda/konuda bilgi sahibi kimlik kazanmış, dirsek çürütmüş olmak kuşkusuz farklı bir durum...

Bu " bilir olma kimliği"  de; her yerde ve her zaman ortaya çıkıp konuşmakla ispatlanır  bir durum değil elbet.

"Taş yerinde ağırdır" Atalar  sözü örneği,  neyin nerede ve ne zaman konuşulacağını  da bilmek gerek...

"Ben de burada varım, ben de biliyorum" havalarına girip yapılan zamansız çıkışların hiç hoş karşılanmadığını; çoğunlukla "çuvallama" ile sonuçlandığını akıldan çıkarmamak gerekir ayrıca.

"Söz gümüş ise sükut altındır" öğretisindeki sabırlılık ve ağırbaşlılık da unutulmamalı bu arada...

Ama nerede böyle davranan?

Ağızlar var,  fermuarsız/frensiz... Hem de, öylesine çok ki siyaset söz konusu olunca...

XXX

Bir de yukarıdaki durumun tersi yaşanır ender de olsa...

Herkes konuşmuştur, meramını dilinin döndüğünce, aklının elverdiğince anlatmıştır da; konuşmaya susamış, konuşacağı konuda yüzde üzerinden bin kez haklı görüşlerini bildireceklerin  durumu acınası bir haldir ortada.

Böyleleri, kültürel/eğitsel kalkınmasını tamamlamamış toplumlarda "Deniz Fener'i" (Şu adı kötüye çıkan olaydaki değil) görevi yaparlar ama, onlara  hiç bir zaman aydınlatma görevi  için  sıra gelmez.

Çünkü, konuşanların çokluğu ona sırayı getirmez bir türlü...

Onlar misafir odasında birer biblo, bir süs eşyası olarak görülür, ne yazık ki...

Hem konuşsa ne olacak, ne yazar ki?

Cehaletin bir başka üzücü yüzüdür bu durum...

XXX

Canım herkes astı kesti konuştu, iki kelam da ben edeyim.

 Hayır edemezsin!

"Pişmiş aşa su" mu katılır!..

Ama siz yalan/yanlış konuşuyorsunuz... Ben de derdimi anlatayım, birazcık, diye düşünmeye bile hakkınız olmadığını bilmeniz gerekir.

Takmadınız, konuştunuz. Vay halinize...

O zaman kirli yaftanız  hazırdır... Beğen-beğen al!

XXX

Demokrasimizi geliştirmek uğruna bu anlamsızlıkları yaşayarak bugünlere geldik ne yazık ki... Nice değerlerimiz yıllarca yalnızlığa itilmiş olmalarını yaşadılar, öylece göçüp gittiler aramızdan.

Siyaseti doyumsuzluk noktasına çekenlerindir bu günahlı/ayıplı manzara...

Yazarın Diğer Yazıları