Hikmet Aksoy

Ahilik, esnaf ve kermesler...

Hikmet Aksoy

SAMSUN - Siz bu satırları  okuduğunuzda Orta Anadolu'muzda ahiliğin merkezi KIRŞEHİR'de olacağım, inşallah... Yollardayım, Samsun üzerinden Kırıkkale'ye oradan Kırşehir'e ulaşmak istiyorum.

Biliyorsunuz, ülkemizde "Ahilik Haftası" yaşanıyor. O nedenle aldığım çağrı üzerine Kırşehir'deki kutlamalarda bulunacağım.

Anlamlı,  bir o kadar da zengin kutlama programı yaşanacak Kırşehir'de...

XXX

Ahilik kutlamaları eskiden böylesine önemsenmezdi. Ama ahiliğin anlamı ve önemi anlatılınca/anlaşılınca bayram şeklinde kutlamalar kendiliğinden geldi, ülkemiz gündemine...

Türklerin Anadolu'ya gelmesi ve yerleşik durum almalarından  sonra  esnaf ile halk arasındaki ilişkileri düzenleyen, ilkelere bağlayan "Ahilik anlayışı" da kendiliğinden gelişti, zaman içinde gelenek ve görenekleri oluştu.

Bunlar, ticaret dünyamızı yönlendiren kalıcı ilkeler oldu.

Şimdilerde bu köklü gelenek; esnaf ve sanatkarlar ile meslek kuruluşlarınca yaşatılmak amacıyla  yurdumuzda "Ahilik Haftası"nda kutlamalar yapılıyor.

Doğrusu da bu zaten... Ticaret dünyamızın özünden gelen "ahilik kültürü"ne sahip çıkmak kendimize sahip çıkmaktır bilenler için... Çünkü, bu kültürün Anadolu'da doğmuş ve devam etmiş  olması ve günümüzde yaşatılması, kendi ticaret dünyamızın köklü ve de zengin bir geçmişten geldiğinin işaretidir ayrıca...

Ahilik bir ekonomik sistem/yöntem olduğu kadar; sosyal yaşamdaki düzenleyici kurallarıyla da ticaretin ahlaki boyutlarını, bu dünyadaki yardımlaşmayı, mesleksel sevgi ve saygıyı ön plana çıkarır olması;  başka hiç bir toplumda görülmeyen/yaşanmayan bir güzel durum, bir farklı yaşam tarzımızdır  bizim...

Sadece bu kadar da değil: mesleksel vefa ve kardeşliğin temellerinin atıldığı binbir çiçekli bahçedir ahilik anlayışı/sevgisi...

 XXX

Böylesi güzellikleri yaşayacak olan esnaf ve sanatkarlarımız acaba ne durumda?  

Bir soru sorsam  "bin ah!.." dinleyeceğimi  biliyorum. Esnaf ve sanatkarlarımızın dertlerini bu alanda çalışan pek çok arkadaşımdan dinliyorum ve her seferinde onlarla birlikte dertleniyorum.

Nereden başlayıp anlatsam?.. Özal döneminde "Orta Direk" olarak görülen ve o dönem desteklenip güçlendirilmesi konusunda vaatlerle beklenilen esnaf kesimi, daha sonraları bu alanda AVM'ler de boy atınca  ticaret dünyamızda "martin  icat oldu, mertlik bozuldu" örneği esnaf ve sanatkarlarımız,  ülkemizde "haksız bir yarışa sokuldular."

Bu kadar da değil... İlkbahar ve de yaz aylarında ülkemin kent ve kasabalarında  bir "kermes furyası" başlıyor. Aklına gelen kentin/kasabanın uygun düşen cadde ve sokaklarında kermes düzenliyor.

Bildiğim kadarıyla kermes bir kuruma ya da muhtaç/fakir bir topluluğa yardım amacıyla düzenlenir. Elde edilen gelirle de amaçlanan yerlere yardım yapılır?

Acaba böyle mi oluyor?

Arayan yok, soran hiç...

Bir yerlerden birileri geliyor, "Kermesimize hoş geldiniz" panosu asıyor, sonra et döner servisi, tatlı, kola satışı... Ne masraf yapılıp ne gelir sağlandığı müşterilere fiş kesilerek belgeleniyor. Akşam kar-zarar ortaya çıkıyor.

Bu uygulama yasal olabilir. Sevap da işlenilmiş  olunulabilir. Ama kermesleri bir lokantaya dönüştürmek haksızlık değil mi?

O kentteki lokantacıya, tatlıcıya, manava, bakkala haksızlık değil mi bu uygulama...

Çok kermesler gezdim, gördüm. Oralarda kadınlarımız el ürünü, göz nuru dökerek ördükleri örgüleri, diktikleri giysi ve eşyaları satarak bir aileye, bir yardım kurumuna katkı veriyorlar.

Çoğu kermeslerde ne için, kim yararına kermes düzenlendiği de belirtilmiyor.

XXX

Esnaf ve sanatkarımızın durumu böyle... Yaşam paydasını AVM'ler ve de herkes paylaşıyor.

 Sahipsiz...

Yine de örnek alınması gereken yaşam kavgası ve meslek ahlaklarını alkışlıyor, ahilik haftalarını kutluyorum.

Yazarın Diğer Yazıları